gelsin artık yb

hadi yb!

hadi ya!

bir kısmını yazıp bırakmışım , bu yüzden de koymamışım.
ilham geldiğinde devamını getireceğim =))

Bekliyorum cnm(:

nolrrrrrrrrrrrrr

Yb gelsin(:

walla yaaa

hadi ya?

İYİ OKUMALAR,BOL YORUMLAR =)



£KR£M

Kapının açılmasıyla birbirimize şaşkın şaşkın bakıyorduk.
Müzik hocası içeri girmiş , alkış tutuyordu bize.
‘Aferin çocuklar.artık kararım kesin ; okullar arası müzik yarışmasında ikiniz düet yapacaksınız’
‘nee!’ inanmıyorum..şansım dönmeye mi başladı ne!?
‘hocam siz bizi mi göndermeyi düşünüyordunuz?’ diye sordu sevil hala şaşkın.
‘evet.artık kesin olarak siz gidiyorsunuz.ikiniz birbirinize o kadar uyuyorsunuz ki…’
‘teşekkürler hocam’ dedim.cidden şansım dönüyor sanırım.
-1 HAFTA SONRA-
Müzik yarışmasına hazırlanmak için yine müzik odasındayız.ama bu sefer müzik hocası da var…
‘hangi şarkıyı söylememizi düşündünüz hocam?’ dedi sevil.
‘yabancı bir şarkı söyleyebilir misiniz?’ dedi hoca gözleri üstümüzde.
‘söyleriz hocam!’ dedi Sevil heyecanla.
Hoca sadece bana bakıyordu şimdi.
‘söyleriz hocam’ dedim şüphe içinde.yabancı şarkı ve ben…beceririm umarım.genelde aksanlı söylerim ama,hadi bakalım…
hoca piyanonun başına geçti ;'celine dion-because you loved me' dedi ve çalmaya başladı.
girişi bekledik ve başladık.

'For all those times you stood by me
For all the truth that you made me see

For all the joy you brought to my life
For all the wrong that you made right

For every dream you made come true
For all the love I found in you

I'll be forever thankful baby
You're the one who held me up

Never let me fall
You're the one who saw me through it all'
'çocuklar!!yeter bu kadar..'
‘olmadı mı hocam?’ dedi Sevil üzüntüyle hocaya bakarken.
‘olmadı Sevil.İkinizde çok belli bir aksanla söylüyorsunuz.sesiniz de bu şarkıda gitmedi özellikle Ekrem’inki’ dedi hoca soğuk soğuk.
‘O zaman yerli söyleyeceğiz değil mi Neşet Hocam?’ dedi Sevil.
‘öyle görünüyor’ diye mırıldandı.
‘Hocam bence düet olan bir şarkı seçelim’ dedim tersleyeceğini düşünerek.
‘sizin için öyle daha iyi olacak gibi.’ Hayret nasıl terslemedi ki şimdi bu…
‘Hocam, Teoman-Şebnem Ferah ‘tan İki Yabancı şarkısını söylemeyi deneyelim mi bir?’ dedi Sevil nazikçe.
‘deneyin bakalım’ dedi.
‘yazdan kalma bir günden
ya da çölde çay filminden
bir sahne var aklım oyuncular sanki biziz
mutsuzuz , ikimiziz
kimi aşklar hiç bitmezmiş
bizimkisi bitenlerden
sevmeye yeteneksiziz
iki yabancı,iki yabancı
birlikte ama yanlız
iki yabancıyız
hani o güneşin batışı
bizi tanrıya inandırışı
şu an o akşam aklımda
ama çok zaman önceydi,yaralarımız ağır değildi
bağışladım ben hepsini
hem seni hemde kendimi
o kadar yoktunki
iki yabancı,iki yabancı
birlikte ama yanlız
iki yabancıyız’ söyledim ve gözlerim Sevil’e kaydı.bundan sonrasını o söyleyecekti.

