arkadaşlar bu benim 2. senaryom beğenmeniz dileğiylee
ŞEHİT
FON=MURAT EVGİN-ŞEHİT

ekrem ve sevil nişanlı yakın bir zamanda evleneceklerdir.ayçin'le cenkerse yaklaşık 2 aydır evlidirler.hepsi mesleklerini elllerine almışlardır artık..
sevil=diplomat
ekrem=idari işletmeci
cenker=doktor
ayçin=iç mimar
cihan=avukat olmuşlardır.

zaman birbirini kovalar sonunda ekrem'le sevil kavuşurlar.en sevdiklerinin de bulunduğu rüya gibi bir düğünle dünya evine girerler.sonunda onlarda muratlarına ermişlerdir.artık geriye tek bir sorun kalmıştır.o da ekrem'İn askerliğii ekrem henüz askerliğini yapmamıştır, sevil'le evliliklerinin 2. ayında ona da askerlik emri çıkar ve 5 aylığına askerliğini yapmak üzere eskişehir'e vatan borcunu ödemeye gider.arada bir de izne sevil'İni ve bizimkileri görmeye gelir.sevil'Se ekrem'İn ondan kısa bir sürede olsa ayrılmasına dayanamıyordur.bir an önce askerliğinin bitmesini ve ona kavuşacağı günü sabırsızlıkla bekliyordur.aylar yavaş yavaş geçer sonunda ekrem'İn askerliğinin bitmesine 1 hafta kalmıştır ki sevil müjdeli haberi alır.evet hamiledir artık onu hayata bağlıycak,dünya'da en çok sevdiği insandan bir yavrusu olacaktır.bu sevinçli haberi hemen verir bizimkilere...tabi ekrem'e de vermek ister ama nasıl olsa bir hafta kalmıştır gelmesine bekleyecektir,o sağ salim inince otobüsünden müjdeyi verecektir hemen oracıkta...peki o ne yapacaktır bu müjdeyi duyunca?1 hafta bunun hayalini kurar sevill acaba ekrem ne yapacak diye durmadan düşünür ve sonunda o bir hafta geçer.herkes akşam otogara gelmiş ekrem'in otobüsünün yanaşıp,otobüsten inmesini bekliyorlardır.sonunda ekrem'İn otobüsü otogara ulaşır.otobüsün kapıları açılır ve yolcular yavaş yavaş inmeye başlarlar otobüstennn... Ama ekrem bir türlü inmez beklerler,beklerler,beklerler ama ekrem ortalıklarda yoktur.herkes yavaş yavaş endişelenmeye başlar ki tam o sırada ekrem'İn geleceği otobüsten bir adam inmiş onlara doğru yaklaşıyor.sonunda adam bizimkilerin yanına varır.elinde de bir bavul,birkaç parça eşya,fotoğraflar...sevil bir fark eder ki bu eşyalar ekrem'İn. Adam birkaç dakika bekledikten sonra merakla çırpınan sevil'e döner ve gözünden bir damla yaş gelecek şekilde elindekileri teslim eder:

-ÇOK ÜZGÜNÜZ AMA MAALESEF EŞİNİZİ KAYBETTİK!!!!!!!!

hayat onları öyle yollara sürükler ki zamanla birbirlerinin izlerini kaybetmişlerdir.bir gün yeniden karşılaştıklarında ise her şey için çok geç olucaktır.

TÜM ŞEHİT AİLELERİNE İTAFEN YAZILMIŞ ÇOK İÇİMİZDEN BİR HİKAYE İLE GELİYORUM KARŞINIZAAA...

şehit ilk bölümü ile en yakın zamanda karşınızdaaaaaaaaa

devam et cnm

bence devam et

ck güzel olmus ellerine sağlık 1.bölümü merekla bekliom

sen ekremi ben cihanı sehit edelim bakalım ne olacak :D :D :D

ayy ağlarım ha şimdi
ellerine sağlık canım..
yb bekliyorum..

