Tam karşımda duruyordu öylece … Hiç bişey olmamış gibi… Sanki beni bırakıp giden o değilmiş
gibi… Beni kullanıp, bir kenara atan o değilmiş gibi öylece bakıyordu gözlerimin içine… Nasıl
bu kadar bencil olabilmişti ki… Nasıl bakıyordu gözlerimin içine utanmadan… O dğil miydi beni
bırakıp giden… Birden o güne gittim tekrar… 2 sene önce ki o güne… Sahilde buluşmak için
sözleşmiştik o gün… Önce o gelmiş beni bekliyordu… Herşey gayet güzel başlamıştı aslında…
Sahilde buluşup önce bişeyler yemek için sahil kenarında ki ufak restauranta gittik… Bişeyler
atıştırıp, sonra el ele ayrıldık restauranttan… Biraz sahilde yürüdük denize karşı…
M : Seni çok seviyorum…
Ö : Bende hayatım deyip öper melikeyi
M : Lunaparka gidelim mi ?
Ö : Çok çocukça değil mi ?
M : Lütfen
Ö : Ama hayatım bizim ne işimiz var orada…
M : Tamam gitmeyelim o zaman der yüzünü asarak
Ö : Tamam gidelim
M : Gitmeyelim
Ö : Ama ben senin yüzünün asılmasına dayanamam ki hadi gidelim
M : Seni seviyorum der yüzünde ki kocaman gülümsemesiyle…
Ö : Gülümser ve el ele tutuşup lunaparka gitmek için yola çıkarlar…
“ Yaklaşık bir saat kadar süren yürümenin sonucunda sonunda gelirler lunaparka… Melikenin
isteği üzerine önce korku tüneline, ardından kamikazeye ve çarpışan arabalara binerler… ”
Ö : Melike baştan istememiştim ama
M : Çok eğlendim demi
Ö : Evet çok eğlendim
M : Sevindim cnm
Ö : Çocukluğuma döndüm sayende
M : Gülümser
Ö : Gidelim mi artık ?
M : Dönme dolaba binsek gitmeden
Ö : Melike
M : Lütfen der dudaklarını büzerek
Ö : Peki ama bu son
M : Tamam son deyip sarılır özgüne…
Ö : Ben biletleri alayım deyip biletleri almaya gider ve daha sonra binerler
M : Özgün der dönme dolaba bindiklerinde
Ö : Efendim
M : Seni çok seviyorum
Ö : Gülümser melikenin gözlerinin içine bakarak…
M : Özgün
Ö : Efendim
M : Beni sakın yalnız bırakma tamam mı ?
Ö : Melike bir gün mutlaka yalnız kalacağız
M : Özgün
Ö : Şimdi bırak ve sadece bu anın tadını çıkar…
M : Bişeyler olduğunu anlamıştır ama ne olduğunu anlayamamıştır…
“ Dönme dolaptayken başını özgünün omzuna yaslar melike… Ve özgünün de dediği gibi sadece
o anın tadını çıkartır… Dönme dolaptan inerlerken sanki gidecekmiş de bırakmak
istemezcesine sımsıkı sarılır özgüne… ”
Ö : Noldu ?
M : Dediğini yapıyorum anı yaşıyorum…
Ö : Acıktın mı ?
M : Evet anlamında başını sallar…
Ö : Hmm ne yemek istersin
M : Aslında bana gidelim makarna falan yapalım olmaz mı ?
Ö : Makarna mı yiyicez..
M : Evet olmaz mı ?
Ö :: İyi peki deyip önce markete uğrayıp bişeyler alırlar ordan da melikenin evine giderler…
M : Canım sen geç otur ben yapim makarnayı
Ö : Seni izlesem
M : Olmaz
Ö : Neden ?
M : Elim ayağıma dolanır sonra…
Ö : Ama ben seni öyle de severim
M : Özgün
Ö : Melike deyip bıynuna ufak bir öpücük bırakır melikenin boynuna.
M : Yavaşça yüzünü özgüne dönüp gözlerinin içine bakar, seni seviyorum
Ö : Seni sevdim
M : Şimdi sevmiyor musun yani ?
