Türkiye'nin şezlongda saatler boyu güneşlenirken çekilen fotoğrafları sayesinde tanıştığı sosyetenin 'ikoncan' lakaplı güzeli Eda Taşpınar, AKŞAM Life'ın sorularını yanıtladı. Son dönemde rol aldığı reklam filmleriyle gündemde olan Taşpınar, 'Fiziğimin avantajlarını doğru kullanıyorum. Mini etek giymeye devam edeceğim' diyor. Show TV'nin Yok Böyle Dans yarışmasındaki performansıyla da adından söz ettiren güzel yıldız, 'Bugüne kadar soğuk ve kendini beğenmiş biri olarak aktarıldım. Aslında sıcakkanlı ve güleryüzlüyüm. İnsanlar, yarışma sayesinde gerçek Eda'yı tanıdı' diyor

Röportaj: Nurbanu GÜNEY ELBİR

Son dönemde sizi Braun reklamlarında izliyoruz. Markayla bir araya gelişiniz nasıl oldu?
Braun marka ekibi yeni ürünü olan Silk Epil Çift Etkili Epilatör için mükemmel bacakları temsil edecek bir isim arayışı içindeydi. Teklif bana geldiğinde çok mutlu oldum. Çünkü benim de son dönem hedeflerim arasında Braun gibi hem uluslararası arenada kendini kanıtlamış hem de doğrudan kadınlarla ilgili bir projede yer almak vardı.

Dans yarışması hayatınızda ve toplum içindeki imajınızda neler değiştirdi?
Bugüne kadar soğuk, kendini beğenmiş biri olarak aktarıldım. Sonuçta çekilen fotoğrafınızın altına yazılan şey çeken kişinin insiyatifine kalıyor. Ben de bugüne kadar basında yer alan haberlerim ile ilgli açıklama yapmamayı tercih ettiğim için insanlar beni basının aktardığı şekilde tanıdılar. Aslına bakarsanız, sıcakkanlı ve güler yüzlüyüm. Yaptığım işi en iyi şekilde gerçekleştirmeye çalışırım ve disiplinliyim. Yarışma sayesinde, bence bu özelliklerimi görme fırsatı buldu insanlar. Gerçek Eda'yı tanıma fırsatı bulduğu için şimdi çok mutluyum.

Yarışma sırasında dansa devam ederek kariyerinizi sürdürmenizle ilgili bir yorum almıştınız. Bunu düşünüyor musunuz?
Benim için çok keyifli, çok şey öğrendiğim bir projeydi. Ama kariyerime bu şekilde devam etmeyi düşünmüyorum. Danışmanım ve ekibimle beraber gelen teklifleri değerlendiriyor, tarzımla örtüşen projelerde yer alıyorum. Dinamik, yenilikçi ve gerçekten inandığım projelerde yer almayı tercih ediyorum.

Modayla olan ilginizin size 'şöhret' kapısı aralayacağı hiç aklınıza gelmiş miydi?
Modaya olan ilgim küçük yaşlardan beri var ve eğitimim de bu konu üzerine olduğu için modanın içinde olmak benim için kaçınılmazdı. Bugüne kadar tasarımlarımı sakladığım doğru. Yaptığım güzel şeyleri sadece kendim giymek gibi bir saplantım vardı. Ama son dönemde bunu kırmayı başardım. Yeni yeni bunu beğenen diğer kadınlarla da paylaşıyorum. Bence en önemli farkım kendim olmam. İnsanlar tarafından takip edilmek adına bir çabam yok. Tüm güzelliklerin detaylardan oluşan bir bütün olduğuna inanırım. Detayları farklı, alışıldık çizgilerin dışında kullanmam, bütününde böyle bir algı yaratıyor. İnsanlar da bunu takip etmeyi seviyor sanırım.

KENDİMLE BARIŞIĞIM DETAYLARA TAKILMAM

Vazgeçilmez aksesuarlarınız nelerdir?
Yüzüklerim... Özellikle heykeltraş dedemin benim için özel olarak ürettiği Mad Max yüzüklerim.

Başkaları tarafından garipsenen, yadırganan en radikal kıyafetleri bile kendinize yakıştırmayı biliyorsunuz, nedir bunun sırrı?
Eleştirilere açık bir insanım. Olumlu ve olumsuz her görüşün ya da değerlendirmenin insanın gelişimine bir katkısı olduğuna inanıyorum. Dikkat çekmem, alışıldık çizgilerin dışında bir tarzım olmasından kaynaklanıyor. Ben özgür ruhlu biriyim. Bunu bir şekilde stilime yansıtıyorum. Fiziğimin avantajlarını biliyor ve bunu doğru kullanıyorum. İnsanlar ayna gibidir. Reaksiyon aldığınız müddetçe varsınız demektir. Aksi takdirde, monoton bir enerji ile flu bir resim olarak kalırsınız.

Hiç estetik ameliyat yaptırmayı düşündünüz mü ya da göğüslerinizin küçük olduğunu?
Ben her zaman doğallıktan yanayım. Şu ana kadar hiç estetik yaptırmadım.

Sizce kusurlarınız var mı?
Vardır, olmaz mı, kimse kusursuz değildir. Fakat kusursuzmuş gibi görünmeyi alt yapısı sağlam bir karakterle sağlayabilirsiniz. Vücudumun en beğendiğim yeri bacaklarım ve gözlerim. Kendimle barışık biriyim, detaylara takılmadan, olduğum gibi kendimi seviyorum.