sağolun arkadaşlar en yakın zamanda yeni bölümü yazarım ama biraz daha yorum gelsin :D

yaz bnce

ya ama ekrem neden şehit oldu ki

ilk bölüm bu akşam sizlerle olucak bekleyinn :D :D :D

spr cnm dwm

ya bişey dicem ekrem gerçekten öldümü

Ya be zaman koycaksın 1.bölümü meliiss

4 YIL SONRA

sevil'den

bugün çok önemli bir toplantım var.diplomasi heyeti'yle görüşülecek.kariyerimin en önemli olaylarından biri.off yaprak'ta dağıtmış yine etrafı.ah kızım ya ah ya.o kadar da söylüyorum yine yastık yorgan bir yerde...oyuncaklar desen etrafa saçılmış.bu çocuk bir gün beni deli edicek.neyse ben ortalığı toplıyım barii der ve etrafı toplamaya başlar.yaprak'ın odasını toplamayı tam bitirmek üzeredir ki birden elinden toplantı belgelerini düşürür.belgeler yere doğru uçup yatağın altına girerler.sevil'De belgeleri almak için yatağın altına doğru eğilir,belgeleri eline alır ki bir fotoğraf görür.birden merakla eline alır.yatağın altından çıkar ve fotoğrafın yüzünü bir döndürür ki; o...yıllar sonra fotoğraftanda olsa onu bir kere daha görebilmek canını çok acıtır.bundan tam 4 yıl önce ölmüştür o.bırakıp gitmiştir onlarııı hayatının aşkını ve biricik daha doğmamış kızını.sevil biliyordur elbet bu onun suçu değil ama yine de o yoktur artık hayatlarında ne resmi,ne adı ne yüzü,ne sesi hiç bir şeyi anılmıyordur o evde.sevil dayanamadığı için bütün fotoğraflarını kaldırmış hüsnalar evdenn. Sırf gidince onun fotoğraflarını görücek tekrar acı çekicek diye o günden sonra hüsnalara bile uğramaz olmuştur.tabi kızı yaprak'ı da oraya bir kez olsun göndermemiştir.çünkü ekrem'i tanımasını istemiyordur.daha doğrusu onunda kendisi gibi çektiği o tarifsiz acıları çekmesini istemiyordur.zaten her gün kızına baktığında adeta onu görüyormuş gibi oluyordur.çünkü yaprak ekrem'İn kopyası gibidir.sapsarı saçları,masmavi gözleri,sıcacık bakışları...hatta sempatikliği,güzelliği,sevecenliği ile ekrem'İn aynısıdır.sevil bu düşüncelerden uzaklaşıp fotoğrafa son bir kez daha bakar bu fotoğrafta henüz evlenmemişlerdir.nişanlılardır.birbirlerine sımsıkı sarılmış ,bir restaurantın önünde poz vermişlerdir.o kadar güzel bir fotoğraftır ki bu sevil'İn hüngür hüngür ağlamasına yetmiştir.son bir kez daha dalar o mavi gözlerine ilk ve tek aşkının... sonra da daha fazla dayanamayarak elindeki fotoğrafı buruşturup,sıkarak çöpün içine atar.sonrada gözlerindeki akmış yaşları silerek salona doğru ilerler.

-yaprak hadi çıkıyoruzz
-geldim annecim der ve sevil'in elini tutar sevinçle koşuşturarak kapının önüne çıkarlar.sevil kapıyı kitler.
-hadi çabuk arabaya daha kreşe bırakıcam senii
-ya tamam anne tamam sakin ol ne bu telaş?
-öf yaprak hadi yok telaşım benim sen bin arabaya
-tamam ama bir şey sorucam
-sor bakalım
-ayçin teyzemlerle bugün buluşucaz di mi?ben utku'tu çok özledim
-ay daha 2 gün oldu görüşeli ayrıca aynı kreşe gidiyorsunuz ne bu özlem ne bu hasret?
-of anne ya çok kötüsün ne olur ya görüşelim işte hem dışarda görüşmek başka okulda rahat rahat konuşamıyoruz ki sürekli resim çiziyoruzz
- :D cadı tamam tamam merak etme akşam yemeğe çıkarız ben ararım ayçin'İ
-aslan annem benim der ve sevil'e sarılır.sonra da koşarak arabaya doğru gider
-canım kızım benim sen olmasan ne yapıcam ben?neyse hadi bakalım sevil hanım zorlu gün başlıyor diyerek arabanın kapılarını açar ve yaprak'ı da bindirir.sonra kendisi de biner sürücü koltuğuna oturur.son kez derin bir ohhh çeker ve sonrada anahtarı çevirerek arabayı çalıştırıp önce kreşe ardından da heyet binasına doğru yola çıkarlar.

