çokk güzelll

bölüm süper sevil ekrem konuşmalarınna bayıldım devammm...

harika olmuş
çok beğendim yeni bölümü bekliyorum...

çook güzel yazmışsın yb nw zaman

devammm

dem dem yb ne zmn

şimdi yazmaya başlıyorum-bekleyin
veee güzel çocuk isimlerinide yazmayı unutmayın hadi yine iyisiniz
tüyoyu verdim :D

ayyyyyyyyy bebeklerimi oluyorr yoksa ben mi yanlış anladım cnm biraz çabuk yaz yemek yiycemde

hadi şimdi gelcek annem başıma bunuda okuyum çıkıyorum

daha yeni başladım acele etmeye çalışıyorum yetiştirmeye çalışıcam...

Mz :Onu da yarın ziyaret edecez artık, hadi temizlik malzemelerini al da gel...

C&Ch :Niye ki ?

Mz :Sürüp yatıcaz evladım deriye çok iyi geliyormuş, temizlik yapıcaz yani yapacaksınız hadi çabuk...,

burda kahkahalara boğuldum yha eko-sevo da süper olmuş bi dahaki ölümde daha çok eko-sevo istiyorum ona göre devammm

tmm cnm bekliyorummmmmmm

geliyo demekk :D

misafirliğe gitcektik senin için gitmedim hadi

her zaman ki gibi yine süüüüper
yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum ;)

süper devam

S :Anne, biliyor musun Can burda olduğunu söyledi, artık ben seni görmeye buraya gelicem tamam mı, başka çocuklar gelirse onlara bakma tamam mı, kendi anneleriyle karıştırırlar seni, sen de ki ben ‘Sevil’in annesiyim’ dersin dimi anne ? Bazılarının anneleri yanlarında ama ben üzülmüycem Allah seni sevdiği için yanına aldı, biliyorum ama arada gözlerim doluyor yine de, o Ferda cadısı var ya kreşte ki hergün marifetmiş gibi annesinin ördüğü değişik değişik hırkaları giyiyor, hıh bence hiç güzel değiller, mağazada daha güzelleri var, onu hiç kıskanmıyorum, valla bak, bir de geçen gün saçma bir şarkı öğrendik, mini mini bir kuş donmuştu pencereme konmuştuuu, aldım onu içeriyeeeee cik cik cik cik ötsün diyeeee...

Mezarlıktaki diğer kişiler Sevil’e dönmüşlerdi.

Sn :Sevilcim burda şarkı söylenmez...

S :Senoş azıcık durur musun, anne şimdi mantıksız değil mi mini mini bir kuş donsaydı havadan yere düşerdi dimi, hem donmuş hemde konmuş nasıl oluyor akıl var mantık var, hem mini mini bir kuşsa uçmasını nerden biliyor(biraz duraksar)ama belki anne kuş ona öğretmiştir dimi, neyse görüşürüz anne...

SPR OLMUŞ CNM DVM

Konu: Geri: Evcilik Oyunu-İki Delinin Hikayesi 25.Bölüm 152.Sayfa(EN GÜZEL AŞK ZOR OLANMIŞ) Bugün 7:57 pm

--------------------------------------------------------------------------------

30.Bölüm

C :Köle Isaura’nın ahı tuttu senin yüzünden ah ah...

Ch :Niye benim yüzümden olsun be...

C :Ben izlerken gülüyordun kıza ondan...

Mz :Çok konuşmayın iş yapın iş, Cenker şu tabloyu düzelt, senin gibi eğri büğrü duruyor benim simetri hastalığım var bilmiyor musun ?

Cenker tabloyu düzeltir.

C :Oldu mu ?

Mz :Oldu.

Ch :Muzaffer amca gecenin kaçı oldu ya...

Mz :Oğlum saat okumayı bilmiyor musun, saatine bak, Allah Allah...

Ch :Artık temizliği bırakıp yatsak anlamında demiştim.

Mz :Bişey deme çalış çalış...

C :Tamam demeyiz...

Mz :Şimdi sorularıma cevap verin.

C :Baba valla ben öldürmedim o öldürdü, hep onun yüzünden, Aşk-ı Memnu’da da Bihter’e tüyoları o veriyordu, ben yapmadım.

Ch :Noluyo be...

Mz :Bencede noluyo ?

C :Sen şimdi öyle dedin ya bak aynı dedektif falan gibi, korktum valla...

Ch :Salak...

Mz :Eee susun da dinleyin sorularımı, 1,Sevil kimle evlendi...