Afrika kökenli objelere düşkünlüğünüz nereden geliyor?
Dedem, özellikle metal malzemelerden gladyatör heykelleri yapar. Küçüklüğümden beri bu stilin içinde büyüdüğüm için ister istemez giyim tarzıma yansıyor. Moda geçici, stil kalıcıdır.

Gardırobunuzun en pahalı parçası nedir?
Kendime göre bir stoğum var tabii ki ama kıyafetlerimin maliyetinden bahsedilmesinden hoşlanmıyorum. Kendimce güzel bir gardırobum olduğu doğru ama sanıldığı gibi bir giydiğini bir daha giymeyen biri değilim. Bilakis bir kıyafetin üzerinde değişiklik yaparak çok kez giydiğim olur. Çok sevdiğim gündelik parçaları farklı kombinasyonlarla sık giyerim mesela. Benim için çok özel olan bazı ayakkabı ve kıyafetlerimi ise üç yeğenime saklıyorum, onlara vermeyi planlıyorum. En pahalı değil de değeri biçilmez olan parçayı söyleyeyim; annanemin Elza Schparelli nişan kıyafeti ve annemin bohem hippi tarzındaki gelinliği.

Birlikte olduğunuz kişinin kıyafet seçimlerine müdahale eder misiniz?
İnsanların hayatına müdahale eden bir yapıya sahip değilim. Bora'nın giyim tarzını da beğeniyorum.

Bu yaz tatile çıkacak mısınız? Rota nereyi gösterecek?
Tatil benim için kasıntısız, kuralsız eğlence demek.. Onun için de eğlenebildiğim yerlerde tatil yapmayı tercih ediyorum. Bu yaz da Capri, Mikonos ve Çeşme'de tatil yapmayı planlıyorum.

Güneşlendiğiniz kareler insanların hafızalarından silinmiyor. Güneşlenmeye devam ediyor musunuz?
Güneşlenmeyi seviyorum ve devam edeceğim ama bilinçsizce değil... Zaten senede 3 ay güneşleniyorum hem güneşe çıkarken hem de güneş sonrası gerekli bakımları, korumaları asla ihmal etmiyorum.

SABAHTAN AKŞAMA GÜNEŞ ALTINDA YATMIYORUM

Güneşlenmenin sağlığınıza olumsuz etkileri olduğunu düşünüyor musunuz?
Dekolte ve yüz bölgeme çok yüksek faktör koruyucu sürmeden asla güneşe çıkmam. Kısa aralıklarla güneşe çıkıyorum ve yavaş yavaş yanarak bu hale geliyorum. Sabahtan akşama kadar güneşin altında yatmıyorum. Ama cildime hem güneş öncesi hem de sonrası çok iyi bakıyor ve nemlendiriyorum.

Türkiye'de sizin fiziğinize sahip olan kadınlar var. Siz farklı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Bence her kadının kendine özel bir karizması, tarzı vardır. Her zaman yalnızca kendim için içimden nasıl gelirse öyle giyiniyorum. Kendime yakışan ama aynı zamanda sıradışı, çılgın, kimsenin giymeye cesaret edemeyeceği şeyleri giymeye bayılıyorum. Tarzım bir markaya bağlı değil. Kendim tasarlamayı çok seviyorum. İç dünyama göre dış görünüşüm değişiyor. Tarzım bazen bohem, bazen çok düz, bazen delidolu. Mini etek giymeyi seviyorum. Bacaklarımı beğeniyorum, bu nedenle mini etek giymeye devam edeceğim.

Kıskanıldığınızı düşünüyor musunuz?
Çevrede kıskanç bakışlar varsa bile fark etmiyorum. Çünkü bir ortama girdiğimde genelde dostlarımla ya da tanıdıklarımla vakit geçiririm.

BORA İLE HER GÜN 2 SAAT KİTAP OKUYORUZ

Sabah kalkınca ilk olarak smooth jazz tarzı bir müzik açarım, daha sonra salon camının önüne minderleri koyup manzaraya karşı sütlü çayımı yudumlarım. Daha sonra taze çiçeklerim gelir ve onları yerleştiririm. Bu arada kedi ve köpeğim arasındaki oyun hiç eksik olmaz. Bora ile evde baş başa olmayı seviyoruz. Akşamları mutlaka iki saat kadar teknolojik aletleri kapatıp kitap okuruz. Bazen Scrabble oynar, bazen de mumlarımızı yakıp, şarap yudumlayıp sohbet ederiz. Boş zamanlarımda Bora'nın bana aldığı ama çalmayı bir türlü beceremediğim mızıkamla ilgileniyorum. Güzel, sıkı bacaklar için spor yapmak şart.

BACAKLARIMA BADEM YAĞI SÜRÜYORUM

Haftanın 5 günü spor yapıyorum. Bir saat 10 dakika ağırlık çalıştıktan sonra her gün 40-45 dakika koşuyorum. Duştan çıkmadan bebe yağı ve badem yağını karıştırıp bacaklarıma uyguluyorum. Ayda mutlaka 2 kez kese yaptırıyorum. Günde 2 litre su içmeye dikkat ediyorum. Yeşil çay ve salatalığı vücudumdaki ödemi atmak için kullanıyorum.