YaRıN YeNi BöLüMüYlE SiZlErLe

yaşasııııınnn
peki yarın kaç gibi koyarsın cnm... :D

Akşama doğru 18:30 gibi yazmaya başlarım 19:30 gibi koyarım canım

ben 2. bölümden bıraktım okuyamadım çünkü bu duyguları yaşaddığım günler geldi beni amcam da şehit oldu senin senaryondaki gibi karısını ve doğmamış çocuğunu arkasında bırakıp senin senaryonda neler yaşandı bilmiyorum ama çok zor bi durum.Yalnız ilk bölümde sevil heberi alırken orda bayğ bi yanlışın var canım öyle haber vermiyolar evinin önüne bi tabur asker yığılıyo ambulans üst rütbeli askerler filan..neyse devam et güzeldir eminim .

Teşekkürler arkadaşlar yeni bölümü yazmaya başlıyorum yeni okuyucular hoşgeldiniz bu arada hayatım açıkçası pek bilgim olmadığı için olabilecek ihtimaller üzerinden gitmeye çalıştım.Bir de senaryoda Ekrem gerçekten ölmediği için ancak o şekilde kurtarabiliyordum durumu.Yani gerçeklik payı az da olsa var ama tamamen mükemmel değil tabi.Neyse yine de teşekkürler

yb bekliyoruz

Sonunda döndün gözümüz yollarda kaldı =)

yazıyorum ama biraz bekleteceğim sizi hasret sona eriyor merak etmeyin

böle sanki yıllardır sevdiğin birini göremezsinde geleceği gün heyecanlanırsın ya o heyecanla bekliorum

sağol tatlım umarım beklediğinize değer

saol da daha eklemedin mi

haydi Melisciğim ama....

Emin ol değecek eğer kavuşacakalrsa değecek =)

evet ya şarjım bitcek şimdi ekle hadi

offfffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff nerde yb ya

yb yi bekliyoruz cnm....

yb bekliyoruzz

13.BÖLÜM

ekrem=NASIL YA NASIL OLUR???????????

ekrem hulusi'nin çekmecesinde bulduğu o resmi şaşkınlıklar içerisinde inceliyordur.resimdeki adamın o,ona sarılan hatta öpen kızın da daha önce defalarca kaderin onları birleştirerek ya bir restaurantta ya da bir sahil kenarında karşılaştırdığı ve ona onu her gördüğünde nedenini bilmese de içinde farklı ve anlatılamaz duygular hisssettirdiği o kız olduğundan emindir.yani sevil...oysaki sevil onu hiç görmemiştir,restaurantta sadece onu uzaktan görebilmiş ona yaklaşamamışken,o gün sahil kenarına geldiği gün bir tesadüf sonucu yine onunla karşılaşmıştır .hatta bu sefer o kız kollarında bayılmıştır ama yine de kendisini tam olarak görememiştir.peki ya şimdi?bu sefer ki durum tüm bu yaşananlardan çok daha farklıdır.bu sefer o hiç yüz yüze konuşamadığı,selamlaşamadığı onu bunu bırakın bir kez olsun göz göze gelemediği kızla sarılmış hatta yanak yanağa olduğu bir fotoğraf vardır elinde.peki ya bu fotoğraf nasıl,ne zaman,nerede ve daha da önemlisi ne sıfatla çekilmiştir?yavuz'la sevil daha önceden tanışıyorlar mıdır ki?Ya da Ekrem mi demeliyim?ekrem kafası allak bullak,dünyadaki her şey sanki bir anda iç içe girmiş sanki herkes ona bakıp da alay ediyormuşçasına hissediyordur o anlarda ki tam o sırada gözü fotoğrafın arka tarafındaki tarihe kayar birden.bu tarih tam 4 yıl öncesini göstermektedir.ekrem birden duraksar ve alel acele düşünmeye başlar.bundan 4 yıl önce neredeydi,kiminleydi ne yapıyordu diye.sonra bir anda
bundan tam 4 yıl önce hulusi beyle çalışmaya başladığı aklına gelir.hulusi bey onu küçük yaştan itibaren sahiplenmiş olan,onu babası kadar çok seven ve ona hayatın tüm zorluklarını ve çıkmazlarını öğreten insandır ama ekrem sadece hayatının son 4 yılını hatırlarken sanki geriye kalan tüm o yıllar hafızasından silinmiş ve bir daha asla hatırlatılmak istenmemişçesine o dönemlerden geriye hiçbir şey anımsamıyordur.peki ya neden?bu işin içinde mutlaka bir iş var diye düşünmeye başlar.cevabını ise nereden öğreneceğini gayet iyi biliyordur.hemen büyük bir telaş ve merakla çalışma odasından çıkar ve merdivenlerden birer ikişer atlayıp salona doğru ilerler.

