ARKADALAR TANITIM YAPMIYORUM HEMEN KONUYA GEÇİYORUM ZATEN KARIŞIK DEĞİL ANLARSINIZZ )
Ümit İbrahim Kantarcılar & The Olympians (Olimposlular)=ŞİMŞEK HIRSIZI
BÖLÜM=1
CEBİRE GİRİŞ DERSİ ÖĞRETMENİMİ YANLIŞLIKLA BUHARLAŞTIRIYORUM
ÜMİT

Bakın melez olmayı ben istemedim.

Sizde melez olduğunuzu düşünerek bu satırları okuyorsanız, tavsiyem şu: sayfayı hemen kapatın! Anne babanız nasıl doğduğunuza dair hangi yalanı söylediyse ona inanın ve normal bir yaşam sürmeyi deneyin

Melez olmak tehlikeli.Korkunç.Çoğu zaman da pis şekillerde, acı çektirerek öldürüyor sizi.

Şayet normal bir çocuksanız, bunu da kurmaca olduğunu düşündüğünüz için okuyorsanız, harika.Okumaya devam edin. Bunların hiçbirinin olmadığına inanabildiğiniz için sizi ne kadar kıskanıyorum.

Ama eğer bu satırlarda kendinizi buluyorsanız, içinizde bir şeyler kıpır kıpır oluyorsa, hemen okumayı bırakın.Siz de bizlerden biri olabilirsiniz.Bir kere bunu anladınız mı,onların da bunu hissetmesi an meselesi olacak ve peşinize düşecekler.

Uyarmadı demeyin.

Benim adım Ümit İbrahim Kantarcılar.

On sekiz yaşındayım. Birkaç ay öncesine kadar, İstanbul'un dışındaki, sorunlu çocuklar için özel bir okul olan Yancy Akademisinde yatılı öğrenciydim.

Sorunlu bir çocukmuyum?

Eh, öylede diyebilirsiniz.

Bunu kanıtlamak için şu kısacık, sefil yaşamımdaki herhangi bir anı anlatabilirim. Ama işler esas geçen Mayıs ayında, akademi bir araştırma gezisi düzenlediğinde, gerçekten kötü gitmeye başladı. Her biri kafadan kontak, yirmi sekiz tane çocuk ve iki öğretmen sarı renkli otobüsümüze atlamış, antik Yunan ve Roma şeylerine bakmak için bir müzeye gitmiştik. Adını bilmiyordum zaten umurumda bile değildi.

Biliyorum, işkenceymiş gibi geliyo kulağa. Yancy Akademisinin çoğu gezisi öyledir.

Ama Bay Brunner (Yunanistanda geldiği için adı öyle), yani latince öğretmenimiz düzenliyordu bu geziyi o yüzden umutluydum

ARKADAŞLAR BURDA KESMEK ZORUNDAYIM ÇÜNKÜ GİDİYORUM BUGÜN BİR BÖLÜM DAHA GELEBİLİR BELKİ YORUM YAZIN LÜTFEN BU ARADA BİRDAHAKİ BÖLÜM 1. BÖLÜMÜN DEVAMI OLACAK

live741 demiş ki:

Çok beğendim tatlım devamını merakla bekliyorum =)

tşk edrim cnm bir kaç saat içinde yazarım . yazamassam yarına kaldı )

TürkÜmitci_Kız demiş ki:

Konu çok güzel (:

Devamını bekliyorum cnm =)

tşk edrm tatlım siz böyle yorumlar yapın bhen size hergün yb yazarım

süper bir kitap seçmişsin. ben bu serini bütün kitaplarını bitirmiştim...

Bu kitabın serisini bitirmiştim ve senaryo olarak yazılması çok hoşuma gitti.Devam =)

öncelikle güzl bi konu
devm et
bu arada ne kitabı bnd okumak isterim ?

ilknur. demiş ki:

öncelikle güzl bi konu
devm et
bu arada ne kitabı bnd okumak isterim ?

PERCY JACKSON VE OLİMPOSLULAR 1. KİTABIN ADI ŞİMŞEK HIRSIZI FİLMİ BİLE VAR

Ümit İbrahim Kantarcılar & The Olympians (Olimposlular)=ŞİMŞEK HIRSIZI
DEVAMI

Bay Brunner, motorlu bir tekerlekli sandalyesi olan orta yaşlı bir adam.Saçları gittikçe seyrekleşiyor, sakalı çalı gibi, eprimiş tüvit ceketi her zaman kahve kokar. Aklınıza havalı bir adam olacağı gelmez ama sınıfta öyküler anlatır, şakalar yapar.Muhteşem bir Roma zırhları ve silahları koleksiyonu da olduğundan, dersinde uyumadığım tek öğretmendir

Bu gezi idare eder diye ummuştum. En azından bir kereliğine başım belaya girmez diye ummuştum

Yanılmışım

Araştırma gezilerinde başıma hep kötü şeyler gelir.

Bu gezide uslu durmaya kararlıydım.

