Tanıtım -Amerika Her zaman ki gibi tüm siyahlığıyla ortadaydı… Siyah mayokinisiyle okula gelmişti… Üstüne de kalın yine siyah tüylü bir şal almıştı… Aslında mini eteğiyle kollarını sarmalamıştı… Sinir bozan, disiplin kolik, idealist hocaları eteğini beline takıp atlatmak için yapmıştı bunu… Altında da alçak topuklu dizlerine kadar gelen bir çizme vardı, tabi ki yine siyah… Her zaman yaptığı, diğer gotiklere oranla daha sade kalan makyajı vardı… Sinir bozan, disiplin kolik, idealist hocalar bile onun ne makyajına ne de giyim tarzına karışamıyorlardı… Bir de kolyeleri vardı… Tüm anahtarlarını birer kolyeye takmıştı… Hangisi lazım olursa hemen kullanabiliyordu… Evinin anahtarı –ki en az kullandığı anahtarı buydu, çünkü kapıyı hep evdeki hizmetçiler açardı ona-, okul dolabının anahtarı, arabasının anahtarı, odasının anahtarı, çalışma odasının anahtarı birkaç tanesiydi… Bir de hiç umulmadık şekilde balerin de vardı o kolyelerin arasında…
Lisede ki her inek ondan şikâyetçiydi… Aslına bakarsanız herkes ondan şikâyetçiydi… Hocalar, hizmetliler ve tüm okul… Zaten geriye kim kalıyordu ki… Nerdeyse ceza almadığı bir günü bile geçmezdi… Çok nadir bir günü sorunsuz bir şekilde geçirirdi… Mutlu olduğu düşünüldüğü günlerde bile siyaha bir renk daha katılırdı… Çoğunlukla fosforlu yeşil veya sarı olurdu bu renk… Bütün hocaların sadece onu kötü gördüğünü düşünürdü… Hiç bir hocayı takmazdı… Sadece hocayı atlatana kadar umursuyormuş gibi yapıyordu… Dersleri de pek iç açıcı değildi, pekte iplediği yoktu… Şu an sadece liseden kurtulmak için geçmeye çalışıyordu… 1 sene de sınıfta kalmıştı… 17 yaşına bastığından her zaman arabasıyla gelirdi okula… Park yeri için hocalarla kapıştığı bile olurdu…
Okul dolabının anahtarının bulunduğu kolyeyi çıkarıp dolabı açtı… Ne kadar da karışıktı… Ama zaten hep böyleydi, karışık… Kendi karakteri gibiydi dolabı da… Hemen rastgele bir defter aldı…
Cindy- “Ders matematik değil, canım.” Mia- “Umurumda değil ki.”
Adı Mia ydı… Mia Schoenfield ( TüRKü TuRaN )… Bu sorunlu kız oydu… Yanındakiler de kuyrukları… Cindy ve Nancy… İkiz olmaları çoğu zaman Mia nın kafasını karıştırsa da onları –çoğu zaman- tanıyabiliyordu… Cindy barbie bebeklerde ki gibi yumuşacık ve düz saçlara sahipti… Nancy ninse saçları her zaman maşalı gibi dururdu… Mia ikizleri böyle ayırırdı… Şu anda bunlardan çok yanda konuşulanlara kulak veriyordu Mia…
Anabeth- “Bu yıl geçen yıl ki rekorunu geçecekmiş diyorlar.” Josh- “Ne rekoru?” Anabeth- “Ceza alma rekoru. Hadi Josh, bilmiyorum deme.” Josh- “Bilmiyorum ve aslında o sorunlu kız ve ceza alma rekoru umurumda bile değil.” Anabeth- “Mia Schoenfield gerçekten de umurunda değil mi, Josh?” Josh- “Değil.” Anabeth- “Bu yıl ki ceza alma sayısını biliyor musun? Kaç tane almış?” Josh- “Bilmiyorum. Umurumda bile değil.”
Mia artık duramadı… Lafa karışma gereği duyup dolabını kapattı ve kilitledi… Dolaplara yaslanıp seslerin sahiplerine baktı… Josh Rosen ( Ü. İbRaHiM KaNTaRCıLaR ) ve Anabeth ( NiL ERkoÇLaR )… Kızın soyadını bilmiyordu ama bu onlara karşı kendini savunamayacağı anlamına gelmiyordu…
Mia- “Neden kendisine sormuyorsun? Sabaha kadar bekleyebilecekseniz, hepsini nedenleriyle beraber sayabilirim.”
