Evcilik Oyunu-İki Delinin Hikayesi 25.Bölüm 152.Sayfa(EN GÜZEL AŞK ZOR OLANMIŞ)

**Kayıt tarihi** : 24/07/10

fragman çok güzel olmuş
yb bekliyoruz sabırsızlıkla :D

**Kayıt tarihi** : 27/09/10

bekliyoruz ttlm :d

**Kayıt tarihi** : 27/07/10

spr yeni bölüm
;)

**Kayıt tarihi** : 15/08/10

4.Bölüm

Sevil’den

S:(ıslık çalarak)Cix evmiş ha!

E:Cix?

S:Güzel, hoş, havalı…

E:Hı…

S:Hadi tut da şu valizleri taşıyalım.

Ekrem valizlerden birini kaldırdı.

E:Bu ne be gavur ölüsü gibi?

S:He oradan gelirken birini kafaladım…

Ekrem gözlerini fal taşı gibi açmıştı.

S:Şaka be şaka, ver ben taşırım.

Valizi alırken ellerimiz birbirine değmişti.

Birden mavi gözlerini bana çevirdi.

Bir başka bakıyordu.

Ellerim karıncalanmaya başlamıştım.

Karnımda ağrıyordu hafiften…

Eee ne oluyo be…

Şıpsevdilik yapma Sevil!

Sakın sakın yapma, bir kere sevdin de ne oldu, peh!

S:Eee yatak odası üstte mi?

E:Hı hı…

Ve valizleri güç bela odaya çıkarışım…

Aşağı indiğimde maviş koltuğun üstüne yayılmıştı.

S:Koltukla çok iyi arkadaş olmuşsunuz, şu çarşaf ve yastıkla da arkadaşlığınızı pekiştirelim…

Elimdeki çarşaf, yastık ve yatak örtüsünü ona fırlattım.

E:Bu ne?

S:Yanlış soru, bunlar ne olacaktı, bu arada tanıştırayım bu yastık, bu çarşaf, bu yatak örtüsü bunu örtünüyorsun bu da maviş…

E:Kızım ne diyorsun ya (ellerini havaya kaldırarak) Allahım niye hep deliler beni buluyor?

Koltuğun kenarından bir yastık alarak ona fırlattım…

S:Sensin deli, bundan sonra burada yatıyorsun ya da her nerde istersen, klozetin içinde de yatsan bana uyar.

E:Ne diyorsun yukarda yayla kadar yatak varken ben burada yatmam.

S:Orda ben yatıyorum canım burada yatmak istemiyorsan kendine bir yatak alırsın.

E:Ne yani ben burada mı yatıcam?

S:İstersen oturabilirsin.

O sırada merdivenlerden yukarı, yatak odasına çıkıyordum, o da peşimden geliyordu.

E:Ya sen yat koltuğa ben oraya sığmam zaten…

S:İyi geceler…
E:Ya kızım deli etme beni…

Odaya girip kapıyı suratına kapattım.

Sonra banyoya girip ılık bir duş almaya başladım.

Kendi kendime söyleniyordum.

S:Al sana maceralı hayat, gördün mü macerayı Sevil hanım!

Tam köpüklerle boğuşurken…

O da ne? Sular kesilmişti…

---

Ekrem’den

Beni bu koltuğa mahkum edersin ha Sevil Hanım, gör şimdi sen hem rahat yatağı hemde ooohhh gir suyun altına rahatla, şimdi görürsün sen…

Gidip vanayı kapattım, o canıma değsin!

Bu kız tam bir gıcık!

Gıcık-gıcık-gıcık!

Şimdi görsün gününü…

“Sevgili koltuğuma” oturmuş olacakları bekliyordum, sinsi sinsi…

Başında bir havlu, üstündeyse kendine biraz büyük olan beyaz bir bornozla içeri girdi.

Saçları hep köpük içinde kalmıştı ve çok sinirliydi…

Sakince sordum;

-Eee noldu?

Biraz durduktan sonra gülerek cevap verdi;
S:Kendini çok akıllı zanneden bir “salak” vanayı kapatmış benimde bunu yiyeceğimi düşünüyor, dedi.