C :Baba sen tanımazsın bir adamla evlendi işte...

Mz :İyi ki dedin bende adam mı kadın mı diye ikileme düşmüştüm,töbe Yarabbi...

Ch :Hüseyin amcanın ortağının torunuyla evlendi.

Mz :Hım, ne ara tanışmışlar...

C :Formaliteden evlendiler önce ama şimdi birbirlerine aşıklar...

Mz :Yarın bir ziyarete gidelim, bakalım nasıl biriymiş buuu...

C :Ekrem...

Mz :Ekrem.

C :Akıbeti umarım Ayçin gibi olmaz.

---

Sabah

E :Sevilciğim, günaydın çocuğumun annesi, güzel insan...

S :Töbe Bismillah, noldu ateşin mi var(elini Ekremin alnına koyar)yok ateşinde yok(bu sefer kafasına bak)Kafana bişey mi düştü...

E :Hayır, hayatım gayet sıhhatliyim.

S :Sıhhatlisin ?

E :Evet, canım sana kahvaltı hazırlamada yardım edeyim, hatta sen otur ben hazırlayayım kahvaltıyı...

S :İngiltere kraliçesi kamera takmış bizi mi izliyor, Türkiye’nin AB’ye girmesi bize mi bağlı, noldu sana ya, sen bu kadar insani konuşamazsın...

E :Şışt Gülşişe Hüsna Sena Melike güzel konuşmayı öğrensin diye öyle konuşuyorum, hatta yabancı dil eğitimine şimdiden başlamamız lazım, İngilizce, Almanca, Fransızca,İtalyanca,Japonca bilse yeter bence...

S :Ekrem saçmalama fol yok yumurta yok olmayan çocuğa ingilizce öğretiyorsun, istersen beşiktaşın ilk 11’ini de ezberlet...

E :Güzel fikir, deha fışkırıyor eee kimin çocuğunun annesi...

S :Of Ekrem of !

E :Bak sen bana böyle oflayıp duruyorsun, çocuğumuz ilk konuşmasunda anne-baba yerine of diyecek...

S :Ekrem tutturdun çocuk çocuk diye, ay çıldırıcam, yok tamam mı yok, yok çocuk mocuk, olsa, eğer içimde olsa bilirim dimi ben, yok, yok, yok, kendi kendine gelin güvey olup sonra üzülme Ekrem...

Sevil çantasını alıp dışarı çıkar.

Ekrem’se arkasından bakakalır.

---

Sevil’den

S :Ekrem tutturdun çocuk çocuk diye, ay çıldırıcam, yok tamam mı yok, yok çocuk mocuk, olsa, eğer içimde olsa bilirim dimi ben, yok, yok, yok, kendi kendine gelin güvey olup sonra üzülme Ekrem...

Bu sözlerden sonra hızla kendimi dışarı attım.

Adama bak ya, ben annenin ne demek olduğunu bilmeyen ben nasıl anne olabilirim ?

-

5 yaşındalar, okul pikniği

Can :Senin annen niye gelmedi ?

Sevil :Benim annem gelemezde ondan...

Can :Niye çok mu işi var ?

Sevil(gökyüzünü göstererek) :Bak benim annem orda, o kadar yerden nasıl gelsin akıllım...

Can :Bebek misin sen inandın mı buna, annen orda nasıl dursun ki yere düşer bir kere, kim söyledi sana bunu ?

Sevil :Sena teyzem söyledi, annem ordan beni görüyormuş, yaramazlık yapınca kızıyormuş, akıllı, uslu kız olunca gurur duyuyormuş benimle, orda cennet diye çoook güzel bir yer varmış, Allah varmış, melekler varmış, baldan dereler varmış, annem orda bana güzel hediyeler hazırlıyormuş, onun yanına gidince bana verecekmiş onları, ama o gelemezmiş, ben gidebilir mişim, ama uslu bir çocuk olursam rüyama gelirmiş...

Can :Sena teyzen seni kandırmış kızım...

Sevil :Sena teyzem beni kandırmaz bir kere, bak beni zorlama döverim seni ha, sırf annemi üzmemek için uslu duruyorum...

Can :Senin annen ölmüş kızım sana baktığı falan yok...

Sevil :O da ne ?

Can :Onu belki de hiç göremeyeceksin demek, annen orda, gökyüzünde değil...

Sevil(gözleri dolarak) :Hiç mi görmeyeceğim...

Can :Ih ıh...