SEVİLLERİN EVİ

yaprak fotoğraf da gördüğü adamın yani babasının yavuz abi diye tanıdığı restaurantta çarpıştığı o adam olduğunu fark eder hemen.çok büyük bir şaşkınlıkla resme bakmaya dalıp gider ki tam o sırada hüsna'nın sesiyle irkilir:

hüsna=yavrum bir şey mi dedin?ne abisi anlamadım.
yaprak=(durumu anlamış olmasına karşın bir şey belli etmek istemez)ee şey babaannecim çok güzel diyorum çok yakışıklıymış babam
hüsna=tabi güzel yavrum tabi yakışıklı. o senin baban
yaprak=babaannne peki babam niye bizi bırakıp gitti?herkes buradayken o niye uzakta?o nasıl ayrıldı aramızdan?
hüsna=yavrum baban askerdi.tezkeresini alıp yanımıza döneceği gün bir kaza geçirdi ve aramızdan ayrıldı maalesef.
yaprak=kaza mı?peki onu görmediniz mi hiç?
hüsna=en son askerliği devam ederken izne çıkmıştı yavrum(birden gözleri dolar ve sesi titremeya başlar.ardından da gözlerinden yavaş yavaş yaşlar dökülür)en son o zaman gördük biz de.sonra hiç göremedik.gitti bir daha da...
yaprak=tamam babaanne üzülme,ağlama artık bak babam da üzülür ağlar sonra
hüsna=canım yavrucum benim.sen babanı tanı,bil,göremesen de sev ve her zaman onu kalbinde taşı,asla da kalbinden söküp atma olur mu?
yaprak=babam kalbimden hiç çıkmadı ki babaanne o hep ordaydı zaten!
hüsna=YAVRUM BENİM!!!!!!!! der ve sıkıca yaprak'a sarılıp,kokusunu içine çekerek,aynı zamanda da ekrem'in resmine hüzün ve özlemle bakarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar.

HULUSİ'NİN EVİ

ekrem büyük bir hızla aşağı iner ve tolga'ların karşısında dikilmeye başlar.

tolga=hıh yavuz geldin mi abi hadi otur otur maç başlamak üzere
burak=abi kızgın görünüyorsun ne oldu adamlar ters bir şey mi söyledi?
ekrem sinirden gülmeye başlar.
bülent=abi iyi olduğundan emin misin sen?
emre=yavuz oğlum
ekrem=KESİN SESİNİZİ BE!!!!!neden bahsediyorsunuz siz ya?ne adamı ne iyisi?iyi olacak hal mi kaldı bende?
tolga=ne oluyor ya?ne bu şiddet,bu celal?sakin ol,yavaş gel otur bir şöyle
ekrem=bırak ya bırak!ya siz nasıl adamlarsınız ya?utanmadan bir de karşıma geçmiş maçtan söz ediyorsunuz.siz ne biçim insanlarmışsınız.tanıyamamışım sizi
emre=hoppalaaaaa ya oğlum bir dur,bir sakinleş ne kalleşliğimizi gördün Allah aşkına?
ekrem=ne kalleşliğinizi mi gördüm?söyliyim o zaman işte bu der ve elindeki fotoğrafı tolgaların önüne atar.tolgalar ise resmen şoktalardır.