sanırım beğenmediniz arkadaşlar :S ne yapalım bende buna devam etmeyi düşünüyordum hiç yazıyım en iyisi

spr cnm dwm

devam güzel olmus daha görmemişlerdir bekle yarına kadar bana da yorum yapmadılar ondan anlıom

2. BÖLÜM

sevil yaprak'ı kreşe bıraktıktan sonra heyet binasına doğru yol alır.heyet binasına ulaştığında toplantının başlamasına 10 dakika kalmıştır.hemen bir telaşla merdivenlerden çıkmaya başlar.uzun topuklu ayakkabıları,siyah şık etek-ceket takımı,gümüş saati,göz doldurucu makyajı,amerikan topuzu sade saçları,tabi birde elinde 4 yıldır hiç çıkarmadığı alyansı...aslında bu alyansı herkes onu evli sansın yaprak'ın okulunda babası ölmüş diye olay çıkmasın diye takıyorum dese de kendiside o kadar iyi biliyordur ki bu yüzük ekrem'le arasındaki en önemli bağlardan biridir ve onu hayatı boyunca saklıyacağına dair söz vermiştir.sevil yine derin düşüncelere dalmışken birden zamanın ilerlediğini ve toplantının başlamasına sadece 3 dakika kaldığını fark eder ve alel acele toplantıya yetişmek için koşmaya başlar.son dakikada toplantıya yetişir ve derin bir oh çekerek sunumunu yapmak için tahtanın başına geçer.

bu sırada ayçin ve cenker'de oğulları utku'yu kreşe bırakıyorlardır.

utku=ya anne ya yavaş biraz daha var vakit
ayçin=ay oğlum ben daha ofise yetişicem aa çabuk ol biraz
utku=ya baba anneme bir şey de ya
cenker=valla klasik annen utkucum aceleci,panik,asi
ayçin=ben miyim asi cenker?demek öyle işe yetişmeye çalışıyoruz herhalde
cenker=tamam birtanem tamam şaka yapıyorum hadi oğlum sende git bak yaprak gelmiş seni bekliyor
utku=aa yaprak mı?tamam hadi ben gittim
ayçin=hıh gördü ya kankasını gözü görmez dünyayı şimdi
cenker=aman neyse çocuklar oynasın bende kliniğe geçicem şimdi bu arada sevil aradı seni herhalde ne diyor?
ayçin=hıı evet ya şey diyor akşam bir şeyler yapsak diyor yemeğe falan çıksak yaprak yine rahat durmuyormuş daha yeni görüştük ama işte
cenker=boşver ayçin daha iyi olur hem sevil'de fazla yalnız kalmasın
ayçin=aşk olsun cenker biz onu 4 yıldır ne zaman yalnız bıraktık?
cenker=evet bırakmadık ama bundan sonra da bırakmıycaz asla biz müthiş 4'lüyüz unuttun mu?
ayçin=bir zamanlar 5'İ bir yerdeydik unuttun mu?(ikisininde gözleri dolar)
cenker=(burnunu çekerek)neyse ayçin hadi arabaya binelimm
ayçin=tamam
cenker=he bu arada ben cihan'ı da arıyım da o da gelsin bu akşam yemeğe
ayçin=iyi ara bakalımm cenker cihan'ı da arar yemeğe davet eder.cihan'da yaprakla utku'nun adeta amcası gibi olmuştur.bu ekip en az 2 haftada bir buluşurlar.eskiden beri bağlarını hiç koparmamışlardır.hatta ekrem'İn ölümünden sonra birbirlerine daha sıkı bağlanmışlardır.gelelim akşama...çocuklar restaurant diye tutturunca bizimkiler de el mecbur bir restauranta girerler.burası deniz manzaralı,çok şık,sade bir mekandır.sevil bu restaurantı bir yerlerden hatırlar, kapıdan girerken de bir tuhaf olmuştur zaten sonradan fark eder ki burası sabah resimde gördüğü ekrem'le fotoğraf çektirdikleri restautanttır.birden suratı düşer ama yaprak var diye belli etmemeye çalışıyorlardır.daha sonra bizimkiler güzel bir masa bulup otururlar,yemek,sohbet,muhabbet...şen şakrak keyifli bir gece geçiriyorlardır bu sıralarda bizimkiler...