Sapsarı oluyordum git gide…

Allah’tan vanayı açmaya gitmişti de morarmaya başladığım anı görmedi.

Yukarı çıkarken zafer kazanmış bir sesle;

-İyi geceler.

Gerçekten umduğumdan da zekiydi…

Hım ıslak hali de bir başka tatlıydı…

Sonra…

Üf ne diyorum yine ya, Abaza oldum çıktım mübarek…

Neyse dedem olsa yat zıbar derdi, yatıyım zıbarıyım bari 

---

Sevil’den

Peh, bu çocuk kendini fazla akıllı sanıyor!

Vanayı açtıktan sonra odaya çıkıp bir güzel duşumu aldım.

Nihayet eve çepeçevre bakmak aklıma gelmişti.

Eşofmanlarımı giyip evi dolaşmaya başladım.

Eşyalar genellikle kırmızı ve gri renklerindeydi.

Bazı odalarsa bizim döşememiz için bırakılmıştı.

Eh odalardan bir tanesini bizim mavişe çocuk odası yaparız.

Önce üst katı biraz gezdim.

Sonra alt kata indim.

Oturma salonuna girdiğimdeyse bizim maviş horul horul uyuyordu.

Bir de horluyor bu…

Allah’tan kocam değil, yani kocam da gerçek kocam değil…

Bununla aynı yatakta yatılmaz.

Ayı sürüsüne, kamyon filosuna denk mübarek…

Üstünü de açmış.

Üstünü örteyim bari yani “insanlık ölmedi” diye…

---

Sabah oldu.

Oh, ne rahat uyumuştum.

Birden etrafa baktım.

Gri, kırmızılı duvarlar, boğaza bakan küçük bir balkon…

Nerdeyim ya ben?

Gözlerimi kapadım, açtım yine aynı yerdeyim.

Nihayet dank etti…

Her şey gözümün önünden geçmeye başladı…

Düğün-Polise yakalanışımız-Eve gelişimiz-Banyoda mahsur kalışım…

Evet, yeni bir hayata uyanmıştım.

Şaka maka evlenmiştim.

Halbuki sütten ağzım yanınca bir daha yoğurt yemeyeceğime dair söz vermiştim kendi kendime…

Neyse şu meseleyi bir türlü unutamıyorum, her seferinde daha da çok acıtıyor canımı, aklıma geldiğinde umursamaz bir tavırla “Boşver, salla” diyeceğim günü öyle bekliyorum ki, ama bunu nasıl başaracağım bilmiyorum.

Neyse eski defterleri kapatalım.

Valizlerdeki kıyafetleri dolabıma yerleştirmiştim…

Alttan dar paça kot bir pantolon giyiyorum.

Bugün canım “mavi” giymek istiyor her nedense…

Tunik tarzında mavi bir gömlek giyiyorum…

Saçlarımı şöyle bir topluyorum.

Yatağı da toplamak hiç adetim değildir ama toplayayım bugünün hatrına…

Merdivenlerden aşağı inerken mis gibi yumurta kokuları burnuma geliyor.

---

Ekrem’den

Uf her tarafım tutulmuş koltukta…

Bu Sevil tam bir inatçı keçi…

Sefil o Sefil bundan sonra o bir Sefil…

O bana maviş derse bende ona Sefil derim.

Üstümü değiştirmek için mecburen odasına girecektim.

Bunları düşünürken hele de şu son cümleyi aklımdan geçirirken muzurca gülümsüyordum.

Muhakkak uyuyordur diye kapıyı çalmadan içeri girdim.
Doğru tahmin, uyuyordu.

Oh, koca yatağa kurulmuş rahat rahat uyuyor tabi…

Kıyafetlerimi alıp çıkacakken gözüm yine ona takıldı…

Kahverengi saçları kusursuz tenine düşüyordu.

Bir ara gardıroba yaslanıp onu izlediğimi fark ettim.

Salak-salak-salak!

Sapıksın Ekrem!

Abaza!

