Ama öf yaaa..... Bu senaryo ne ara 29.Bölüme geldi.? Nasıl okuyacağım şimdi ben.? Baş bölümlerdeyim daha... Bu yapılmazki bana... Aksi gibi telimde bloke oldu...
En son ƒєянαη* tarafından Salı Eyl. 27, 2011 5:07 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Ece kızım nerde bu hayal gücünün kaynağı Hazırlıklı ol birgece ansızın gelebilirim Ben o babayı yolarım yüzlerini bir gülemedi gariplerimin Ama sen düzeltirsin herbişeyi yani bu devirde kim böyle bir ayrılığa dayanabilir ki Ellerine sağlık çikilatam Hairkanın harikası diye kavram varsa oda sensin En kıza zamanda yeni bölüm gelsin (:
Ay ben çok şaşırdım! Kalp krizi filan geçirebilirim! Benim senaryo 20'sinden sonra rağbet gördü Hani derler ya 60'ından sonra... Neyse. Herkese çok çok teşekkür ederim. Ah bu Baba neler açacak kızın başına! Neyse efendim, yeni bölüm yarın (:
Uh. Sonu napmışsın öyle kanka ? Ben de diyorum her şey güzel gidiyor, romantizm falan. Demek ki bir şey çıkacakmış bunun altından. Ama süper bir bölümdü, bakalım nolucak. Ellerine sağlık bebeğim.
O H A ! Y U H ! Lan ben Bu Babaya Dalarim agzini burnunu bir güzel benzetirimm askkkkkk naptin sen naptin anam Türücük Hamileydiiiiii off anam ya sinilerim bozuldu vallah :D HARIKA MUHTESEM DEHSET MÜKEMMEL SÜPER ve daha bisürü güzel kelimeleri hakeden birbölümdü ya gercekten cok begendim ask ama su babaya hala dalasim var of bari bebek düsmesin ya kiyamm ben onlara bide haberleri yoktu off asko nolursun yeni bölümü en kisa zamanda yaz nolur sabirsizlandim ya off off suan sabirsizlikla zaten yeni bölümü beklyiorum dedigim gobo harika nin da ötesinde bir bölümdü ellerine emegine yüregine klavyene saglik bitanem ben fazla konustum susim artik yb kisa bir sürede NOLURRRRR gelsin
“ Türkü ! Beni duyuyor musun ? Türkü ! “ Yerde yığılmış kalmıştı. Yüzünde acı bir tebessüm vardı son kez gözlerimin içine baktı ve bayıldı. Babası öylece ayakta duruyordu donup kalmıştı. Bana vurması hiçbir şeydi ama aşkım onun yüzünden yerde ölü gibi yatıyordu. Danışmadaki kadın Türkü’ ye doğru ilerliyordu. Tekrar Türkü’ ye gözlerim kaydığında öfkemi bastırmadım. Onun başından hışımla kalktım ve babasının yanına gidip yüzüne sert bir yumruk geçirdim. Adam vurmamla yere yığılmıştı. Yakasından tutup tekrar kaldırdım tam vuracaktım ki kadının sesi beni durdurdu. “ Kan.. Kanıyor ! “ Türkü ‘y e döndüğümde eteğinin altından sızan bacaklarının arasındaki kanı gördüm. Şok olmuştum. Ellerim iki yanıma düştü. Donmuştum bende adam gibi. “ Doktora götürmelisiniz öylece durmayın hadi acele edin ! “ Kadının sesi kendime gelmeme yardım etmişti. Hızla yürüdüm ve Türkü’ yü kucakladım. Asansörün hala bulunduğumuz katta olması iyiydi. Ön kapıdan öylece çıkmak istemiyordum. Paparazzilere yakalanmanın hiç sırası değildi. Asansöre ilerlerken Türkü’ nün babasında hareketlenme oldu. Gelmek istiyordu ama tereddütlü olduğu belliydi. Asansöre bindim ama henüz kapı açıktı. Adam hüzünlü gözlerle bakıyordu. Çatık kaşlarımla ‘gel’ anlamında başımı salladım. Hızla içeri girdi adam. Hala onu öldüresiye dövmek istiyordum. Ama bunu bastırmam gerekiyordu hem sırası değildi hem de bu Türkü’ yü üzerdi. Alt kata inmiştik. Abraya ilerledim. Zorla cebimdeki anahtarı çıkardım ve arabanın kilidini açtım. Adam arka kapıyı açtı. Türkü’ yü koltuğa yatırdım. Adamda dolaşıp diğer kapıdan arabaya bindi,Türkü’ nün başını dizlerinin üzerine koydu. “ Dayan sevgilim…” Yanağını okşadım ve kapıyı kapatıp direksiyon başına geçtim. Neyse ki hastane çok uzağımızda değildi. Hızla sürüyordum. Arada Türkü’ ye bakmayı da eksik etmemiştim. Ve kızının durumuna neden olan o adamın gözünden akan yaşları gördüm aynadan. Türkü’ nün saçını okşuyor bir yandan da ağlıyordu. İyice öfkelenmiştim. Her şeyin sorumlusu oydu zaten ağlaması hiçbir şeyi değiştirmezdi ki !