bu sırada restaurantın önüne bir grup genç arabalarıyla gelir ve arabalarını park ettikten sonra arabadan teker teker inmeye başlarlar.tam 4 delikanlı sohbet ede ede restaurantın kapısına varırlar.ardından da içeri girerler.emre konuşmaya başlar:

emre=çocuklar gelin
tolga=geldik abiii
burak=tamam geldikk
emre garsonu işaret eder:
emre=pardon bizim burdan bir masa rezarvasyonumuz vardı
garson=peki efendim kaç kişilik?
bülent=5 beyefendi bir arkadaş daha gelicekk
garson=peki şu masa efendim(sevil'lerin bir masa yanı)
emre=sağolun garson bey der ve tam masaya otururlar ki;

tolga=pardon sandalyenizi biraz itebilir misiniz?ben geçicem de
sevil=tabi buyrun geçin
tolga=(kafasını bir çevirir ki)ama siz?
sevil=pardon beyefendi bir şey mi oldu?
tolga=(durumu fark eder koşarak yanına yetişir)yok bir şey hanımefendi sorun yok size afiyet olsun der ve emre'yi ve diğer çocukları kenara çeker.

emre=tolga bu o bu
tolga=biliyorum tanıdım bende
bülent=ee ne yapıcaz?
tolga=ne yapıcağızı var mı?aklınızdan geçenleri unutun asla izin veremeyiz böyle bir şeye
bu sırada burak koşarak yanlarına gelir:

tolga=ne oldu ne oluyor?
burak=abi artık çok geç abicim
emre=ne oluyor be oğlum
burak=KAPININ ÖNÜNDE ABİ GELİYOR!!!!!!!!!!!!

azcık daha yorum olursa kısa bir bölüm daha koyarım canım :D

Kim Bu Tolga L*n Ekrem çıksın Düşüp Bayılırım.(kavak yellerine döndü olay sevil-ekrem aslı-efe aşkı ) :D

3. BÖLÜM

emre=geliyor mu?
tolga=ne demek geliyor çabuk çıkın kapıya unutmayın hayat memat meselesi bu 4 yıl nasıl sakladıysak bu sırrı öyle de saklamaya devam edicez asla bilmiycekler ikisidee
bülent=vicdansızız biz oğlum yapılır mı bu?o küçücük kıza yazık değil mi?
tolga=bizim seçimimiz değil unutma bizde emir kuluyuz hadi çabuk kapıya derler ve koşarak kapıya çıkarlar.tam o sırada şehit şarkısı çalmaya başlar.

tolga=eee nerde yok oğlum yanlış görmüş olma
burak=abi geliyordu az önce buraya doğru gördüm yeminle
bülent=Allah Allah nerde bu çocuk ya?

tam o sırada restaurantın erkekler lavobosundan biri çıkar ve yavaş adımlara restauranta girmeye başlar.tolga'lar ise bunu fark etmemiş hala dışarı bakınıyorlardır.tam o sırada burak=abi ordaaa
tolga=çabuk koşun eyvahlar olsunn

evet doğru tahmin bu kişi EKREM'dirrrrrrrr

bir anda kafasını kaldırır ve sevil'lerin masasına bakar birkaç saniye öylece bakakalır ardından hemen emre'ler yetişir:

tolga=yavuz hadi abi çıkıyoruzzz
yavuz (yani ekrem)=abi şimdi geldim nereye ya?
emre=abi hulusi bey bekliyormuş yine bir görev falan varsa
ekrem=off abi ya bir oturtturmuyorsunuz şurda ya?
burak=hadi abi hadi
ekrem=aa bakın ne çalıyor

