Yazamadım, bugün de yazamaya bilirim. Yazar tıkanması yaşıyorum, bunlar böyle barışınca aklıma yazacak bir şey gelmiyor. (: - 1 veya 2 bölüm sonra zaman atlaması yapacağım, şimdiye kadar ÇT'nin devamı gibi yazdım ama gerisi böyle olmayacak.
ÇT'nın ardından 1 yıl geçti, ben de dedim ki; "bir yıl geçmiş olsun senaryoda da, bakalım neler olmuş ve olacak." Bu bölümde 1 yıl sonra neler olduğunu anlattım genel olarak asıl ES hikayesi sonraki bölümlerde.
Sevil sabah çalan telefonun sesiyle uyandı. Arayanın o olduğundan şüphesi yoktu. Ama açmayacaktı. Saate baktı, 8 olmuştu, kalktı. Çalan telefona öfkeyle bakıp salona gitti.
*
Ekrem uyanır uyanmaz Sevil'i aranıştı, ama açmıyordu işte. "Capon, hem de kıskanç capon" dedi seslice. Bu duruma sinirleniyordu, ama bir yandan da Secil'in kıskançlık etmesi hoşuna gidiyordu.
*
Diğer Çakıl Taşları'mızda ise durum şöyleydi: Ayçin erkenden kalkmış, heyecanla saçını başını yapmaya başlamıştı. Bugün büyük gündü. Cenker sabah kalkar kalkmaz bu yıl ki sınav gününü hatırlamıştı, kusmamıştı hiç, sonuçlarda onu kusturmasın diye dua ediyordu.Cihan'da durum farklıydı, Cihan ve Doğan salondaki kanepelerde uyuya kalmışlardı. İlk kalkan Cihan oldu.
Cihan: Abii. Doğan: Nee?! Cihan: Ne kızıyorsun ya saat kaç olmuş burada uyuya kalmışız. Doğan: Kızarım tabii. Rüya görüyordum, Nisanur'a açılıyordum ben rüyamda. Cihan: Abi sen her rüyanda farklı şekillerde açılıyorsun zaten Nisanur'a bugün ki eksik kalsın. Doğan: Ama açılamıyorum, rüyada açılıyorum da gerçekte açılamıyorum. Ya o böyle çok iyi, çok farklı...
Cihan'ın kendisiyle pek de ilgilenmediğini görünce lafının yarıda kesti Doğan.
Doğan: E çay iç. Cihan: Abi çay yok yeni kalktık. Doğan: Yap o zaman. Böldün zaten. Nisanur'a açılma rüyalarımdan birini daha böldün, kaç oluyor bu Cihan? Cihan: Valla sen yaklaşık 1 yıldır platonik takıldığına göre... Hesapla işte.
Yastığı Cihan'a fırlattı Doğan.
Doğan: Sen dalga mı geçiyorsun? Dalga geçilmez ağabeyle. Biz senin gibi ballı değiliz, senin Buse'ye açıldığın gibi açılmadık Nisanur'a. Cihan: Tamam abi, sabah sabah bu depresif modun hiç çekilmiyor. Doğan: Yeni jenerasyonca konuşma ağabeyle. Hem bugün sonuçlar açıklanmıyor mu? Cihan: Evet açıklanıyor. Doğan: E baksana. Cihan: Biz Neşet hocada hep beraber bakacağız. Doğan: Tamam selam söyle. Cihan: Söylerim. Doğan: Nisanur gelirse... Cihan: Tamam ona da söylerim.
*
Aradan birkaç saat geçtiğinde hepsi Neşet'in kapısında buluşmuşlardı.
Ekrem: Günaydın. A-C-C: Günaydın. Ekrem: Sana da günaydın Sevil.
Sevil hiç oralı değildi.
