- Hayat Güzeldir 2. Bölüm -

Sevil'in yanindan nasil kalktigimi, "Cahit benim nisanlim" dedikten sonra ne cevap verdigimi hatirlamiyorum. Içimde bir sıkıntı var ama nedenini bilmiyorum. Hala sahildeydim, yerde oturuyordum. Karanlik denizin dalgalari rahatlatiyordu biraz, o sesleri dinlemek içimi ferahlatiyordu. Aklima birden Cenker geldi ama yerimden kalkacak halim yoktu. Elimi cebime attim ve telefonumu çikardim, rehberden 'Cenko'yu bulup arama tusuna bastim. Telefona cevap veren Cihan oldu.

- Haah Ekrem bende tam seni arayacaktim.
+ Kusura bakma ya geç kaldim, nerdesiniz ?
- Tamam tamam gelmene gerek yok bizim evde Cenker su an.
+ Tamam sagol.
- Senin neyin var ? Durgunsun ?
+ Yok be oglum, yorgunum biraz. Hadi yarin görüsürüz.

Telefonu tekrar yerine koyduktan sonra derin bir nefes aldim. Denizi izlemeye devam ediyordum ki omuzumda bir el hissettim, ardindan arkamdan bir ses "dertliyiz galiba" dedi. Arkami döndügümde bu yüz bana pek yabanci gelmiyordu. Ben kim oldugunu hatirlamaya çalisirken o yanima oturmustu bile. Elini uzatip "ben Hilal" dedi, bende elimi uzattim ve "bende Ekrem" dedim. Gözlerimin içine bakip gülümsedi. Uzun bir süre sessizce oturdu yanimda, beraber dalgalari izledik. Sonunda dayanamayip sormaya karar verdim.

- Afedersin. Sen kimsin ?
+ Sonunda sordun. Bende ne zaman soracaksin diye bekliyordum. Ben senin sinifindayim. Buradan geçiyordum bir selam vereyim dedim
- Ah evet! Yüzün pek yabanci gelmiyordu ama çikaramamistim.
Sadece gülümsemekle yetindi. Biraz sohbet ettikten sonra Hilal'i evine birakip kendi evime geçip uyudum.

¤ Sabah

E - 'Hahahahahahaah :D Ne diyorsun oglum ya :D Bunun için mi kavga ettiniz yani ?' diyerek kahkaha atmaya devam ediyordum. Ben kahkaha attikça kantindekiler bana bakiyordu.
Ce - Gülmesene oglum, hiç komik degil yani, ben dün neler çektim bilemezsin
E - Biliyorum canim, telefonda bana bile sarktin yani
Ce - Nee ?
E - Seni seviyorum Ekrem, seni özledim Ekrem diye basimin etini yedin
Ci - 'Atma be sende' diyerek geldi Cihan
Ce - Pis yalanci
E - N'aber degisik insan ?
Ci - Iyidir. N'oldu niye gülüyorsun sabah sabah ?

Cenker'in Ayçin'le tartismasini Cihan'a hatirlatmak amaciyla ayaga kalkip sesimi kalinlastirdim.

E - Anlamiyorum, neden her ay mobilya degistimek istiyorsun ? Bunlar bi eskisin yaa !

Cihan'da sesini incelterek cevap verdi.

Ci - Degisiklik istiyorum beyefendii ! Anladinmi ? Her konuda degisiklik istiyorum, özellikle seninle ilgili

Kendimi tutamayip tekrar kahkaha attim, Cihan'da bana eslik etti.

Ce- Ha, ha, ha ! çok komik !
Ci - Evet
E - Oglum var ya, siz alemsiniz ya :D Bi mobilya olayini nerelere getirmissiniz :D

Cihan ve ben gülmeye devam ediyorduk. Arkamdan biri seslendi, dün aksam ki sesti bu. Neydi adi.. hi ! Hilal. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yanima geldi.

H - Naber Ekrem ?
E - Iyidir Hilal, senden ?
H- Iyi. N'apiyorsunuz bakalim ? Kahkahalarin disariya kadar geliyor
E - Hiç öyle kendi aramizda sakalasiyorduk.
H- Hmm.. Ben kendime çay alacagim, isteyen var mi ?
E - Yok sagol
H - Tamam hemen geliyorum..

Hilal giderken ben arkasindan bakiyordum.