Kısa yolculuktan sonra hastaneye gelmiştik. Ama hala paparazzi tehlikesi olduğundan ön kapıdan giremezdim. Türkü’ nün böyle bir duruma düşmesine izin veremezdim. Binanın arkasına dolaştım. Güzel. Acil giriş kapısı vardı. Arabayı durdurdum ve hemen indim. Kapıyı açıp tekrar Türkü ‘yü kucakladım. Acil kapısından girdiğimde bağırmaya başladım. “ Yardım edin ! Doktor , birileri ilgilensin lütfen yardım edin kanaması var ! “ Sesimi duyan doktor koridordaki odanın kapısından fırladı. Ve arkasından da hemşire geldi. Sonra nerden geldiklerini bilmediğim hasta bakıcılar sedyeyi getirdiler. Türkü ‘yü yatırdım. Sedyeyle birlikte hızla ilerliyorduk. Doktor bir yandan Türkü’ nün nabzını ölçüyor bir yandan sorular soruyordu ilerlerken. “ Darbe mi aldı ? “ “ Evet karnına sert bir darbe aldı. Sonra bayıldı ve kanaması var. “ Köşeyi döndük ve kısa birkaç adımdan sonra karşımıza çıkan kapıdan içeri girdiler ama hemşire beni durdurdu. “ Burası acil gözlem odası beyefendi. Sizi alamayız, lütfen bekleyin. “ “ Ama-“ Hemşire beni dinlemeden kapıdan içeri girdi ve kapıyı kapattı. Ona bir şey olmasından çok korkuyordum. Hele ki böyle bir neden yüzünden. Tanrım, sen bize yardım et.
Başımı ellerimin arasına almış dört dönerken gözüme o herif çarptı. Duvara yaslanmış duruyordu. Gözlerini yere dikmişti. Üzgün olduğu her halinden belliydi ama bu yine de yaptığı şeyi açıklamazdı. Öfkeyle yanına gittim. Yakasından tutup onu duvara iyice yapıştırdım. Bağırmıyordum kısık ve sakin bir sesle konuştum. “ Eğer ona bir şey olursa seni doğduğuna pişman ederim anladın mı ? Dua et de kendini kızının katili beni de senin katilin yapma ! “ Hala öfkeli gözlerle yüzüne bakıyordum. Zaten bırakmak üzereydim ki açılan kapıyla daha hızlı davrandım. Doktor çıkmıştı. Yanına gittim. “ O iyi mi ? Kanamanın nedeni ne ? “ “ Sakin olun. Sadece bayılmış, gerekli tedavi uygulandı. Fakat kanamasını henüz durduramadık. Kanamanın nedenini de tahlillerden sonra öğreneceğiz. Biraz beklemeniz gerekebilir.” Adam sözlerini bitirir bitirmez yanımdan ayrıldı ve koridorun sonundan dönüp gitti.
