- Hayat güzeldir 16. bölümDila;
Gece uyandigimda saat 3 gibiydi. Cahit yanimda yatiyordu. Kikirdayarak ayaga kalktim. Üstüme rahat birseyler geçirip bütün gece bizi çeken kamerayi elime alip durdurdum. Kamerayi çantama koydugumdan emin olduktan sonra tekrar yataga girdim, biraz inandirici olsun diye kafami Cahit'in gögüsüne yaslayip elimle belini sardim, ve uyuya dalmisim..
Ekrem;
Dila'dan haber alamayinca deliye döndüm resmen! Nerede bu kiz ? Ne yapiyor ? Cahit ona zarar vermis olmasin ? Telefonu elime alip numarasini tusladim ama nafile, yine o sinir bozucu ses kayidi karsiliyordu beni, "Aradiginiz numaraya su an da ulasilamiyor, lütfen daha sonra tekrar deneyin.." Ayaga kalkip salonu terk ettim. Beynim odama girmemi emrediyordu, bedenim ise onun dediklerini uyguluyordu. Yatagimin üstüne oturdum, saate bir göz attim, "3:04" yaziyordu. Baya geç olmus fikri sardi bu sefer beynimi. Bedenim paydos etmek istesede beynim karsi çikiyordu, aklimi kurcalayan bunca soru isaretiyle rahat bir uyku çekemezdim. Elime Sevil'in bir resmini aldim, çaktirmadan almistim ondan, o masum surati içime tatli bir hüzün ulastirdi. "Kavusmamiz yakindir sevgilim.." diye mirildandim kendi kendime. Fotografa bir öpücügümle imza attiktan sonra gögüsüme yasladim onu. O sekilde uyuya kalmisim.
¤ Sabah.
Kartal'i Beyza doktorun yanina biraktiktan sonra Dila'yla randevu yeri ayarlayip bulusmustuk.
D- Hey! Yüzün gülsün biraz! Bir kaç gün sonra sevdicegin kollarinda olacak.
E- Evet ama böyle bir sey yapman! Allah'im.. Aklim almiyor Dila!
D- Senin için! Senin yüzünde küçücük bir tebessüm olussun diye herseyi yaparim ben Ekrem!
Dila'ya sarildim. Kollarimda bana yardim etmek için sekilden sekile giren arkadasim degilde, hatta yapmis ve benden af dileyen küçük, minik kiz kardesim var su an. Dila'nin yeri hep ayri oldu bende. Bu yaptiklarini nasil unuturum ki ? Narin sari saçlarini oksayip suratini avcumun içine aldim ve nasiatçi bir agabey gibi konustum. "Bunu asla tekrarlama. Kim için olursa olsun. Asla.." Masum bakislarini atiyordu yine.. Ah! Iste buna dayanamiyorum. Bu kizin gizli silahi da bu olsa gerek. Dayanamayip yanagina küçük bir öpücük konduruyorum. Bir kaç saniye sonra ellerine karnima koyup yavasça beni geri itti.
D- Hadi hadi, bu kadar romantikliklik yeter, montaj zamani!
E- Montaj ?
D- Sen videoyu izlemezsen sevinirim ama..
Yanaklari kizarmisti ve gözlerini kaçiriyordu. Utandigi her halinden belli oluyordu. Bu hali çok tatliydi tabisi.
E- Tamam canim. O zaman sen onlari hallet, bende Kartal'i alip geleyim ve bitirelim artik su Sevil ve Cahit saçmaligini.
D- Tamam merak etme sen. Görüsürüz.
Dila'yla vedalastiktan sonra içimde ki yara biraz kapanmis gibiydi. Sevil'in bir kaç gün sonra kollarimda olacagi düsüncesi bedenimde ki bütün hücrelere heyecan veriyordu. Bunlar aklima her geldiginde yüzümde ki aptal gülümseme yok olmak bilmiyor. Hastaneye dogru yola koyuluyorum.
Kartal;
Beyza doktorun bir kaç kontrolünden ve bugünkü egzersizlerden sonra biraz sohbet etmeye baslamistik. Beyza doktoru sadece üç-dört gündür taniyor olsamda çok iyi bir kadin oldugunu fark etmemek elde degil. Tamam, tamam itiraf ediyorum, birazda hos bir bayan.. Lan oglum, birak kibarligi, bildigin tas hatun iste. Oh be! Cok çekici bir güzelligi var, bakislari çok etkileyici, konusmasi, gülüsü, her seyi çok güzel. Capkin oldugum bir gerçektir.. Aslinda Merve'yi seviyorum, çok tatli, çok iyi kalpli. Ama seviyorum iste, sadece seviyorum, ortada ne ask denilen sey var, nede asiri heyecan. Ben simdilik bana okul zamanini anlatan Beyza doktora odaklaniyorum, ne kadar güler yüzlü. Cok heyecanli bir sekilde anlatiyor, sanki o anlari tekrar yasiyor. Muhabbeti iyice ilerletmistik.. Ta ki olayi abim bozana dek. Kapiyi tiklatip içeriye giren ondan baskasi degildi. Ah bu adam hep böyle anlarda mi gelir ?!
