8.BÖLÜM Kaan: Alo, Türkü? Türkü: Sana kötü bir haberim var Kaan. Kaan: Ne oldu? Türkü: Hamileyim. Kaan: Ne? Hamilesin öyle mi? Ben demiştim. Doktora gittin mi? Türkü: Gitmedim. Kaan: Tamam, beni bekle o zaman. On beş dakika sonra Kaan geldi. Türkü: İnşallah öyle bir şey yoktur. Kaan: Testler yanılır mı? Türkü: Bilmem. Daha önce hiç yapmadım. İnşallah test yanılmıştır. Kaan: Tamam, hadi çıkalım. Arabada... Türkü: Sen nerdeydin? Kaan: Babamlaydım. Balayı işi için. Türkü: Bir de balayı mı var? Kaan: Mecbur Türkü. İnsanlar demezler mi bunlar niye balayı yapmadılar diye? Türkü: Anladım. Haklısın. Gerçi şu anda balayı düşünecek halde değilim ama... Kaan: Bak ikimiz için de daha iyi olur. Evliliğin ikinci günü çocuk olacak değil ya, Ümiti de şüphelendirmeyelim. Balayına gidip bir iki hafta ortadan kaybolmak en iyisi. Türkü: Doğru. Doktorda... Doktor: Türkü hanım, on yedi günlük hamilesiniz. Tebrikler. Türkü: Teşekkürler. Kaan: Hadi hayatım, çıkalım. Çıktılar. Türkü: Şimdi nolucak? Napıcaz? Her şey mahvoldu. Ben bunu hiç hesaba katmamıştım. Ümitin çocuğuna babalık mı yapıcaksın? O gerçek babasından habersiz mi büyüyecek? Kaan: Başka yol görünmüyo. Türkü: Kürtaj diyorum, ne dersin? Hazır burdayken gitmeden halledelim. Kaan: Türkü, sen delirdin mi? Çocuğunun canına mı kıyacaksın? Cinayet bu. Türkü: Şu düştüğümüz duruma baksana. Kaan: Bu çocuğu doğuracaksın Türkü. Hem insanlar demezler mi bir süre sonra, bunların niye çocuğu yok diye? Yani şundan bir iki sene sonra herkes sıkıştırır bizi. Annem babam da üstelik. Türkü: Yani? Kaan: Yani bu çocuğu doğuracaksın. ***************************************************************** Özgün: Sen içtin mi? Ümit: Hayır. Özgün: Sarhoş gibisin. Ümit: Yorgunum. Dün gece uyumadım. Özgün: Niye? Ümit: Ben Türkünün o adamla severek evlenmediğine eminim. Mantık evliliği yaptılar, biliyorum. O Kaan salağı neden kabul etti bilmiyorum ama Türkünün işi bu. Bana inat yaptı. Özgün: Bunu mu düşündün bütün gece? Ümit: Gözümü kırpamadım ki. Her ne kadar emin olsam da içim içimi yiyo. Ya gerçekten evlendilerse? Ya Türkü o adamla aynı yatağa... Özgün: Ümit, saçmalama. Onlar artık evli. Öyle olduysa da sana ne bundan? Sen bırakmadın mı Türküyü? O kız sana aşık olmuştu. Aptallığı yapan sensin. Şimdi ona mı kızıyosun yoksa? Ümit: Biliyorum, aptallığı ben yaptım. Ama onun yaptığına ne demeli? O çok mu akıllılık etti? Gitti arkadaşım dediği adamla evlendi. Sevmeden, aşık olmadan... Özgün: (Sesini yükselterek) Sevdi aşık oldu da noldu Ümit? Bıraktın işte kızı öylece ortada. Kabul et Ümit, sen bunları hakettin. Kusura bakma ama sana hiç üzülmüyorum. Herkes hakettiğini alır. Ümit: Bravo Özgün, sen de vur. Bi sen kalmıştın. Özgün: Dost acı söyler demişler kardeşim. Birinin sana gerçekleri söylemesi gerek. Ümit: Gerçekler acıdır diyosun. Özgün: Öyle diyorum. Bütün gerçekleri söyledim sana. Bunları hakettin dedim, yalan mı? O kız haketmediği şekilde yüzüstü bırakıldı, kullanıldı. Şimdi de kendine düzenli bir hayat kurmaya çalışıyor. Arkadaşı dediği adam ona yardım etmiş olabilir, mantık evliliği olabilir. Ama kız sana ne dedi? Sen yokken o vardı dedi. Belki Kaan ona aşıktı, o da kıymetini bu şekilde anladı işte. Belki aşık olarak evlendi. Düğünde görmedin mi yüzünde güller açıyodu? Ümit: Bunların hepsi oyun abicim. Her gördüğüne inanma. Özgün: Sen de kendini avutmaya devam et. Kız evlendi, mutlu. Yarın bir gün çocukları olduğunda anlarsın sahte evlilik mi, gerçek evlilik mi? Ümit: Git Allah aşkına, ne çocuğu ya? Onların arasındaki en büyük yakınlık birbirlerine sarılmak falandır. Özgün: Nerden biliyosun? Ümit: Biliyorum işte. Türkü hala beni seviyo. O sırada telefonu çaldı. Ümit: Efendim baba? Yıldırım b: Oğlum iki gün sonra ortaklarımızla toplantımız var, haberin olsun. Ümit: Tamam baba giderim. Yıldırım b: Dosyaları al Sena'dan (Sena sekreterdir.) Ümit: Tamam