‘yazdan kalma bir günden , ya da "Çölde Çay" filminden
benimde sahneler aklımda ,seninkilerden farkli ama
artık kendini kandırma
yoktur üstüne seninin ,güzeli çirkin yapmakta
suçuysa dünyaya atmakta
neyin bildinki değerini
benimkini bileceksin?
bunu da tabii mahvedeceksin
iki yabancı
iki yabancı
birlikte ama yanlız
iki yabancıyız’ söyledi ve o da bana baktı.
Benden hoşlanıyordu ama fark etmemiştim şimdiye kadar.
Şimdi o benim gerçekten sevgilimdi değil mi?inanması zor geliyor.uzak…
Sıcak,kalp çarptıran ama yıldızlar kadar uzak…ama oldu işte.o benim sevgilim.
Saçları açık, dizinin biraz üstünde turkuaz çiçek desenli bir elbise giymişti.Sevil’di bu.
Tam kollarımı açıp onu kucaklayacağım sırada kaçıyordu.
Uçurumun tam kenarındaydı şimdi.
‘dur!!sakın atlama!!’ diye bağırdım.
‘buna engel bir şey söyle o zaman’ diye mırıldandı.
‘atlarsan sana sarılıp öpemem bir daha’ dedim fısıltıyla.
‘sen..koskocaman bir sapıksın’
‘ama sen bu sapığa aşıksın sevgilim’ diye fısıldadım.
‘evet sevgilim.hem de deliler gibi…’ diye fısıldadı Sevil de.
Uçurumdan uzaklaşıp yanıma doğru gelmeye başladı.
Bir ağacın etrafında dolanıp ona koşarak kolundan tuttum onu.
‘hmm.bu sapık seni o kadar fazla seviyor ki sevgilim’ dedim onu omzundan tutup çimenlere uzanırken.gittikçe kendime çekiyordum onu.
Şimdi çimlerin üstünde birbirine sıkıca sarılan bir çifttik.
Kokusunda kayboluyordum.bu…bu…tanımlayamadığım yağmur ormanlarının,hiçbir zaman gerçek olmayacak müthiş müziğin kokusuydu.
‘Ekrem!EKREM!!’ sesiyle daldığım erkekçe hayalden sıyrıldım.
‘efendim hocam?’ dedim neşet hocaya bakarken.
‘tamam , bu şarkıyı söyleyin.şimdi gidebilirsiniz.’ Dedi tersleyen bir ses tonuyla.
Müzik odasından çıktık ve bakıştık.
‘neye dalmıştın sen??’ dedi Sevil.Sesinde buram buram kıskançlık kokusu vardı.
‘hiiç.öyle düşünüyordum…’ dedim sakince.
‘neyi düşünüyordun?eski sevgililerini mi hatırlattı sana şarkı???’ kıskançlığı sesine öyle bir işlemişti ki şimdi..
‘saçmalama cadım.yarışmayı kazanır mıyız diye düşünüyordum o kadar’ deyip kolumu omzuna attım.
*******************************
Ąyçiŋ
Kantinde Cenker'in karşısına oturup colamı içerken ağzından laf almak utanç vericiydi.
Ondan hoşlanıyordum.Ama o benden hoşlanıyor mu bilmiyorum ki...
'hmm.demek en son geçen yıl biriyle çıktın' dedim düşünceli düşünceli.
'evet.ama sanırım şimdiye kadar gerçek aşkı bulamadım.'
'maalesef bende.'
'şu an birinden hoşlanıyorum ama o benden hoşlanıyor mu onu bile bilmiyorum.'
'bende!!'
've sanırım hoşlandığı başka biri var.'
'evet.benim hoşlandığım kişinin kesin var...ama ne yapabilirim ki...beni sevsin diye zorlayacak halim yok.hem o da birini seviyormuş'
'üzülme bu kadar.bende aynı durumdayım.hey!neşen yerine gelicekse o lavuğu döveyim' dedi sırıtarak.
ah..ahh!bir bilsen o döveyim dediğin lavuğun sen olduğunu!!
'yok yok.kıyamam ki ben ona.' dedim hafif gülümseyerek.
'bugün servisle gitmiycem ve şansa bak.şu mevsimde bu şiddette rüzgar çıkacağı tuttu.'
'aynen.bende servisle gitmiycem ve hava koşulları muhteşem!!' dedim bu kadar tesadüfün nasıl olduğunu düşünerek.
'Şansımıza...' dedi çarpık bir gülümsemeyle.
Colamın son yudumunu içtikten sonra ayağa kalkıp çöp kutusuna boş cola şişesini attım.
Tekrar Cenker'in karşısına oturduğumda gözleri masaya odaklı olarak kalmış,dalıp gitmişti.
Kantinin önünden geçen bir kaç çocuk bize doğru baktı ve içlerinden biri seslendi; 'Cenker!basketbol maçı yapıcaz.sana ihtiyacımız var,geliyor musun?'
Cenker bir an bana baktı ve 'Geliyorum!' diye karşılık verdi.