Kendime epey bir saydırdıktan sonra odadan dışarı attım kendimi…

Üstümü değiştirdikten mutfağa indim.

Evet, şimdi güzel bir kahvaltı hazırlayalım.

Tam yumurtaları yapıyordum, bir sesle irkildim.

S:Kolay gelsin Brütüs…

Hım “sevgili karım” gelmişti.

Hım mavi bir gömlekle dar paça bir kot giymişti.

Çokta güzel olmuştu.

E:Hani mavişti, Sefil hanım…

S:Sefil mi?

E:Eee hep sen mi isim takacaksın!

S:Şansınızı zorlama istersen…

E:Hım nolurmuş…
S:Sana Behlül derim, sende bir Kıvanç Tatlıtuğ tipi var…

E:Evet yakışıklı olduğumu biliyorum.

---

Sevil’den

Pot kırdın kızım pot kırdın…

S:Sen misin yakışıklı, aynaya bakmadın heralde…

Bozulmuştu birden…

E:Seninde Beren Saat olduğun söylenemez.

S:Sen kendini aşk-ı memnuyla mı kıyaslıyorsun töbe yarabbi…

E:Susta masayı kur bari, bir işin ucundan tut.

S:Ay iyi ki bir yemek hazırladın ha…

E:(ağzını yamultarak)İyi ki bir yemek hazırladın…

O sırada kapı çaldı.

S:Ben bakıyorum.

Kapıyı açtım.

Kapıda süslü kokona bir kız vardı.

-Ekrem evde mi?

**Kayıt tarihi** : 24/09/10

Cok guzel olms cnm .

Devam et .

Abaza oldum çıktım mübarek… < bu soze koptm =D

**Kayıt tarihi** : 24/07/10

ayy!! Kim ki bu kız??
devamm!!

**Kayıt tarihi** : 20/07/10

Harika olmuş gelen kim acaba? Devamm.

**Kayıt tarihi** : 27/09/10

waoww süper ttlım
bayıldım eline sağlık
y.b. de bugün olsun lütfen
çok bekledi,k :d

**Kayıt tarihi** : 10/09/10

ço.......k güzel:)

devamı ne zaman?

**Kayıt tarihi** : 08/08/10

supeeer olmus cnm
devaaam

**Kayıt tarihi** : 15/08/10

yb yazmaya çalışıyorum
yorumla için sağollun

**Kayıt tarihi** : 22/08/10

çok güzel devam ett

**Kayıt tarihi** : 21/08/10

cokkk guzel cnm,ellerine saglik devammmmm

**Kayıt tarihi** : 26/08/10

tahminim ayçin geldi yada eski bir kız arkadaşı

**Kayıt tarihi** : 12/09/10

suuuper super çok gzl dewam

**Kayıt tarihi** : 11/08/10

spr cnm dewam

**Kayıt tarihi** : 29/09/10

süper olmuş cnm dewam

**Kayıt tarihi** : 15/09/10

bence o glen kız ayçindir bu yada eski sevgililerinden biri yada en yakın arkadaşı nese çok tahminde bulundum yeni bölüm ne zamana

**Kayıt tarihi** : 15/08/10

5.Bölüm

E:Kim gelmiş, der ve kapıya gelir o da…

E:Ayçin!

A:Eee bir sürpriz yapıyım dedim, balayına gidememişsiniz…

S:Hı!

Ayçin elini uzatarak;

A:Ben Ayçin, Ekrem’in arkadaşı…

S:(içinden)Nasıl arkadaşsa…

S:Bende Sevil…

A:Memnun oldum, rahatsız etmedim ya…

E:Ne rahatsızlığı, gir Ayçin gir…

Ayçin mutfağa dalar.

A:Oh Ekrem yine döktürmüşsün…

S:Yine?

A:Ekrem çok güzel yemek yapar.

S:(içinden)Çok sıkı fıkıyız demek ki, geniş zaman kipiyle konuşuyoruz, üf ne diyorum ya…

Ayçin çoktan masaya oturmuştur.