baba alırım. Yıldırım b: Oğlum önemli bir toplantı bak. Ümit: Tamam anladım baba yaa. Hadi görüşürüz. Kapattı. Ümit: Ben gideyim de Senadan dosyaları alayım. Toplantı mı ne varmış. Özgün: Kendini işe ver de kafan dağılsın. Ümit: Hadi kaçtım ben. Söylediklerini de unutmadım bu arada. Fazla sertti. Özgün: Unutmaman iyi olmuş, dikkate alsan daha mantıklı davranırsın. Ümit: Sağ ol valla sen de olmasan! Çıktı, odasına gitti. Ümit: Sena sende dosya mı ne varmış, alayım onları. Sena: Hangi dosyaları istiyosunuz Ümit bey? Haluk beyle yapılacak toplantının dosyaları mı? Ümit: Haluk'u falan bilmem ben, Kaan Bey işte. Sena: Haluk bey Kaan beyin babası. Şirketin sahibi oluyo yani. Ve toplantıya o girecek. Ümit: Niye Kaan girmiyo? Sena: Balayına gidiyolar. Ümit: Balayı mı? Kiminle? Sena: Kiminle olucak Ümit bey, karısıyla. Ümit: Karısı... Evet. Senden bir şey istesem yapar mısın Sena? Sena: Tabi yaparım. Nedir istediğiniz? Ümit: Benim için balayı için nereye gittiklerini öğrenebilir misin? Sena: Yani bilmem ki, nasıl öğrenicem? Ümit: Bu işi sana bırakıyorum. Onlar gitmeden haberim olmalı. Ama benim merak ettiğimi, benim sorduğumu kimse bilmeyecek. Eğer öğrenebilirsen bu ay prim alırsın. Sena: Tamam, öğrenmeye çalışıcam. Ümit odasına girdi. Balayı fikri onu germişti. Sena, Kaanın sekreterini aradı. Sena: Eda hanımla mı görüşüyorum? Eda: Buyrun, ben Eda. Sena: Ben Kaanın eski bir arkadaşıyım. Ona ulaşmaya çalışıyodum, sizi aramamı söylediler. Eda: Evet, ben sekreteriyim. Sena: Kaan evlenmiş, düğününe gelemedim. Balayına gidiyomuş, nereye gideceğini merak ettim. Eda: Bunu size söylemem uygun düşer mi bilmiyorum. Sena: Yok ben sadece merak ediyorum. Aslında farklı planlarım vardı, nerde olduğunu bilirsem ona göre ayarlarım kendimi. Eda: Marmaris, Muğla. Sena: Hangi otel? Eda: Kendi otelleri. Hotel Işık-4. Sena: Işık 4. Anladım, çok teşekkür ederim. Eda: Aradığınızı bildirmemi ister misiniz? Sena: Yok, dedim ya, sürpriz. Teşekkür ederim, iyi günler. Kapattı. Ümit'in odasına girdi. Sena: Kalacakları yeri buldum. Ümit: Ne? Bu kadar çabuk mu? Sena: Sekreterini arayıp öğrendim. Ümit: Senin benim sekreterim olduğunu bilmiyodur inşallah. Sena: Yok, arkadaşıyım dedim. Kendi otelleriymiş, Marmaris'teki dördüncü şubeleri. Ümit: Eminsin dimi? Sena: Eminim Ümit bey. Ümit: Harika, ver bakalım adresi. Bu aramızda kalıyo. Babam bile duymayacak. Sena: Nasıl isterseniz. Ümit: Tamam, ben şimdi muhasebeyi arıyorum. Sana prim bağlatıyorum. Bu ay prim alıyosun. Sena: Teşekkür ederim. Sena çıktı. Ümit elindeki adrese bakıp: Nereye gitsen bulurum seni Türkü, nereye gitsen... ****************************************************************** Yıldırım b: Oğlum nerden çıktı şimdi bu tatil? Ümit: İşler üst üste geldi baba, biraz mola vermek istiyorum. Biliyosun iş adamlığı bana göre iş değil, ben senin gibi olamam ki. Yıldırım b: Bal gibi de olursun. İşine gelmiyo tabi, kızlarla alem yapmak dururken dosyalarla çalışmak zor geliyo dimi? Ümit: Valla sen ne dersen de, ben bu tatile çıkıyorum. Toplantıya da sen mi gidersin, yüksek düzey personelini mi gönderirsin bilmem. Ben kararlıyım. Gidicem. ****************************************************************** Türkü ve Kaan oteldeydi. Türkü: Off... Kaan: Noldu? Türkü: Hiçbir şey. İçimde bir sıkıntı var. Aksilik üstüne aksilik zaten. Kaan: Tamam ya, bak burda herkesten uzak olucaz, rahatlarsın sen de. Derken Ümit'in sesi duyuldu. Ümit: Oo, kimleri görüyorum? Balayı seferi başlamış anlaşılan. Türkü: Ümit?! 8.BÖLÜM SONU
..Ekrem_Sevil..
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 628
Rep gücü : 635
Kayıt tarihi : 27/10/10
Sevdiği Karekter :
Konu: Geri: ...aLDaNıRıM... "14.BÖLÜM-SAYFA 50" SEZON FİNALİ Çarş. Şub. 16, 2011 2:14 am
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: ...aLDaNıRıM... "14.BÖLÜM-SAYFA 50" SEZON FİNALİ 
Nerden
Kişisel İleti
