konun hayırlı olsun cnm 1.bölümü bekliyorum :D

Hmm.
Anlatımına bittim.
Yorumsuz.
İlk Bölüm please.

yb merakla bekliyorum :D :D

tanıtım süper olmuş ilk bölümü bekliyoruz

benim rüyam senaryoyamı başlamış
tanıtımı çok begendim canım ellerine sağlık ilk bölümü bekliyorum:)

1. Bölüm
Ada nihayet hazırlanmıştı. O pek abartılı olmasın demişti ama halası dinlememişti tabii. Ada'nın Cumhuriyet balosu için aldığı güzelim elbiseyi giydirmişti.
Ada: Hala ne gerek vardı bu kadar güzel giyinmeye? Altı üstü bir nişan. Hem de tanımadığım birinin nişanı.
Sevim: Kız sen vallahi adam olmazsın. Kızım senin aklın yok mu? Belki bir kısmetin çıkar. Tabii giyin kötü kötü kapat kısmetini dimi? Yok ben izin vermem buna.
Ada: Tamam hala tamam. Senle laf yarıştıramam. Geç kaldım zaten gidiyorum ben.
Sevim: Dur dur. Daha güzel bir şey mi giysen acaba? Bu o kadar güzel değil. Bence sen abarttın.
Ada: Asıl abartan sensin hala. İyi bu iyi ben gidiyorum.
Ada zorla da olsa evden çıktı. Halası ona kısmet bulmak uğruna kafayı yiyecek diye korkuyordu. (:
Partinin yapılacağı yere gittiğinde ilk Teo gördü onu.
Ada: Oo Teo baya büyük bir şey ha.
Teo: Ee ben düzenledim Ada'cım olacak o kadar.
Ada: Alem adamsın. Beni niye çağırdın ki?
Teo: İstanbullular biraz ada güzeli görsün diye.
Ada: Teo, saçmalama ya.
Teo: Şaka şaka. Yardım edecek birine ihtiyacım vardı.
Ada: Düşündün ki Ada bu işin altından kalkar. Öyle mi?
Teo: Aynen öyle.
Ada: Bilsem bir kot giyip gelirdim. Hoş benim halam varken bu imkansız ya.
Teo: Yok yok, böyle çok güzel. Ayrıca ada güzeli konusunda ciddiydim. Adanın en güzeli Ada. (:
Ada: Yağcılığın lüzumu yok. Ben gidip mutlu çifti tebrik edeyim.
Ada içeri girdi, bir kaç kişiyle tanıştı. Nişanlananları tebrik etti. Aradan biraz zaman geçmişti. Bir dans müziği çaldı. Saatlerdir uzaktan Ada'yı izlemekte olan Harun yanına yaklaştı.
Harun: Sanırım yalnızsın.
Ada: Yoo, pek yalnız sayılmam. Teo var, Defne var, halam var, babam var. Bi annem yok işte.
Harun: Efendim? Dans etmiyorsun ya ben onun için söyledim.
Ada: Kusura bakma ya. bu kadar içmemeliydim. Çarptı sanırım.
Harun: Dans edelim mi?
Ada: Yok, yok. Tanımadığım kişilerle dans etmem. Aslında konuşmam bile. Git buradan.
Harun: Ama... Sadece bir dans.
Ada: Peki.
Harun ve Ada dansa kalktılar. Bir anda tüm salonun ilgi odağı olmuşlardı. Öyle güzel dans ediyorlardı ki.
Ada: Çok iyi dans ediyorsun.
Harun: Sen de öyle.
Ada Harun'a baktıkça gülesi geliyordu. Alkolün etkisiyle olmalı diye düşündü. Onu asıl etkileyenin Harun'un ona bakarken gözlerinin içine kadar gülmesi olduğunu bilmiyordu henüz.
Dans bittikten sonra Harun bahçeye çıkmayı teklif etti. Beraber dışarı çıktılar.
Ada: Neden?
Harun: Anlamadım, ney neden?
Ada: Bir sürü kişi varken neden gelip beni dansa kaldırdın.
Harun: Yalnızdın.
Ada: Sadece bu yüzden mi?
Harun: Tabii ki.
Ada birden toparladı kendini. En fazla yarım saat önce tanıştığı bir çocukla neden şimdi konuşuyor, onun ne düşündüğünü neden merak ediyordu ki?
Ada: Dans için teşekkürler. Ben, ben artık gitmeliyim.
Harun: Neden?
Neden?... Güzel bir soruydu neden gitmek istiyordu? Teo'yla konuştuğu gibi, uzunca konuşamaz mıydı onunla da? Hayır yapamazdı, Teo değildi bu adam. Farkları vardı, Teo arkadaşıydı. Karşısındaki adam ise gülüşüyle bile onu etkileyebilen bir adamdı... Kurtulmalıydı hemen bu durumdan.
Ada: İşte, gitmem gerek.
Tam bahçe kapısından çıkacakken dengesini yitirdi Ada. Zaten epey fazla içmişti. Harun yere düşmemesi için tutmaya çalıştı onu. Fakat yapamadı, Ada yere düştü. Üstelik o da üstüne...
Harun: Ben...
Cümlesini bitiremedi Harun, özür dileyecekti ama dileyemedi. Bir anda Ada'nın dudaklarının üstünde buldu dudaklarını...
~Ada'nın giydiği elbise bu.
Saçları, takıları, makyajı falanda aynı resimdeki gibi.

Harun ise takım elbise giymiş.

çook güzel olmuş :D :D

Bayıldım devam