E- Kartalcim hadi gidelim artik.
Kötü kötü bakarak konustum. O ise saskin haliyle bakiyordu bana, sonradan kafasini sallayip "anladim" tarzindan isaret yapti.
E- Sey. Beyza hanim. Sizde Kartal'la çok ilgilendiniz, yaninda olamadigim zamanlar falan..
Abimin duyacagi sekilde fisildadim.
K- Hay ben senin.. ! Benden küçük bir çocukmusum gibi bahsetmesene!
Olayi toparlamak için devam etti Ekrem.
E- .. çok tesekkür ederim
B- Ne demek Ekrem bey, görevim (:
Ay ay, gülüse bak
E- Yok yani siz daha da ilgili oldunuz. Sey ben sizi tesekkür amaçli bizim eve yemege davet etmek isterim.
K- Tabi tabii, Ekrem hakli. Siz olmasaydiniz moralim düzelmeye bilirdi belki ?
Saçmalamaya basliyordum yine.
B- Ama..
E- Kirmayin bizi lütfen.
B- Peki tamam
Abim doktorun cep numarasini aldiktan sonra odadan çikmistik, eve dogru yol aldik.
Ekrem;
Kartal'in heyecani yüzünden okunuyordu. Hali benimkinden farkli degildi açikçasi. Suratinda hep o saçma, tarifsiz gülümseme, kendi kendine minik kikirdamalar.. Son haftalarda hiç bu kadar neseli olmamistik. Kartal'in heyecanini bozmamak için ona hiç soru sormadim. Niyeti zaten belliydi. O benim kadar düsünceli olmayip konustu.
K- Abi be.
E- Söyle.
K- Kendimi biliyorum da, sen neden bu kadar neselisin ? Bak Beyza geliyor diye heyecanliysan hiç bosuna heveslenme, o benim baligimdir.
E- Napiyim lan ben senin Beyza'ni.
K- Ssst hop güzgün konus.
E- Ne oldu oglu, daha iki gün önce Merve Merve diye dolaniyordun ortaliklarda.
K- Abicim, simdi olaya profesyonel çapkin gözüyle bakinca çakarsin köfteyi, ama sen su kara sevdaya tutuldugun andan beri o anlayis kayboldu senden
E- Ben halimden memnunum.
K- Hihi, eminim öylesindir.
Evin önüne varmistik. Ellerimi bosluga birakarak Kartal'a döndüm ve "çok konusuyorsun" diye bitkin halime büründüm. Kartal'i sandalyesine atip eve girdikten sonra televizyon izledim.
¤ 3 saat sonra.
Televizyonun karsisinda mayismisken cebimde titreyen ve savas zili gibi öten telefonum beni gömüldügüm koltuktan firlatti. Numari tanidik degildi. Kim oldugunu ögrenmek için cevap verdim. "Alo ?" bunu bir çok kez tekrarlamama ragmen hatin ucunda ki kisi ses vermiyordu. Son kez "kimsin kardesim ?" diye laf attim ve o an cevap geldi. "Ekrem.." bu büyüleyici ses. O'ydu! Sesine hasret kaldigim, suratina anlatamayacak kadar çok özlem biriktirdigim melegim Sevil'di bu. Titreyen sesimle bir seyler söylemeye çalistim ama heyecan kekelememe neden olmustu. Ortaya pek anlasilmayan bir kelime çiktigindan kendimi bir kaç saniyede toparlayip net bir konusma yapabilecek duruma getirdim.
E- Sevil ?
S- Ekrem.. Kusura bakma rahatsiz ediyorum.
E- Ha yo-yok. Hi-hiç rahatsiz etmiyorsun Sevil.
S- Her neyse. Konusmamiz gerekiyormus, Dila söyledi.
E- Öylemiymis ?
S- Degil miymis ?
E- He yok, öyleymis öyle. Hemen simdi sahile, her zaman ki yere gelebilirmisin ?
S- Kaçmaya çalisirim.
E- T-tamam. Görüsürüz birazdan.
Cevap vermeden suratima kapamisti telefonu. Onun bu sert hallerini bile özlemisim. Heyecanimdan telefonu yere düsürmüstüm. Egilip geri aldiktan sonra hemen üstüme montumu geçirip sahilin yolunu tuttum. Hemencecik varmistim. Onu tekrar görebilmenin verdigi heyecan olsa gerek, elim ayagim durmuyordu, her an, her saniye kipirdiyordum. Sonunda görmüstüm onu, sanki bir kaç gün degilde, bir ömür görmemis gibi oldum. Tuhaf bir his kapladi bedenimi. Güzelligi beynimi uyusturmustu, bir tek ona odaklanmami saglamisti. Ah Sevil! Beni kendine bu kadar asik etmek zorunda miydin ? Her defasinda daha da çok büyülüyorsun beni! Ayaga kalktim, onu karsilarcasina. Yapacak bir sey bulamayinca kolumu kaldirip montumun altindan saatime ulastim, "17:39" detayini veriyordu bana. Oho, neredeyse aksam olmus tepkisini verdim içimden.
S- Evet Ekrem dinliyorum.