A:Eee sizde öğrenirsiniz yakında birbirinizin huyunu…

E:(içinden)Ayçin konuştukça bat sen tamam mı sakın susma, sanki gerçekten evliyiz.

S:Gerçekten evli olmadığımıza göre bunun pekte önemi yok…

E:(içinden)Hay ağzını öpeyim, ne diyorum ya, neyse kız doğru diyor.

A:O da doğru, eee Ekrem sus pus oldun…

E:(içinden)Ben konuşuyorum ama içimden, ay hala içimden konuşuyorum töbe yarabbi…

E:Eee çay doldurayım size bayanlar…

Ekrem çayları koyar, masayı el birliğiyle kurduktan sonra yemeğe başlarlar.

A:Eee Sevil nasıl alıştın mı Türkiye’ye, galiba Amerika’da okuyormuşsun…

S:Yani, pek bişey anlamadım diyebilirim.

A:Alışırsın, alışırsın, eee sen üniversite için mi gitmiştin…

S:Aslında liseden beri yurtdışında okuyorum.

A:Hım bende üniversite için Amerika’ya gittim, iç mimarlık okudum da…

S:Ya ne güzel…

E:(içinden)İyi ki iç mimarlık okumuştun, dedektif falan olmadın, bu ne sorgu sual ya ben “kocasıyım” bu kadar soruyor muyum?

A:Sen avukattın dimi?

S:Hı hı…

A:Eee şimdi ne yapmayı düşünüyorsun…

S:İki tane daha arkadaşım var, onlarla bir büro açmayı düşünüyoruz.

A:Hım kıza kıza iş arkadaşlığı ha…

S:Yo, erkekler…

Ekrem ağzındaki çayı püskürtür.

E:Erkekler mi?

S:Evet…

E:Benim bu planlardan hiç haberim yoktu.

S:Daha tanışalı 24 saat olmuyor da ondan olabilir mi?

A:Sakin bayanlar ve baylar…

E:Ben sakinim zaten, müsaade edersen “karımı” yakından tanımaya çalışıyorum.

S:Evet, ne soracaksın “beni” yakından tanımak için…

E:Eee planlarından, mesela şu büro işi için yani madem avukatsın bizim şirkette de çalışabilirsin.

S:”Kendi hayatımı” kendim planlamayı tercih ederim, planlarım arasında böyle bir şey yok.

A:Bence de herkes kendi kararını kendi vermeli…

S:Aynen öyle Burçincim…

A:Ayçin.

S:Pardon Ayçincim…

E:Şirkette çalışırsan kariyerin açısından daha iyi bir giriş olur, bilirsin avukatlık için iyi çevre lazım…

S:Merak etme çevre edinilir.

E:İnatçı keçiyim seni niye dinleyeyim diyorsun yani…

S:Gölge etme başka ihsan istemez diyorum.

A:Hı biraz gerildi sanırım ortam…

E:Sayende Ayçincim…

S:Niye gerilelim ki Gülçincim?

A:Ayçin canım Ayçin…

S:Hı Ayçin…

Sevil’in telefonu çalar.

S:Pardon…

Sevil içeri geçer.

E:Kızım sen niye gelin-görüm havalarına girip sorgu ediyorsun kıza…

A:Ay “yakından tanımaya” çalışıyorum…

E:Girme gelin-görümce havalarına, elin kızı o be…

A:Gördük elin kızını nasıl sahiplendiğini…

E:Girme sen öyle havalara…

A:Ay girmem…

E:Yapma anaç tavukluk…

A:Ay tamam Ekrem…

Sevil’in telefon görüşmesi;