Josh ve Anabeth karşılarında birden Mia yı görünce korktular… Josh, ne zamandan beri Mia yla dolabının yan yana olduğunu düşünmeden edemedi… Ama en önemli sorunu bu değildi… Josh hemen uzaklaşmak istedi ama bu Mia nın karşısında pek mümkün olamıyordu… Anabeth, Josh ve Mia bakışırlarken aradan sıvıştı… Josh, bakışlarını Mia dan kaçırıp Fransızca kitabını aldı… Bu Mia nın gözünden kaçmadı… Hiçbir şey onun gözünden kaçmazdı… Mesela Josh ın tedirgin olması bile hoşuna gitmişti…
Kendinden oldukça emin görünüyordu. Ancak Mia onun ne kadar korktuğunu, tedirgin olduğunu hissedebiliyordu. Ve bu ona güç veriyordu. Josh dolabını kapatıp oradan mümkün olduğunca hızlı uzaklaşmaya başladı…
Mia- “Fransızca sınıfı ters tarafta, inek.” Josh hemen yönünü değiştirip diğer tarafa doğru gitmeye başladı. “Salak!”
Mia defterini kolunun altına sıkıştırıp kantine doğru ilerlemeye başladı… Kendine bir çay söyledi… Kantinci ona elindeki çayı verdi, hemen… Ancak diğer kız isyan etti…
Kız- “Ama ilk önce ben geldim ve kantinci o çayı bana verecekti.” Mia- “ O zaman sorununu kantinciyle çöz.” Kız- “Hayır, ben seninle çözmek istiyorum.” Hoca- “Mia yine ne yaptın?” Mia- “Hocam, bu sefer ben suçsuzum.” Hoca- “Kıyafetin pek suçsuz değil, sanırım.” Mia hemen taktiğini uygulayıp hocaya gülümsedi. Mia- “Hocam, bu sefer gerçektende ben suçlu değilim.”
Mia her şeyi anlatmaya başladı… Tabi, hoca da diğer kızı suçlu bulup ona ceza verdi…
Mia- “Bu sıcak akımda neyin nesi? Haklı olduğum için olacak. Umarım bağımlılık yapmaz.”
Mia uzaklaşıp kıza dil çıkardı… Hoca arkasını dönerken de hızlıca uzaklaştı oradan… Cindy ve Nancy i aradı ama bulamadı… Ders zili çaldığından derse gittiklerini düşündü ve şimdiki dersin ne olduğunu hatırlamaya çalıştı… Az sonra dersin ne olduğunu hatırlayıp sınıfa girdi, kapıyı çalmadan… Bütün gözler ona döndü… Elindeki çaydan bir yudum alıp;
Mia- “Hocam, siz rahatsız olmayın, ben hemen yerime geçiyorum.” Gülümseyerek yerine geçti…
Hoca ders anlatmaya başladı… Ama Mia bir an hocanın ne dediğini anlayamadı… Ta ki Cindy atlayıp; “Amigo!” diyene kadar… Bir dakika İspanyolca dersi görmüyorlardı ki… O zaman kesinlikle Fransızca dersindeydiler… Nasıl oluyorsa bu dersten geçiyordu, hiç dinlemediği halde… Fransızca dersini diğer derslerden aha çok seviyordu… Bunun nedeni hocasının yakışıklı olması da değildi -ki hocaları Antonio oldukça yakışıklı bir adamdı… Mia kulaklıklarını takıp dışarıyı seyretmeye başladı… Çayından yudum alırken yine tüm gözler ona çevrildi… Mia ilk önce anlayamadı… Antonio ona bakıp bir şeyler söylediği anda Mia bunun ona geldiğini anladı ve kulaklıklarını çıkardı…
Antonio- “Galiba arkadaşlarının-“ Cindy- “Amigo!” Antonio- “Amigo değil bir kere. Mia sen gel bakayım benim masama. Orda daha rahat edersin sanırım.”
Mia gülümseyerek öğretmen masasına doğru yürümeye başladı… Sınıfta sadece onun topuklularının tak tak sesleri vardı… Herkes pürdikkat Mia ya bakıp bir şeyler demesini bekliyordu… Mia herkesi şaşırtarak hiçbir şey söylemeden öğretmen masasına oturdu… Yerine geçip Antonio ders anlatmaya başlayınca arkadan Antonio ya garip garip hareketler yapmaya başladı Mia… Antonio herkesin dikkatinin dağıldığını fark edip arkasını döndü, Mia da ona bakıp masumca gülümsedi… Aynı sahne birkaç kez daha tekrarlandı… Mia Antonio ya bir keresinde dil çıkardı, diğerinde başparmağını burnuna koyup diğer parmaklarını salladı… Antonio ona dönünce hemen yüzüne bir gülümseme yerleştirdi Mia… Birkaç kere daha tekrarlanınca Antonio dayanamadı ve Mia yı sınıftan attı… Mia çıkmadan önce çayını almayı da unutmadı…
Ona ‘canım’ denmesinden pek haz etmese de bir şey demedi… Kendini dışarı atmasıyla müdüre çarpması bir oldu… Müdür Bey de Mia da şaşkınlık içersindeydiler… Şaşkınlığı bırakıp ilk kendine gelen Müdür Bey oldu…
Marshall- “Senin ne işin var burada Mia.” Mia- “Hocam, hoca beni dersten attı.” Dedi ve her zaman ki muzur gülümsemesi belirdi yüzünde. Marshall- “Hadi hemen yemekhaneye o zaman.” Mia- “Tamam.”