'Görüşürüz tatlım' dedi ve onlarla beraber gitti.potaya doğru gidiyorlardı.bizim sınıftakilerle mi maç yapacaklardı...Kesin onlar kazanacaktı.Bizim sınıftaki erkekler pek de sportif sayılmaz.Yani Cenkerlerin sınıfındakiler daha iyi oynuyor.Bizimkilere o kadar haksızlık etmeye gerek yok...
**OKUL ÇIKIŞI**
'Kanka!!Sevil!' dönüp baktı.
'Servisle gitmiycem bugün.Söylersin değil mi canım benim??' diye mırıldandım.
'Tabiki tatlım.' dedi gülümseyerek.
Maviş bu kıza yaradı.Pek neşeli çıkmaya başladıklarından beri.Ama sanki biraz kıskanıyor gibi.Neyse canım , beni ilgilendirmez.
Okuldan dışarı çıktım.Kulağıma 'Ayçin' diye bir fısıltı geldi.
Kafamı çevirir çevirmez dibimde Cenker'i gördüm.
'Bana kızdın mı basketbol maçına gidip seni bıraktım orda diye?' dedi tatlı tatlı gülümserken.Eline şeker verilmiş , gülümseyerek teşekkür etmeye çalışan aşırı derece tatlı bir çocuk gibiydi şu an.
'Neden kızıyım canım.Önemli değil.' dedim zoraki bir gülümsemeyle.
'Bak o çocuk için üzülme tamam mı.O yeşil gözlerin bir lavuk için ağladığını görmek istemiyorum.' dedi yanımda yürümeye devam ederken.
'Üzülmüyorum.yani...her neyse..'
Biraz daha ilerledik.Aynı yerlere gidiyorduk sanırım.
'Aynı yere gidiyoruz sanırım?' dedim gözlerimle onun yüz ifadesini tararken.
'Öyle gibi gözüküyor.Sen nereye gidiyorsun?'
'Eski bir ilkokul arkadaşımın evine gidiyorum da.Sen?'
'Babamın iş yerinde yardıma ihtiyacı varmış.Oraya gidiyorum.Cumhuriyet Caddesinde.'
'Ben de Cumhuriyet Caddesine gideceğim.' dedim heyecanımı belli etmeden.
Şiddetle esen rüzgarda yan yana yürüyorduk.Ve yolun sonuna kadar da ayrılmayacaktık.
Acaba söylemeli miydim hoşlandığımı...Ama ya benden hoşlanmıyorsa....Hem hoşlandığı birinin olduğunu söylemişti.
'Ayçin....'
'efendim?'
'Şey....' kesik kesik konuşuyordu.
'Bir şey mi söyleyeceksin?' dedim.belki de benden hoşlandığını söyleyecekti.
'e-evet.'
'söyle'
hiçbir şey söylemeden kolunu omzuma attı.cidden benden mi hoşlanıyor??
kulağıma dudaklarını dayayınca titredim.
'Bir şey çaktırma.Biraz arkamızda hoşlandığım kız ve yanında bir erkek var.onu kıskandırmak için...teşekkür ettim bir taneciğim.'
Beynimden vurulmuşa döndüm.Böyle bir şeyi hiç beklemiyordum.Arkamı dönüp baktım.bizim yaşımızda yanında erkek arkadaşı olan tek kişi şu sarı çiyandı.
tanımadığım halde anında nefret etmiştim bu çiyandan.
'Aptal!' diye fısıldadım kulağına.
'Aptalsın sen!'
'Ayçin,seni kullanmıyorum ben inan bana tatlım'
'Tatlım deme bana.İnsan kendinden hoşlanan bir kızdan böyle bir şey ister mi!!'
'sen benden mi...hoşlanıyordun?' dedi olabilecek en şaşkın ifadesiyle.
'Evet öyle!!Şimdi git ve kendini döv LAVUK!!' dedim hala fısıldarken.eli hala omzumda duruyordu.
'ben...nasıl ya...özür dilerim.binlerce kez özür dilerim.Ben kesinlikle lavuktan da öte bir şeyim...ve şimdi bir lavuk için ağlıyorsun.Yapma.buna bile değmem....'

Şarkılar:
Celine Dion-Because You Loved Me
Teoman&Şebnem Ferah-İki Yabancı

Ayy canım çok güzel olmuş bu ya ellerine sağlık.Cenkere de kızdım ama yazık ayçine bu arada yb bekliyorum.

harika olmuş canım ellerine sağlık yeni bölümü heyecanla bekliyorum

teşekkürler
Sevil&Ekrem ağırlıkta zaten tatlım.

yb en kısa zamanda

teşekkürler =)
ama yok size bu uzunlukta bölüm bundan sonra.
daha uzun yazınca yorumlar azalıyor...

olur mu öyle şey bak ben 2. kez yorum yapıyorum pire için yorgan yakılmaz gibi bir atasözü vardı ne zaman kullanıcağımı bir türlü bilimezdim sanırım bu duruma uyuyor

süperr

bncede saçmalama uzun daha iyi anlıyoruz dvm