Ci- Agizini kapat Ekrem, sinek girecek.
Ce - Oooo. Ates bacayi sarmis.
E - Yok lan
Ce - Tabi tabi, arkasindan bakakaldin kizin
E - Ne alakasi var be, deli manyak!
Ci - Asiksin, asiksin, sen asiksin arkadas!
E - Birde bunun 'uçacaksin, uçacaksin, havalara uçacaksin, kafani gözünü patlatacagim senin cehenneme uçacaksin' versyonu var biliyorsun degil mi ?
Ci - Cenker, bizim bu sevgi pötürcügü çok mu asabilesmis ?
Ce - Ask yaradi koçuma
Ci - Hahahaha :D
E - Ha ! ha ! ha ! çok komik ! Gülün siz gülün
Ce- Yaa, nasil oluyormus ?
E - Oglum yok öyle birsey !
Ci - Ama güzel kiz he !
E -Hilal mi ?
Ci - Evet.
Ce - Ama dün ki kiz daha güzeldi degil mi Eko ? ;)

Iste bu an bana dün aksam ki bütün konusmalarimizi hatirlatti. Cenker Sevil'den bahsediyordu. Birden yüzümün asildigini hissettim, hemen toparlanmak için Cenker'e dönüp "Ayçin'le konustun mu" deyip konuyu degistirmeye çalistim.

Ce - Yok be, telefonu açmiyor.
E - Ee eve gitseydin
Ce- Valla sopayla beni Edirne sinir kapisina kadar kovalar :D
E - Dogru, kadirgali Ayçin o, yapar.
H - Geldim.
E - Hos geldin Tanistirayim, bu derdi bitmeyen Cenker, bu da degisik insan Cihan :D Arkadaslar bu da Hilal.
Ci; Ce - Menmun oldum
H - Bende. Ekrem'le bizde dün aksam tanistik. Sahilde yürüyordum, baktim yere oturmus, içini çekiyor, çok dertliydi galiba.
Ci - Dün aksam bir gariplik vardi zaten onda ama neyse.
E - Hilalcigim, söylemistim ya, yok bir derdim falan, sadece yorgundum.

Cenker ve Cihan'in birbirlerine bakip "Hilalcigim" dememe güldüklerinin farkindaydim. Hilal'se bir onlara bir bana bakiyordu saskin saskin. Gözüm kapidan giren Cahit'e takildi, arkasindan Sevil gelmisti. O tatli suratinda yine o kirgin ifade vardi. Neydi bu kizin derdi ? Benimki de soru yani ! Bende o Cahit canavariyla nisanli olsaydim, bende dertlenirdim. Peki o zaman neden hala onunla birlikte ki ? Cenker'in dürtmesiyle gözlerimi Sevil'in üzerinden çektim.

Ce- Huuuuu ?
E - Ne var be ?
Ce - Senin ki geldi diyorum
E - Saçmalama be !

Hilal bu konusmadan rahatsiz olmuscasina oturdugu sandalyeden kalkar.

H - Ben gidiyorum ya, size iyi eglenmeler.
E - Hilal nereye ?
H - Hava alacagim biraz.
E - Ya Hilal ?

Hilal arkasina bakmadan bahçeye çikmisti.

Ce - Noldu simdi buna ?
E - Bilmiyorum ya.
Ci - Bozuldu iste.
E - Neye ?
Ci - Cenker'in söylediklerine..
E - Ne alaka ya
Ci - Oglum sen kör müsün ? Kiz senden hoslaniyor iste, çok belli, Cenker'de seninki falan deyince kiz haliyle bozuldu.
Ce - Dogru söylüyor.
E - Yok canim ?
Ce - Bal gibi de öyle.
Ci - Bence git bi gönlünü al kizin
E - Aman banane ya. Ben mi dedim ona bozul diye
Ce - Eko, saçmalama, ne güzel kiz iste.
E - Gözün kaldi herhalde Cenko ? O kadar begendiysen Ayçin'den ayrilda sana alalim bunu.
Ci - Cenker dogru söylüyor. Oglum bak yakisiklisin, gençsin, karimzatiksin, bu üniversitede ki nerdeyse bütün kizlarin gözdesisin, bir tanesini seç iste aralarindan, takil öyle. Yoksa var ya, senin yasadigina hayat denmez. Ne öyle yalniz cow boy gibi tek basinasin hep. N'oldu bizim çapkin Ekrem'e ?
E - Peeh diyene bak. Oglum sende tik yok, bana diyecegine sen kendine bul bi tane.
Ci - Oglum ben hedefi buldum, nisan aliyorum su an :D
E - Vay yakisir kardesime :D
Ce- konuyu saptirma, git kiza bir sans ver.
E - üf tamam neyse bakariz.