Kendini yemekhaneye attı Mia… Kulaklıkları kulaklarındaydı… Müziğin sesini daha çok açtı… Biraz sonra zil çaldı ve Nancy ile Cindy geldi… Mia bunlar olurken müzikle kendinden geçmişti ve Nancy nin koluna dokunmasıyla irkildi… Az daha çığlığı basacaktı ki sesi çıkmadı… Birkaç kez öksürdü…
Mia- “Ödümü kopardın. İnsan haber verir, değil mi?” Nancy- “Her türlü böyle olacaktı ki.” Dedi masumca. Mia- “Of, iyi.” Cindy- “Yemek saatindeyiz. Kendine bir şeyler alsana.”
Önlerinde tepsiler vardı… Mia bunu yeni fark ediyordu… Hemen gidip kendine bir şeyler aldı… Tekrar yanlarına geldi… Yemek yerken hiç birinden bir çıt sesi bile çıkmadı… Sadece kaşık çatal sesleri vardı… Hâlbuki etraflarında ki herkes bir şeylerden bahsediyordu… O inekler bile bir şeyler konuşuyorlardı… Büyük ihtimalle bilimsel şeylerden bahsediyorlar, diye düşündü Mia… Hiç işi olmazdı bilimle… Platformdan indi… Yemeğini bitirince tepsiyi çöpün oraya götürürken biriyle çarpıştı… O sırada Cindy ile Nancy e bakıyordu… Önüne dönüp kim olduğuna baktı…
Mia- “Josh Rosen” Josh- “…” Mia- “Seni inek. Bana nasıl çarparsın sen yaa.” Josh- “Sen bana çarptın.” Mia- “Sen önüne bakmıyor musun?” Josh- “Önüne bakmayan biri için ne garip soru böyle!” Mia- “Sen-“ Marshall- “Mia Schoenfield! Ceza odasına kadar gidebilirsiniz.” Mia gitmeye kalktı. “Önce şunu al. Sonra da burayı topla.”
Mia yere dökülenleri toplarken Marshall tepesinde bekliyordu. Mia Josh a kötü kötü bakıp;
Mia- “Sen bittin. Gözüm üstünde. İneksen inekliğini bileceksin bana çarpmak neymiş göreceksin sen. Yolda giderken kendine dikkat etsen iyi olur çünkü tepene saksı falan düşebilir. Ve tek gözün açık uyusan iyi edersin çünkü bu bir savaşa dönüşüyor.” Tüm Yemekhane- “Ooooovvvv…” Yemekhaneden bir kız- “Rosen ın işi zor.” Yemekhaneden bir erkek- “Bize eğlence çıkıyor çocuklar.” Marshall- “Kapayın çenenizi!! Sende hızlı ol, Schoenfield!!”
Mia son kalanları da toplayıp çöpün yanına gitti… Sonra çantasını Nancy nin elinden sinirle aldı… Yemekhaneden çıkmadan önce Josh a kötü bir bakış atmayı unutmadı… Josh korkudan yutkundu… Mia sinirle Josh Rosen a küfürler, hakaretler yağdırırken etrafındaki yemeğini çoktan bitirmiş büyük ihtimalle bu olayı duymuş ve onu konuşanların yanından geçerken ateş püskürüyordu adeta… Bir kaç tanesine sinirle bağırdığı da oldu… Sonunda hemen hemen her gün uğradığı Ceza Odası yazan odaya geldi… Önce onun hakkında konuşuyor sonra ona çarpıyor… Galiba Josh Rosen Mia Schoenfield ın pis tarafını görmemişti, o zaman en kısa zamanda göreceği kesinleşmişti… Masanın üstünde duran, üzerinde dünya haritası olan küreyi açtı ve içinden bir yastık ve ince bir örtü çıkardı… Yerde ki puf koltuğu yatacağı koltuğun ucuna çekti… Ayaklarını oraya koyup kendini koltuğa attı… Kafasının altına yastığı koyup üstünü örttü… Artık uyuyabilirdi…
… SON …
En son buketsevil tarafından Cuma Mart 16, 2012 4:12 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Kişisel İleti
Sevdiği Karekter
Konu: --gσтιк вєη¢ιℓ тαηяıçα ιℓє єzιк ƒιℓм ιηєğι-- (Tanıtım...) 
Nerden
Canım... Beğenmene sevindim... =)
Beğenmene sevindim, canım...