S:Lan Cenko ne zaman geliyonuz?
C:Balayındayken rahatsız etmedim ya…
S:Oğlum sus, biz Türkiye’deyiz…
C:Hemen de biz olmuşsunuz, niye gidemediniz balayına…
S:Sonra anlatırım, eee siz ne zaman geliyorsunuz ondan haber ver…
C:Biz bir hafta daha burada kalıcaz…
S:Niye be!
C:Kızlar ortam falan çok süper burada…
S:Kapat şu telefonu sinir etme beni, zaten düğüne de gelmediniz…
Ch:Çok mu üzülmüş…
S:Hı, karalar bağladım…
C:Gelicez, gelicez, çok özledin bizi dimi, özellikle beni…
S:Ay gelmeyin, kalın orda en çok ihtiyaç duyduğumda yoksunuz…
C:Sen duygu sömürüsü seansına girmişsen kesin bişey vardır.
S:Hiç canım ne olsun, tanımadığım bir adam ve bir kadınla kahvaltı ediyordum demincek…
C:Tanımadığın adamı anlıyorum o “kocan”
S:Cenker…
C:Tanımadığın kadın kim?
S:”Kocacığımın” bir arkadaşı, Gülçin mi, Nurçin mi, Ayçin midir nedir?
C:Güzel isimmiş…
S:Hangisi, Nurçin mi, Ayçin mi, Burçin mi?
C:Güzelmiş hepsi canım, eee kızda güzel mi?
S:Kapat şu telefonu asaplarımı bozma…
C:Tamam fındık suratlım, abiye kuzu gülüşlüm, bülbül seslim, düldül gözlüm…
S:Yağcılar-Son durak…
C:Hadi çüş…
S:Çüş değil o çüs bir kere…
C:Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla…
S:Hadi kapat şu aygıtı…

Sevil telefonu kapatır ve mutfağa döner.

E:Uzun sürdü, önemliydi heralde…

Ayçin sırıtır.

S:Evet, önemliydi…

E:Eee kimdi?

Ekrem pot kırdığını anlar.

E:Kimse kimdi canım, banane dimi?

S:Bence de, hay allahım ya…

A:Eee evin içinde mi pinekleyeceksiniz?

E&S:Evet…

A:Ooo bakıyorum süper bir çift olmuşsunuz aynı anda aynı şeyi söylemeler falan…
S:Çift mi, ben bununla aynı kümenin elemanı bile olmam…

E:Evet insanlar kümesine giremezsinde ondan…

S:Ben senin içinde bulunduğun kümeden yani, şey kümesinden, ım söylemeyeyim en iyisi…

E:Bak yine bana hayvan diyo…

S:Hayır ben seni insan olamayacak kadar iyi melekler kümesinden sayıyordum ama sen kendini hayvanlar kümesinden sayıyorsan…

Ayçin kıkırdamaya başlar.

E:Ayçin gülme, siz kadın gücü oluşturarak bana karşı mı geliyorsunuz?

Sevil sırıtarak eline çay bardağını alır;

S:Bilmem öyle mi, der ve çayı yudumlar.

S:Anam yandı ağzım yandı.

Ekrem sırıtarak;

E:Yeni doldurmuştum.

A:Ay iyi misin?

S:Ay yandı, yandı dilim yandı bitti kül oldu, ay…

E:Ay çok üzüldüm şimdi(sırıtarak)

S:Belli, ağzın kulaklarına geçti.

E:Sana bişey olmamış hala laf sokuyorsun.

A:İyisin dimi?

S:İyiyim iyiyim, ben kalkıp şu çayı dökeyim daha içemem ben bunu…

Sevil kalkarken çayı Ekrem’in üstüne döker.
E:Anam, anam yandı nadide vücudum…

S:(ağzının içinde)Sen daha çok yanacaksın…

E:Ne diyorsun sen?

S:Ay çok üzüldüm şimdi, diyordum.

**Kayıt tarihi** : 14/10/10

C:Hadi çüş…
S:Çüş değil o çüs bir kere…
C:Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla…
S:Hadi kapat şu aygıtı…

koptum bunlara devam canım devam

**Kayıt tarihi** : 02/09/10

süper süper süper + harika + çok eğlenceli
eline sağlık tatlım, devam Very Happy

**Kayıt tarihi** : 10/09/10

çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook güzeeeeeell Very Happy

devamı ne zaman?

**Kayıt tarihi** : 11/08/10

spr cnm dewam

**Kayıt tarihi** : 24/07/10

süper ötesi! devamm!!

**Kayıt tarihi** : 30/09/10

devam