Farklı gökyüzünde sigaranı içiyorsun sen şimdi. Her nefeste daha fazla çekiyorsun içine. O zehri içine çekerken, gözlerini kısıyorsun. Asla dokunmadığım iki parmağının arasında sıkıca kavrıyorsun sigaranı, sahip olduğun en güzel kadınmışcasına.. İçinde bana asla yer olmayan ütopyanı düşlüyorsun. Gözlerini kapatıyorsun sonra. Bense çayımı yudumluyorum balkonda. Fonda bir şarkı çalıyor. Eşlik ediyorum. Ve kirpiklerim yanağına değsin istiyorum. Burnumu omzuna yaslayayım. Hafif bir esinti var dışarıda. İçim ürperiyor biraz. Üşüdüğümde üzerime aldığım hırka senin olsun istiyorum bu kez. Annem sesleniyor o an. “İçeri geç artık. Hava soğudu” diye. Hiç itiraz etmeden içeri geçiyorum.

Ve sen; farklı gökyüzünde sigaran ve bu kez çayınla birlikte, içinde bana asla yer olmayan ütopyani düşlüyorsun yine. Pişman olmuyorsun yaşayamadıklarından. Çünkü hayatında gri yoktu hiçbir zaman. Bir şey ya siyahtı, ya beyaz.
Ve ben; kendi ütopyamda boğuluyorum karanlıktan. Hiç güneş doğmamış bir kent gibi. Soğuk ve karanlık. Elimden tutup çıkarmıyorsun o karanlıktan. Ağzımda acı bir tat oluyor. Ne kadar tükürsemde geçmiyor.
Ve sen; başka kollarda uyumayı düşlüyorsun şimdi. Başka bedenlerde sevişmeyi istiyorsun.

Duymuyorsun.

Gelmiyorsun.

Sevmiyorsun.

Ve ben; her sabaha seninle uyanmak istiyorum.

Duyamıyorum.

Gelemiyorum.

Sadece seviyorum.

çok güzel


teşekkürler (:

çok güzel.
kimin yazdığını bilen var mı peki?