Ekrem: Ya SEvil bir baksana. Ayçin: N'oldu yine size ya? Sevil: Küsüz biz. Cihan: Siz iyice alıştınız bu bir dargın bir barışık olayına. Sevil: N'apıyım Cihan? Hep O'nun yüzünden. Ekrem: Ya yok benim suçum falan. Kıskançlık yapıyor bu. Cenker: Bu sefer kim? Ekrem: Dükkana gelen bir müşteriyi. Allah'tan yine dükkanı dağıtmadın. Sevil: Yapabilirdim, istersen bugün dağıtırım sayın 41 yıllık abaza. Ayçin: 41 ne ya? Ekrem: Geçen yıl 40 demişti de. Bir dakika ya sen bana mı dedin onu? Sevil: Elbette. Cenker: Ayçin biz ne güzel anlaşıyoruz değil mi? Kavgamız gürültümüz yok aslında bizim. Cihan: Azıcık şiddet var sizde. Ayçin: Ne şiddeti? Ekrem: Hatırlatırım gecikti diye Cenker'i döven sendin. Cenker: Ya tam dövme sayılmazdı o. Sevil: Erkeklik yapma Cenker, kadırgalı o. Ayçin: Hele bir gözün dışarı kaysın Ekrem gibi, görürsün o zaman dövmeyi. Cenker: Yok yok kaymaz. Sevil: Bak gördün mü herkes biliyor senin gözünün dışarıda olduğunu. Ekrem: Ya Sevil niye anlamıyorsun, benim gözüm senden başkasını görmez ki, görmüyor ki. Sen de çok sağ ol Ayçin ya çok yardımcı oldun. Ayçin: Ben öyle demek istemedim. Ama yani Ekrem sen de çok asılıyorsun millete. Cihan: Allah'tan demek istemedin. Neşet: Girin bakalım içeri, başımın etini yediniz car car car car.
Hepsi içeri girdiler, Ekrem ve Sevil birbirlerine ters ters bakıyorlardı.
Neşet: Ne oldu yine bunlara? Cenker: Küsler (Ayçin'in bakışından sonra)-miş, küslermiş. Cihan: En iyileri benim valla, bizim Buse'yle hiç sorunumuz yok. Neşet: Ah gençlik ah. Cihan: Hocam gençlik demişken; Zeynep nasılmış? Aradı mı? Nasılmış İngiltere? Neşet: Sabah aradı, yine sorunlar çıkmış, döner herhalde. Ayçin: Şaşmadık zaten sorun çıkmasına. Ekrem: Çinçin sen niye sevemedin bu kızı ya? Sevil: Sen çok sevdin galiba.
Neşet: Tamam bırakın zırlamayı da sonuçlara bakalım. Cihan: Olmaz! Buse gelecek, o gelmeden baktırmam. Sevil: Neden ki? Cihan: Benim onunla tanıştığım akşamın sabahı siz barışmıştınız, onu sizinle tanıştırdığımda Ayçin'i Cenker'in annesi yemeğe çağırmıştı, bizim eve geldikten 1 hafta sonra abim zam almıştı. O bize şans getiriyor. Ekrem: Keşke bugün de bize şans getirse de biz yine barışsak.
Cemo bu Buse için bir yüz belirlesen ya,hangi oyuncu oynuyor bu Buse'yi? Buse'yi benn çok sevdim. Ekrem hala aynı tas aynı hamam. Sevil süründür onu. Ayçin yazık ya çocuğa,geç kaldı diye dövülür mü? Cemo sezon finali verecek misin senaryona?
sevgiiii öyle deme Buse mübarek kız gibi bir şey, çok yardımı dokunacak, çok iyi olacak. (: Buse kim mi ki? Hıım bir düşünmeli. Buluruz, aslında aklıma direk gelen bir isim var ama biraz daha düşünmeli. (: Yok Cemo final minal tanımam ben.
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: DEĞM'ES'İN ELLERİMİZ -17.Bölüm 87.Sayfa- 
Kişisel İleti
Sen de çok sağ ol Ayçin ya çok yardımcı oldun. 
Nerden
bu arada buse hazal kaya olabilir bence neyse bu benim fikrim senin kararın devam