Biz kendi aramizda konusurken Cahit ve Sevil'in tam bizim yanimizda ki masaya oturduklarini gördüm. Cahit kantinciye seslenmek için sesini yükseltti.

Ca - Ferhat abi, bize iki çay, dibinide su yan masada ki şuursuza dök, nede olsa bazen ne yaptigini, kime bulastigini bilmiyor
E - Ferhat abi, çaylarin bir tanesine gül, diyerine zehir at, böylece dünya bir pislikten kurtulmus olur.
Ca - Ne diyorsun lan sen. (ayaga kalkar)
E - Duydun iste ;)
Ca - Lan ölüm fermanini imzaladin oglum sen, ölümün benim elimden olacak" deyip eline aldigi biçakla bana dogru yürüyordu. Ben'se hiç kipirdamadan bekliyordum ki sandalyeden firlayip, hizla önüme geçen Sevil'i gördüm. Önümde duruyordu. Saçlarinin o güzel kokusunu duyuyordum. Sevil'in o güzel kokusu resmen içimi temizlemisti. Bu koku, hiç bir kokuya benzemiyordu, dünyanin en iyi parfüm kokusu bile bununkinin yaninda bir hiçti. Istemedende olsa, gözlerimi kapatip kafami saçlarina biraz daha yaklastirmistim. Sevil bunu fark etmisti ve kendini benden biraz uzaklastirmisti.

S - Cahit yapma.
Ca- Sevil çekil !
S - Cahit yapma, lütfen.
Ca- Sana çekil dedim" deyip kizi kolundan tutup yan masaya dogru firlatti. Iste o an kan beynime siçradi !

Harika olmuş.
Devamını dört gözle bekliyorum. (:

çok güzel olmuş cnm

Tesekkür ederim

Simdi orucumu açacagim, sonra da yeni bölümü yazarim :-)

çoook güzel olmuş canım

yb nezaman cnm ?

Ilk kismi geldi bile

3. bölüm - 1. kisim -
Cahit'in Sevil'i itmesiyle delirmistim. Cahit'e bir kafa, ve onu yerden kaldirdiktan sonrada bir yumruk indirdim. Burnunu tutarak yerde kivraniyordu, galiba kirilmisti. Tekrar kaldirmak için yanasmisken Sevil kolumdan tuttu, "yapma, n'olur yapma" dedi. Onun bu çaresiz haline daha fazla dayanamadim ve sadece bir tekmeyle yetindim. Cahit'in tayfasindan bir kaç kisi onu kaldirip götürürken Sevil'in nefretle onu izledigini gördüm. Bu kiz o canavara asik olamazdi! Imkansizdi bu. Herkesi arkamda birakarak bahçeye dogru hizlica gidiyordum, ve onu bekliyordum, arkamdan gelip o güzel sesiyle adimi söylemesini bekliyordum. Disarida bir banka oturdum, hala sinirli halimle banka vuruyordum. Arkamdan biri geldi, Sevil'di bu. "Ekrem" demesiyle hemen ona dogru döndüm.

E - Sevil ?
S - Ben sey diyecektim..
E - Söyle.
S- Sey. Cahit adina özür dilerim. Bir anlik öfkeyle yapiyor herseyi.
E - Hala onu savunabiliyorsun. Neden onunla berabersin ?
S - O beni.. Yani çünkü ben onu seviyorum.
E - Seviyormusun ?
S - Evet seviyorum. O iyi biri.
E - Sevil, gerçekçi ol lütfen. Cahit'ten bahsediyoruz, seni iten o canavardan bahsediyoruz. Ona asik degilsin, ondan hoslanmiyorsun bile.
S - Sen nerden bileceksin ki he ? Ben seviyorum dediysem seviyorumdur !
Sevil'in böyle konustuguna inanamiyordum! Bir sey var bu kizda, onu sevmiyor biliyorum.
E - Tamam ya bir sey demedim unut gitsin.