Sevil(gözleri dolu dolu, hırçınca Can’a yürüyerek) :Yalan söylüyorsun, diycem seni örtmene...

---

İlk yaramazlığımı o zaman yapmıştım sonrada kabına sığmaz biri olmuştum, gerçekler yüzüme vurulduğu zaman bende o çocuğu bir güzel dövmüştüm.

Babam benden nefret ediyordu, annemi ben öldürmüştüm sanki... Kelimelerin yer değiştirmesi ne fark ederdi ki ha annem ben doğarken ölmüştü, ha ben doğarken annemi öldürmüştüm.

Ben anne olabilir miydim ki ?Anne...Hani şu ilkokul arkadaşlarımın yanında gördüğüm onları okula getiren sevgi dolu, korumacı, şefkatli kadınlar...

Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı, kalkıp hastahaneye gittim.

Biraz utana sıkıla meramımı anlattıktan sonra...

Doktorun odasına kötü bir iş yapmışım gibi utana sıkıla girdim.

-Merhaba, hoşgeldiniz.

S :Merhaba, dedim zorlukla...

-Buyrun, oturun lütfen...

Kadının önündeki koltuklardan birine oturdum.

-Evet, hamilelikten mi şüpheleniyorsunuz.

S :Ben değil yani kocam, erkekleri anlamak zor gerçekten, midem bulandı, biraz duygusallaştım diye hemen hamile damgası vurdu.

Birden damdan düşer gibi kadına açılmıştım.

-Evet, zordur, gerçekten farklı organizmalar, bir takım testler yapıp ultrasona giricez...

-

-Buyrun, oturun Sevil hanım...

S :Evet, sonuç nedir...

-Tebrikler Sevil hanım, anne oluyorsunuz.

Kalbimin bir tarafı koltuğa çakılmıştı, ne yapacağını bilememekten, bir tarafı apaçi yapmak istiyordu.

S :B-Ben, ben hiç beklemiyordum bunu gerçekten çok şaşırdım, gibi bişeyler söyledim.

-Eşiniz tahminlerinde yanılmamış...

S :Ultrason gibi adam...

Iy, iğrenç bir espriydi, kadın bozuntuya vermedi hatta gülmeye çalıştı, birtakım laflardan sonra oradan çıktım.

---

Annemin mezarına geldim, ilk o küçük veletten annemin öldüğünü öğrendiğim zaman buraya gelmiştim.

-

Sn :Sevilciğim gerçekten gitmek istiyor musun ?

S :Evet, dedim ya...

Beraber kabristana girerler.

S :Burda çok kişi var hangisi annem, nasıl bulucam onu, ya başkasının annesiyle karışmışsa, ıh kaybolmamıştır dimi ?

Sn :Burda kimse kaybolmaz, bak hepsinin başında bir taş var, orda isimleri yazıyor, bak burası annenin mezarı...

Son kelimeyi biraz zorlanarak söylemişti.

S :Anne, biliyor musun Can burda olduğunu söyledi, artık ben seni görmeye buraya gelicem tamam mı, başka çocuklar gelirse onlara bakma tamam mı, kendi anneleriyle karıştırırlar seni, sen de ki ben ‘Sevil’in annesiyim’ dersin dimi anne ? Bazılarının anneleri yanlarında ama ben üzülmüycem Allah seni sevdiği için yanına aldı, biliyorum ama arada gözlerim doluyor yine de, o Ferda cadısı var ya kreşte ki hergün marifetmiş gibi annesinin ördüğü değişik değişik hırkaları giyiyor, hıh bence hiç güzel değiller, mağazada daha güzelleri var, onu hiç kıskanmıyorum, valla bak, bir de geçen gün saçma bir şarkı öğrendik, mini mini bir kuş donmuştu pencereme konmuştuuu, aldım onu içeriyeeeee cik cik cik cik ötsün diyeeee...

Mezarlıktaki diğer kişiler Sevil’e dönmüşlerdi.

Sn :Sevilcim burda şarkı söylenmez...

S :Senoş azıcık durur musun, anne şimdi mantıksız değil mi mini mini bir kuş donsaydı havadan yere düşerdi dimi, hem donmuş hemde konmuş nasıl oluyor akıl var mantık var, hem mini mini bir kuşsa uçmasını nerden biliyor(biraz duraksar)ama belki anne kuş ona öğretmiştir dimi, neyse görüşürüz anne BURASI ÇOK HOŞUMA GİTTİ

devamm harika olmuşş

hem üzüldüm hem sevindimm..

Harika olmuş cnm devam :D