E- Dinliyormusun ?
S- Dila anlatacak seylerin oldugunu söyledi bana.
E- He evet.
Saskin ördek yavrusu gibi davranmayi birakip ciddi halime büründüm.
E- Sevil.. Olmuyor. Gerçekten. Denedim, çok denedim, bunu Dila'ya veya Kartal'a sorabilirsin ama seni hafizamdan, kalbimde, beynimden, içimden, ruhumdan söküp atamiyorum.. Cok derinlerden vurdun beni sen. Ben senden vurgun yedim Sevil.
Sevil bakmiyordu bana. Bu konusmalardan, bu yasadigimiz hayattan bunalmis gibi görünüyordu. Bense devam ettim konusmama.
E- Seni istiyorum Sevil. Sensiz ölü gibiyim. Yada, belki de haklisin, ben seni hak etmiyorum haklisin.
S- Saçmalama Ekrem..
Hala yere pür dikkat odaklanmis vaziyetteydi.
E- Yok yok, gerçektende öyle. Ben sana göre degilim. Ama sunu bilmeni isterim, seninle geçirdigim o kisacik andan hiç pisman degilim, o an ne kadar mutlu oldugumu bilemezsin.
S- Biliyorum..
E- Efendim ?
S- Ne kadar mutlu oldugunu biliyorum. Tahmin ediyorum.. O an duygularimiz, hislerimiz bütünlesmisti. Farkli seyler hissetmemiz imkansizdi.
Sevil sasirtiyor beni. Bu sefer bakislarini yerden kaldirip bana çevirdi.
S- Seni benden iyi kimse anlayamaz.
E- Peki neyi bekliyoruz Sevil ? Neden bu kadar aci çekmeye mahkumuz ?
S- Aci çekmiyoruz..
E- Aci çekmiyor muyuz ? Ya Sevil, sen daha yeni beni anladigini söylemistin ya, iste o konuda yaniliyorusun, beni anlamamissin, ve su an aci çekmedigini belirtiyorsan, beni asla anlamayacaginin bir kanitidir bu!
S- Anliyorum dedim Ekrem.
Sesimi yükseltmistim artik.
E- Ya ne demek anliyorum Sevil! Yeter artik! Ne bu çektigimiz ? Kaderimiz mi bu ? Hayatin bize oynadigi oyuna basimizi neden egiyoruz ? O pislige neden istedigini veriyoruz he?
Yükselmis olan sesim onu korkutmus ve birazda, benim gibi, öfkelendirmis olmaliydi ki o da kendininkini yükseltti.
S- Cekiyoruz evet! Cünkü mecburuz! Cünkü bu bizim kaderemiz! Cünkü bu bize hayatin oynadigi bir oyun degil, bize sundugu bir sinav!
Yüksek seslerimiz hallerini koruyordu hala.
E- Öyle mi ? Peki neden biz geçemiyoruz bu sinavdan düsündü mü acaba ?!
S- He beni suçluyorsun yani yine ?
E- Sen o gün öyle çekip gitmeseydin bunlarin hiç biri olmayacakti.
S- Sende o gün beni kendine asik etmeseydin bunlarin hiç biri olmayacakti!
Sevil'in söyledigini aldirmadan hala bagiriyordum, o da bagiriyordu tabi.
E- Peki sen beni etkilemeseydin, kendine bu kadar delice baglatmasaydin belki de su an kavga ediyor olmayacaktik! Bu kadar aci çekmeyecektik!
S- Of yeter biktim bu bagirismadan!!
E- Bende biktim artik yeter!! Lanet olsun ki kendime hakim olamiyorum, kalbime yeter sus diyemiyorum!!
S- Bende seni sevmekten vaz geçemedigim için kendimden nefret ediyorum! Allah kahretsin ki seni deliler gibi seviyorum!!!
E- Bende seni!
Bagirmadan kurumus olan bogazimi dinlendirmenin vakti gelmisti artik. Sevil'de hazirdi, hissedebiliyordum. Sevil'i kendime çekitikten sonra yapistim dudaklarina. Karsilik veriyordu. Evet sonunda o da aci çekmeyi degil, mutlu olmayi tercih etmisti. Kafami geri çekip bedenimi onun kine yapisik durumda birakarak kulagina bir kaç kelime fisildadim.
E- Artik hersey düzelecek..
S- Biliyorum sevgilim..
Küçük ve masum bir öpücükten sonra sarildik. Bundan sonrasi Dila'ya kalmistir..
Bu olay çok uzamisti, bitirdim artik :D Bir daha ki bölümde dügünle alakali olan hersey gelisecek ve yepyeni konulara girebilecegiz. Uzattigim yerler oldu farkindayim, ve çok bayan konular, konusmalar falan bununda farkindayim, kendim tekrar okudugumda "ne kadar çok uzatmisim bu konuyu" dedim. Benim ve senaryomun kahrini bu bölümlere kadar çekenlere binlerce kez tesekkür ediyorum, sizleri çok seviyorum.. 
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Nerden
Kişisel İleti
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: - Hayat Güzeldir 29. Bölüm. "Yalan Yanlis." Sf: 77. 