Kalktigim banka tekrar oturmustum. Sevil'de yanima oturdu, kafami diger tarafa çevirdim, küsen çocuklar gibi. "Baksana bana bi" dedi. Kafami hiç kipirdatmadan "sebep ?" dedim. Hiç bir sey söylemeden o pamuk gibi ellerinin biriyle çenemi, digeriyleyse yaganima dokundu ve kafami kendine dogru çevirdi. Onunla ilk defa bu kadar yakin oluyordum. Ilk defa o güzel simsiyah gözlerini bu kadar yakindan görüyordum. Ilk defa onu kendimde hissettim.

S - Alnin kanamis, temizleyecegim
E - Gerek yok
S - Inatlasma iste temizleyecegim dedim.
E - Bende bosver gerek yok dedim
S - Var !
E - Yok !
S - Var !
E - Yooooook.
S - Ya var dedim.

Gözlerinde kaybolmustum resmen. Bana bakan o masum gözleri ilk defa gülmeye baslamisti. Ikimizde beraber güldük. "Iyi tamam temizle bakalim" dedim ve kendimi ona teslim ettim. Yavas yavas bastiriyordu elindekiyle, sanki canimi yakmamak için çabaliyordu. Arada yandiginda, "uff" diye ses çikardigimda oda alt dudagini isirip gülümsüyordu. Bu anin hiç bitmemesini istiyordum, ama her güzel sey gibi bunun da bir sonu vardi. Elindeki pansumanida yapistirdiktan sonra "iste bu kadar" dedi ve geri çekildi. Ardindan devam etti "bak inatlasacak bir sey yokmus". Bense sadece gülümsemekle yetindim. Lafina "sey ben tekrar özür dilerim" diye devam etti.

E - Senin bi suçun yok.
S - Var. Bosuna rahatlatmaya çalisma beni.
E - Tamam tamam, bir sey demedim. Ama kendi fazla suçlama, malum, stres cildi bozar ;)

Bu sözümden sonra utandigini yüzünün kizarmasiyla anladim. Bu hali bambaska bir tatliydi. Sadece gözlerine bakiyordum, baska hiç bir sey umrumda degildi. Ta ki bu müthis ani bozan Hilal gelene kadar.

H - Ekrem ? N'oluyor ?
E - Hiç, Sevil'le muhabbet ediyorduk.
H - Sen Cahit'in sevgilisi degil misin ? Gitsene onun yanina, baska erkeklerin etrafindada dolasma
E - Hilal bak..

Ben cümlemi bitirmeden Sevil girdi araya.

S - Tamam Ekrem bende gidiyordum zaten.
E - Ya Sevil
S - Tamam bosver, görüsürüz.
H - Mümkünse görüsmeyin. (Sevil gitmistir)
E - Ne yapiyorsun sen Hilal ?!
H - Ne demek ne yapiyorsun ? O Cahit'in nisanlisi. Cahit görürse seni öldürür! Sana bisey olmasindan korkuyorum, anlasana sana bisey olmasin diye çabaliyorum ben. Ama sen bu kizin yaninda durdukça bela senin üzerine gelecek. Anla beni.. (deyip eliyle pansumana dokundu) canin aciyormu ?
E - Yok tamam iyiyim. Benim için de endiselenme artik.
H - Ekrem nasil endiselenmeyim ? Ben.. Ben seni seviyorum ! deyip bir cevap vermemi bile beklemeden dudaklarima yapismisti. Tabii unuttugum birsey vardi. Sevil çantasini oturdugumuz bankin üzerinde unutmustu, onu almak için geri geliyordu, ve bu manzaraya sahit olmustu. Iste simdi isim zorlandi !

Tesekkür ederim canim Al buyur Hilal senindir istedigini yap :D Devami yarin gelir herhalde, söz vermeyeyim yinede.

Hilal seni öldürüm :D süper olmuş canım ellerine sağlık

yeni okuyucu

her bölüm ayrı ayrı muhteşemdi



hilali ve cahiti bir elime geçirirsem var ya ...........

cahit nasıl birisi ya insan sevdiğini iter mi of neyse ya

yb'ü sabırsızlıkla bekliyorum/z

vay be 3 bölüm kaçırmışım 3 üde birbirinden güzel insanını okudukça okuyası geliyor yeni bölümü en kısa zmnda bekliyorum

3. bölümün ilk partı çok güzel olmuş.
-Devam. 2. partı bekliyoruz

Tesekkür ederim arkadaslar Yorumlariniz beni çok mutlu etti 2. kismi bugün yazmaya çalisacagim.