Şehrin içinde ilerlerken yol boyunca Rabia'ya katlandım.O çilli, kızıl saçlı kız sürekli fıstık ezmeli ve ketçaplı sandviçiyle en yakın arkadaşım Kıvırcık'ın kafasına vuruyordu.

Kıvırcık (adını saçma bulsamda bunu ona asla söylemezdim) kolay hedefti. Bir kere sıskaydı. Üstelik sinirlenince ağlıyordu. Üstüne üstlük sakattı. Bacaklarındaki bir kas hastalığından ötürü, ömrü boyunca beden eğitimi dersine sağlayan bir raporu vardı. Yürüyüşü komikti, sanki attığı her adım canını yakıyormuş gibi. Ama bunlar sizi aldatmasın. Yemekhanede börek çıkınca nasıl koştuğunu görmeniz gerek.

LÜTFEN YORUM YAPIN YORUM OLMAZSA ÜZÜLÜRÜM AMA )

çok ilginç ya oldukça hoş devam lütfen=)

tuba9191 demiş ki:

çok ilginç ya oldukça hoş devam lütfen=)

Çok tşk edrm cnm yb yarına

bunun filmini izledim güzeldi özellikle o las vegastaki kıvırcığın dansı çok komikti neyse yeni bölüm ne zman

EKREMCİ GENÇLİK demiş ki:

bunun filmini izledim güzeldi özellikle o las vegastaki kıvırcığın dansı çok komikti neyse yeni bölüm ne zman

yarına cnm )

e yb.........

Ümit İbrahim Kantarcılar & The Olympians (Olimposlular)=ŞİMŞEK HIRSIZI
DEVAMI

Her neyse, Rabia sandviçi bölüp bölüp kıvırcığın kafasına atıyor, attığı parçalar da çocukcağızın kahverengi kıvırcık saçlarına yapışıyordu. Dahası, Rabia ona hiçbirşey yapamayacağımı biliyordu çünkü zaten gözetimdeydim. Okul müdürü bu gezide kötü, utanç verici, hatta kısmen eğlenceli tek bir şey bile olursa disiplin cezası vermekle tehdit etmişti beni. Dersler bitince okuldan çıkartmayarak sıkıntıdan öldürecekti.

''Bu kızı öldüreceğim''diye mırıldandım

Kıvırcık beni sakinleştirmeye çalıştı. ''Sorun değil. Fıstık ezmesi severim.''

''Eee artık yeter.''diyerek yerimden kalkacak oldum ama kıvırcık çekip beni koltuğuma oturttu

''Zaten gözetim altındasın'' diyerek duruu hatırlattı.''Bir şey olursa kabahati kime bulurlar biliyorsun.''

Geriye dönüp bakınca, keşke rabia'yı hemen o an, oracıkta yere yapıştırsaymışım diyorum. Sonradan kendimi içine sokacağım karmaşaya kıyasla, okulda kalma cezası bir hiçmiş.


Müze gezisinin başında Bay Brunner vardı.

Tekerlekli sandalyesiyle en önde giderek, her adımımın yankılandığı kocaman galerilerde bize rehberlik ediyordu.

Bu şeylerin iki, üç bin yıldır ayakta olduğunu düşününce aklım başımdan gidecek gibi oluyordu.

Bizi tepesinde büyük bir sfenks olan dört metre yüksekliğindeki taş bir sütunun başına topladı ve bunun bizim yaşımızdaki bir kız için bir stele , yani mezar taşı olduğunu söyledi. Sütunun etrafındaki oymaların anlamını anlattı. Söylediklerini can kulağıyla dinlemeye çalışıyordum, çünkü ilginç gelmişti ama etrafımdaki herkes konuşuyordu. Onları ne zaman susturmaya çalışsam bu kez de bize eşlik eden diğer öğretmenimiz Bahar Hanım bana şeytani gözlerle bakıyordu.

Bahar Hanım geldiği ilk günden beri rabia'yı sevmiş, bana ise şeytan tohumu muamelesi yapmıştı.

Bay Brunner Yunan cenaze sanatı hakkında konuşmaya devam ediyordu.

En nihayetinde rabia kıs kıs gülerek stele'deki çıplak adamla ilgili bir şeyler söyledi bende dayanamadım, dönüp ''Çeneni kaparmısın'' dedim.

Sesim arzu ettiğimden de gür çıkmış.

Bay Brunner ''Ümit bir yorumdamı bulunacaksın ?''dedi

Yüzüm utançtan kıpkırmızı kesildi ''Hayır, efendim.'' dedim

Bay Brunner stele'nin üzerindeki resimlerden birini işaret etti.''Belki siz bu resmin neyi temsil ettiğini söyleyebilirsiniz bize.''

YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN )

güsell =)
süper bi seçim serinin 5kitabınıda okudum 6.kitabını
almak nasip olmadı daha salıya alıp okucam inş =)
Yb bekliorum =)
Sanırım şöle olcak
percy-ümit
Annabeth-türkü
Devammmmmm=)))