KADER YAZILDI KINAM YAKILDI
CANLAR VERİLDİ BU VATAN BORCU
SANA ELVEDA DİYEMEDİM Kİ
SADECE BU YAKAR İÇİMİ

HER ŞEHİDİN ARDINDAN
BİR TÜRKÜ SÖYLENİRMİŞ ANNE
SEN DE BENİM ARDINDAN
BİR TÜRKÜ SÖYLE
AĞLAMA ANNE
GİDİYORUM ANNE

HER ŞEHİDİN ARDINDAN
BİR TÜRKÜ SÖYLENİRMİŞ ANNE
SEN DE BENİM ARDINDAN
BİR TÜRKÜ SÖYLE
AĞLAMA ANNE
GİDİYORUM BEN

tam bu sırada ekrem sevil'e gözlerini dikmiş merakla bakıyordur.sevil'se bu şarkıyı duyunca çok fena olmuş. sanki o burdaymış gibi hissetmiştir.bu sırada ekrem tolga'ya eğilerek;

ekrem=abi şu bayan kim?tanıyor musunuz?
tolga=kim kimden bahsediyorsun?
ekrem=ne bu panik şu masadan
tolga=(panikle)elinle gösterme acelemiz var ayrıca tanımıyorum ben hiç kimseyi hadi çabuk
ekrem=tamam abi ya iyiki bir şey sorduk der ve tam arkasını dönecekken sevil'e son bir kez bakar.içi bir garip olur.arkasını döner birkaç adım atar ki birine çarptığını hisseder bir de bakar ki küçücük sevimli bir kız tabi ki yaprakk

yaprak=pardon efendim yanlışlıkla oldu
ekrem=ah tatlım benim olsun önemli değil adın ne senin bakalım?
yaprak=yaprak seninki?
ekrem=yavuz canım yavuzz ee yaprak ne yapıyordun öyle niye koşturuyordun bakalım?
yaprak=şey utku beni kovalıyordu da
ekrem=hımm anladım bir daha koşma tamam mı düşersin bir yerin acır sonra
yaprak=tamam ekrem yaprak'ı çok sever.eliyle yanağını okşar.tam o sırada tolga olanları fark eder ve koşarak yanlarına gelir.

tolga=yavuz hadi abi hadi bırak işimiz var
yavuz=tamam abi dur bi bak bu yaprak
tolag=yavuz hadii

bu sırada sevil'de yaprak'ı yanında göremeyince ayaklanıp etrafa bakınmaya başlar.

sevil=utku yaprak nerde?
utku=şurda bir abi'ye çarptı da
sevil=ne? sevil telaşla yaprak'ın yanına koşmaya başlar.o sırada tolga sevil'in geldiğini görür ve hemen ekrem'i çekip sürüklemeye başlar.

tolga=hadi çabuk abi çocuklar arabayı çalıştırın hadi sanada görüşürüz küçük kız
yaprak=bay bay
ekrem=görüşürüz yaprakçım kendine dikkat et tamam mı
yaprak=tamam sende yavuz abi der ve tolga ekrem'i hızla ordan uzaklaştırır bu sırada sevil koşarak yaprak'ın yanına gelir.

sevil=yaprak ne oluyor?kimdi onlar?sen nereye kayboldun kaşla göz arasında?
yaprak=anne ya biz utku'yla oynuyorduk
sevil=ee
yaprak=sonra ben koşunca yavuz abi'ye çarptım.ama sonra özür diledim valla hani sen öğretmiştin ya birine istemeyerekte olsa biz zarar verdiğinde özür dile diye bende öyle yaptım.sevil bir anda yumuşar.

sevil=iyi aferin sana aferinde nerde bu yavuz abin?
yaprak=işte şurdaa aa gitmişller neyse başka sefere artık ama anne biliyor musun çok yakışıklıydı ya yani biraz büyük olsam 20 yaş falan düşünebilirdim
sevil=hahaha koptum gülmekten :D hadi küçük cadı hadi çabuk geç bakalım masaya der ve yaprak'ı masaya oturtur ve ardından söylenmeye devam eder:

sevil=ah Allah'ım ah bu çocuk büyüyene kadar ben tırlatmazsam iyidir.cadı seni :D der ve neşeyle masaya hep birlikte oturup kaldıkları yerden sohbete devam ederler...

güzel~

yeni bölümü bugün yazamam maalesef ama en yakın zamanda yazmaya çalışıcam bu arada evet karşılaşalaşmalarına daha var