Hayat Güzeldir 3. Bölüm 2. kisim -
Hilal'i hemen ittim ve sesimi yükselterek "ne yapiyorsun sen be ?" dedim. Gözlerimin içine bakti ve "özür dilerim, kendimi tutamadim" dedi, bende bir "of" çekerek yerimden kalkip gittim. Derse girme vakti gelmisti. Sinifa girdigimde Sevil'in suratinin asik oldugunu fark ettim, ve hiç birseyden haberim yokmus gibi yanina gittim. Cahit bizim sinifta olmadigindan burada daha rahat görüsebiliyoruz. Yanina geldim ve bos yere oturdum.

E - Sevil ?
S - Ne var Ekrem ?!
E - Ne oluyor ? Neden kizginsin ? Hilal'in söylediklerine mi bozuldun ?
S - Bak Ekrem. Sen iyi birine benziyorsun, ama senin o çiroz sevgiline gicik oluyorum. Söyle benden uzak dursun
E - Bak Sevil biz Hilal'le..
S - Tamam birsey söylemek zorunda degilsin, sizi gördüm, dudak dudaga, çok yakisiyorsunuz. Ama bana tekrar bulasacak olursa olucaklardan sorumlu olmam!
E - Sevil..
S - Ve gerekirse seninlede görüsmem, o kadar rahatsiz oluyorsa yani
E - Ya Sevil bi dinlermisin ?

Arkamdan bir kiz geldi.

Kiz - Pardon yerime geçebilirmiyim.
E - Her yer bos git oralara.
Kiz - Ama benim yerim burasi bak hocada geldi hadi çekil
E - Of tamam gel. dedim ve oturdugum yerden kalktim. Sevil'in arkasindaki bos siraya oturdum ve kafami onunkinin yanina uzattim
E - Dersten sonra bir yere kaybolma, konusmamiz lazim.
S - Emredersiniz.
E - Emretmiyorum, rica ediyorum. Yada bir dakika ya, evet emrediyorum, ders bittiginden yerinden kalkmiyorsun konusacagiz.

Ben Sevil'i ikna etmeye çalisirken ögretmen beni çoktan fark etmis, cetvelinin ucuyla beni gösterip "sen" dedi. Bende saskin bir halde "ben ?" diye cevap verdim.

Hoca - Yok arkandaki.

Arkama dönüp "sana diyor oglum" dedim. Ögretmen birden ayaga kalkip

Hoca - Evladim delirtme beni, senden bahsediyorum.
E - Haa, ben Buyrun hocam.
Hoca - Adin ne senin ?
E - Ekrem.
Hoca - Fatih Sultan Mehmet hangi savasta ölmüstür ?
E - Simdi hocam, bir kere savas iyi bir sey degildir. Ama savasmasalardi Türkiye'miz bu günlere gelmezdi. Yani toparlasak, Fatih Sultan Mehmet son katildigi savasta ölmüstür hocam.
Hoca - Oglum sana bir soru daha.
E - Buyrun hocam ?
Hoca - Sen manyak misin ?
E - Hehehe :D Evet hocam
Hoca - Belli oluyor zaten. Cik disari.

Ögretmenin beni siniftan kovmasiyla Sevil'i birakip çikmak zorunda kaldim. Kapinin önünde dersin bitmesini bekliyordum. Sonunda çikmislardi, gözüm Sevil'i ariyordu. Heh, oda çikti iste. Hizla yürüyordu, arkasindan seslenince durdu.

E - Kaçacagini mi sandin kiz ?
S - Öyle bir niyetim yoktu, ama bence sen kaçmalisin, malum, sevgilin kizar
E - Sevil sen kiskandin mi ?
S - Ne alakasi var canim, hem unuttun mu, ben nisanli bir kizim.
E - Unuturmuyum hiç ? Bir kiroyla nisanlanip onun iyi bir yönünü arayan tek kiz sensin, hiç unutulur mu ?
S - Benim hayatimi elestirmek için mi durdurdun beni ?
E - Ha yo yo yo. Seninle konusmam gereken bir sey var, su karsida yeni açilan kafeye gidelim mi ?
S - Ya Cahit görürse ?
E - Bisey olmaz ya, hadi gel
S - Tamam

Sevil'in teklifimi kabul etmesine çok sevinmistim. Tam gitmeye hazirlaniyorduk ki Hilal geldi.

H - Hayatim, hadi bi yerlere gidelim.
S - Sana inanmiyorum Ekrem ! dedi ve hizla uzaklasti. Of Hilal, ne yapmaya çalisiyorsun sen.