Ö : Şimdi de seviyorum der kocaman gülümsemesiyle
M : Gülümser ve ufak bir öpücük bırakır özgünün dudaklarına ve arkasını dönüp yemek yapmaya başlar
Ö : Gülümseyerek otururur mmutfakta ki sandalyeye ve melikeyi izlemeye başlar…
“ Melike ise tüm sakarlıklarını sergileyerek yine de sonunda yemeği yapmayı başarabilmiştir
ve masayı hazırlayıp yemeklerini yerler… Sonra salona geçip kucaklarında kocaman birer
tabak mısır ve büyük bi bardak kolayla birlikte film izlemeye başlarlar… ”
M : Gerçekten var mı böyle aşklar
Ö : Var der gülümseyerek
M : Gülümser
Ö : Ben gideyim artık geç olmuş
M : Özgün bu akşam burda kalsana
Ö : Peki
M : Gülümser ve yatak odasına geçip melikenin sımsıkı sarılıp birbirlerine kaparlar gözlerini…
“ Sabah kalktığında ise kocaman bir sürpriz bekliyordur melikeyi… Melike uyandığında yanına
özgünü bulamaz, önce banyoya ardından mutfağa bakar ama yoktur… Sonra salonda masanın
üzerinde duran cd’yi farkeder ve cd çalıştırıcıya koyup izlemeye başlar… Cd içinde özgünün
çekmiş olduğu video vardır ve video’da söylediklerini dinlemeye başlar… ”
“ Bunu sana yaptığım için özür dilerim meleğim… Ama gidiyorum… Sana benimle gel diyemem,
beni bile nelerin beklediğini bilemeden sana gel diyemem… Özür dilerim melike sana bunları
yaşattığım için özür dilerim… Sakın arama beni, numaramı değiştiriyorum… Senin numaranı da
silicem kendi telefonumdan… Ve artık hayatımda olmayacaksın… Ne benim için sen, ne de
senin için ben olacağım artık… Hoşça kal… ”
“ Melike videoyu izlediğinde yapabildiği tek şey hıçkırıklara boğulmuş olarak ağlıyo olmasıdır…
Ve o günden sonra da asla eski melike olamamış, her zaman kalbinin kenarında bir burukluk
hissetmiştir… ”
“ Şimdi dönelim bugüne… Melike özgünü gördüğü anda önce öylece kalakalmıştır, ne
hissedeceğini şaşırmıştır ve ilk şoku atlatır atlatmaz koşarak çıkar dışarıya… Türkü tam
kalkmış melikenin peşinden gideceği sırada ise özgün türküyü durdurmuş ve kendisi gitmiştir
peşinden…”
T : Noluyor der ümite dönüp…
Ü : Bilmiyorum
T : Kalkalım mı benim tadım kaçtı ?
Ü : Tamam kalkalım deyip hesabı öder ve çıkarlar…
T : Ümit ya bugün olanlar neydi ben hala bişey anlamadım…
Ü : Bilmiyorum ve özgün veya melike anlatmadan da bişey öğrenemiycez…
T : Offff
Ü : Gülümser
T : Beni evime bırakır mısın yalnız gitmek istemiyorum ?
Ü : Tabi ki de büyük bi zevkle…
T : Teşekkür ederim
Ü : Lafı bile olmaz…
T : Ee suscak mısın yol boyunca…
Ü : Ne anlatim
T : Kendini…
Ü : Sınıfta anlatmıştım ya ?
T : Daha fazlasını anlat o zaman sende…
Ü : Hmm o zaman ilk şunu söylim sevgilim yok, aslında çapkın değilim desem yalan olur ama bu sıralar çok durgunlaştım
T : Neden ki ?
Ü : Bilmem galiba hayatımda ilk kez birine karşı bişeyler hissediyorum…
T : Hmm
Ü : Aşık oldum anlayaağın
T : ( Kızardığını hisseder… ) Ee neyse geldik zaten teşekkür ederim tekrar , iyi geceler deyip hızlıca evine girer….
Ü : Arkasından bakıp gülümser…
“ Özgünde melikeyi aramasına rağmen bir türlü bulamaz ve evine gider… Melike ise kendini
evine atıp sabaha kadar içmiş ve gözyaşı dökmüştür… Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte onlar
içinde yepyeni bir gün doğuyordur onlar için… Türkü ve Ümit okul için, melike iş için, özgünde
melikeyi bulmak için çıkmışlardır evden… Okula geldiğinde türkünün ilk dersi ümitin dersidir.
Ümitin sınıfa gşrmesiyle yanaklarında bir sıcaklık hisseder türkü…”
Ü : Günaydın bugün güzel bir aşk şiiriyle açalım dersimizi der ve Atilla İlhan’ını Ben Seni Neden mi Sevdim şiirini okumaya başlar arada gözlerini türkünün gözlerini hissederek…
Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim Parlak bir inciydin benim için Paha biçilmez bir inci Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da Beni sardigi bir anda sevdim Seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin Güzel bir yüzün var diye degil Fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle sevdim Ben seni derinden ve hissederek sevdim Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini Beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim Seni kis gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin Yaz sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun Ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim Seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi Kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda O islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim Ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda Kayip zamanlarimizda,seni arayip bulamadigim Çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim Sen ne kadar uzak olsan da, Aramizdaki kilometreler nasil çoksa Bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim Seni kalbimde yanan atesin ile Zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle Bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken Kalbimin yanip tutustugu anlarda Gelip o bu atesi alevlendirerek Bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim Korkuyorum! Hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum. Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum. Senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum. Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum. Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum. Senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum. O temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum. Evet korkuyorum; seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum. Yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum. Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum. Dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum. Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan korkuyorum. Sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum. Dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum. Korkuyorum evet; seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü; Seni daha fazla incitmekten korkuyorum. Ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum. Sana kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum. Sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum. Seni sevmekten degil; dostlugunu suiistimal etmekten, Seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum. Belki de çok fazla korkuyorum ÇÜNKÜ; BEN ILK DEFA SEVIYORUM
sıcakbuz
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 2607
Rep gücü : 1929
Kayıt tarihi : 02/09/10
Nerden : Çanakkale
Kişisel İleti : kuskunç :D
Sevdiği Karekter :
Konu: Geri: SADECE Bİ SEVEN....... 3. BÖLÜM... SAYFA 13... AŞKIN ÜÇÜNCÜ EVRESİ ; TESADÜFÜN BU KADARI Cuma Mayıs 27, 2011 7:48 am
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Kişisel İleti
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: SADECE Bİ SEVEN....... 3. BÖLÜM... SAYFA 13... AŞKIN ÜÇÜNCÜ EVRESİ ; TESADÜFÜN BU KADARI 
))
Nerden