tolga=ama sen bunu nasıl,nereden yani
ekrem=bunun önemi var mı?
emre=ya abi bak büyük bir yanlış anlaşılma var.şimdi
ekrem=bana palavra sıkmadan doğru düzgün anlatın.seville ben varız bu fotoğrafta ama ne hikmettir ki bu kız beni tanımıyor.bir kez bile yüz yüze konuşmuşluğumuz yokken bundan tam 4 yıl öncesine ait bu fotoğraf nereden çıktı?bundan tam 4 yıl önce hulusi abi ve sizinle tanıştım ben, daha doğrusu yeniden tanıştım.anlattığınıza göre bir trafik kazasından sonra hafızamı kaybetmiştim ve kendimi hatırlayamaz duruma gelmiştim.bir ailem,sevdiğim geride kalan hiçbir insan yoktu hayatımda.hulusi abi hariç.o sahiplenmiş ve küçük yaştayken ölen ailemin yerine geçmişti benim.tabi bir de siz varsınız.siz de benim kardeşlerim saydığım insanlardandınız ve iyi bir çocukluk mazimiz vardı sizinle de.sonrasındaysa işte o kaza olayı olmuştu değil mi?
emre=evet abicim aynen böyle
bülent=anlattıkların gibi evet
ekrem=bunlar hikayenin örtülü ve sahte yüzü şimdi bir de gerçekleri dinleyelim sizden!
tolga=gerçekler bunlar ekrem
ekrem=bir dakika bir dakika sen baba ekrem mi dedin az önce?
tolga=off
emre=ya bak aslında bizim bu anlattıklarımız doğ
burak=YETER ARTIK!!!!!yeter artık uzatmayalım bu oyunu,gerçekleri anlatalım ona.bilsin artık.4 yıl geçti,daha fazla ertelemeyin yeter artık
bülent=ama burak
burak=anlatalım yoksa ben anlatacağım
tolga=tamam sussun herkes!yavuz sen de otur karşımıza abi,kapatın televizyonu da
ekrem=sizi dinliyorum.
tolga=olay bundan tam 4 yıl önce başladı der ve anlatmaya başlar.ekrem bütün anlatılanları dinlerken hayretler içinde kalmaktadır ama büyük bir sabırla da olanları dinlemektedir.bir ara tolga'nın lafını böler.
ekrem=ne yani para hırsı yüzünden çıldırmış manyak bir adam için kul köle mi oldunuz hepiniz?
emre=başka şansımız yoktu ekrem
yavuz=ekrem mi?şu ekrem meselesi ne çıldırıcam şimdi
tolga=sabret anlatıyorum der ve sözlerine devam eder.ona hulusi'nin kendileri üzerindeki emellerini,iktidar politikasını ve geleceğe dair kafasında kurguladığı planların son 4 yıl içinde hangi noktalara ulaştığını anlatır.
ekrem=peki ya ailem?
tolga=ailen seni öldü sanıyorlar.geride bıraktığın aslına bakarsan özenilecek bir evin,iyi bir işin,güzeller güzeli bir karın ve belki hiç görmedin ama dünyalar tatlısı bir kızın var.
ekrem=kızım mı?inanmıyorum benim bir de kızım mı var?
tolga=(evet anlamında başını sallar.)
ekrem=ya karım?
tolga=(gözüyle fotoğraftaki o güzel kadını yani sevil'i işaret eder.)
ekrem=sevil mi?
tolga=evet
tam o sırada ekrem'in gözünden bir damla yaş gelir.nedenini kendisi de çözemez.pişmanlık mı,hüzün mü,sevinç mi,yoksa heyecan mıdır ona bu duyguları yaşatan?belki de hepsi.o an tüm bu duyguları iç içe yaşıyordur.kalbinde bir şeylerin koptuğunu biliyordur.sevil yani ilk görüşte aşk dedikleri duyguyu ona yaşatan ama onu bir kez olsun doğru dürüst göremeyen sevil onun karısıdır.üstelik bir de kızları vardır.ekrem tam bunları düşünmeye dalmışken tolga da sözlerine devam eder.
tolga=ama unutma sen bir ölüsün onlar için.
ekrem=ölü mü? saçmalamayın.ne ölüsü ya?ben ölmedim gördüğünüz gibi.kandırıldım.
emre=biz de kandırıldık ekrem,bizim de geride bıraktığımız insanlar var ama bizim tepkimiz böyle olmadı.
ekrem=o sizin hayattan umudu kesmiş olmanızdan kaynaklanıyor.ben istemeden de olsa geride bıraktığım insanlara arkamı dönemem,onları yalnız bırakamam.zaten bu adam yüzünden 4 yılım zehir oldu.karımı,kızımı,arkadaşlarımı,annemi,babamı göremedim.sahte bir dünya üzerine kurulmuş,süslü arabalar,güzel evler,lüks bir yaşamla gözüm boyanmaya çalışıldı ama kusura bakmayın ben siz değilim asla da olmayacağım der ve ceketini aldığı gibi kapıya yönelir.

burak=nereye?
ekrem=izin verirseniz ailemi bulmaya
tolga=bir dakika ekrem!
ekrem birden arkasını döner.
tolga=İYİ ŞANSLAR!!!
ekrem kafasını usulca sallar ve ardından büyük bir hızla evden çıkar,arabasına bindiği gibi koca istanbul'da sevillerin evini yani aslında kendi evini aramaya koyulur.

2 haftalık bir aradan sonra işye yeni bölüm sizlerle umarım beğenirsiniz!!!!!

çok güzel olmuş cnm karşılaştıkları anı sabırsızlıkla bekliyorum...

sağol tatlım bu arada başlığı değiştiremiyorum kusura bakmayın

harika olmuş cnm
çoookk beğendim
lütfen bi bölüm daha yaz....

bu akşam yazamam maalesef tatlım ama yarın yazabilirsem yazarım,teşekkürler

muhteşem...............

teşekkürler öpüldün sen de