Neredeyse yarım saat geçmişti. Öylece bekliyordum. Delirmek üzereydim. Odadan sürekli hemşireler çıkıp sonra tekrar odaya giriyorlardı. Ve bir tanesi bile ne tek kelime diyor ne de benim etmeme izin veriyorlardı. Odaya girmeyi aklıma koymuştum. Son hemşirenin de hiçbir açıklama yapmadan öylece yanımdan geçip gitmesi beni buna yapmaya iyice zorlamıştı. Kapıyı açmak için elimle itmiştim. Ama kapı zaten açılıyormuş kuvvetime ihtiyaç duymamam da bundan kaynaklanmıştı. Ah tanrım ! Onu çıkarıyorlardı. Sedyede yatıyordu. Yüzünün rengi yok olmuştu. Dudaklarının morlaşmaya başladığını görebiliyordum. Onu böyle bitkin görmek ürpermeme neden olmuştu. Dona kalmıştım. Yine. Başındaki birkaç hemşire ve asistan olduğuna inandığım doktorlardan biri konuştu. “ Kanamayı durdurduk. O iyi merak etmeyin. Birazdan kendine gelir. Şimdi odaya çıkarıyoruz.” Başımı sallamakla yetindim. Belki bir başkası çok büyüttüğümü düşünebilirdi. Ve bunu dile getirdiğinde bende tüm sinirimi ondan çıkarabilirdim. Sedyede ölü gibi yatan sevgilimdeydi gözlerim. Hangi yollardan geçtiğimi nereye döndüğümü nereye adım attığımı bilmeden sadece onu takip ediyordum. Sonunda bir odaya gelmiştik. Bu sefer benim girmeme engel olmadılar. Tabii ya hasta odası. Sedyeden yatağa geçirdiler onu. Mavi benekleri olan beyaz bir önlük giydirmişlerdi. Hemşire kolundaki serumun akış hızını ayarladıktan sonra elindeki dosyayı yatağın ucundaki masaya bıraktı. “ Birazdan kendine gelir. “ Yine sadece başımı sallamıştım. Sonra hemşire odadan çıktı.
Ne kadar zaman geçti bilmiyordum ama geçen zamanın bana asırlarmış gibi geldiğinden emindim. Gözlerimi ondan bir dakika bile ayırmamıştım. Elini de hiç bırakmamıştım. Yatağının kenarında oturmuş uyanmasını bekliyordum. Birden tuttuğum eli benimkine tepki verdi oda elimi tutuyordu. Gözlerim ellerinden yüzüne kaydığında gözlerini açtığını gördüm. “ Ümit…” Sesi çatlamıştı. Güçlükle konuştuğunu hissedebiliyordum. Diğer elimi ipek saçlarına götürdüm “ Buradayım sevgilim. Yorma kendini, konuşma. Geçecek, yanındayım ben. “ Kısacık bir tebessüm gelmişti yüzüne yine. Yanında olmamdan mutlu olduğunu göstermek istiyordu. Ama çok zorlanıyordu. Tekrar konuşmak için dudaklarını araladı. “ Sss-“ Konuşmakta çok zorlanıyordu. Ah lanet olsun ! Böyle bitkin olmasına dayanamıyordum acı çekişini görmek beni mahvetmişti. Yine de ne istediğini anlayıp sözünü tamamladım. “ Su mu ? “ Yine hafifçe gülümseyerek gözlerini kırptı. “ Tamam hemen gidip getireyim. “ Elini istemeyerek bıraktım ve kapıya doğru yöneldim. Sonra unuttuğum bir şey aklıma geldi ve geri döndüm. Beni gören gözleri merakla bakıyordu. Gülümsedim ve yüzüne doğru eğilip dudaklarına kısa ama istekli bir öpücük kondurdum. Eğer uzun tutsaydım karşılık vermek için kendini zorlayacağını biliyordum. Geri çekildiğinde suratını istediğini alamayan çocuklar gibi astığını görmüştüm. O haline güldüm ve odadan çıktım. Kapıyı kapatırken doktordun yaklaştığını gördüm. Yanıma gelmişti hala kapının önündeydim ve elimde kapının kolundaydı. “ Tahlil sonuçları çıktı. “ “ Evet ? “ “ Kanamanın nedeni Türkü hanımın 2,5 haftalık gebeliği imiş. “ Gebelik mi ? Şokla birlikle elim kapının kolundan düştü. Şaşırmıştım. Türkü bundan hiç bahsetmemişti. Belki de bilmiyordu. Ama-ama kanamanın nedeni buysa… bebeğimiz ! “ Peki bebek yani o iyi mi ? “ Sorunun cevabından korkuyordum. Akan onca kandan sonra iyi olması mucize sayılabilirdi. “ Üzgünüm. Aslında sorun henüz bebek olmamasından kaynaklanıyor. Sadece zigot. Yani eğer embriyo dönemine geçebilmiş olsaydı ki bu dönem 3. haftanın başlangıcı ile oluşur, plasenta içindeki amniyo sıvısı bebeği her darbeden korurdu. Ancak henüz zigot olduğu için gebelik düşükle sonuçlanmış. Ve sanırım aldığı darbe çok sertmiş. Çünkü ultrason muayenesinde gördüğüm kadarıyla rahim duvarı fazla zarar görmüş. İlerdeki gebeliklerini tehlikeye atacak kadar fazla. Yani ilerde hamile kaldığında zigotun duvara tutunamayıp düşme olasılığı % 85 civarında. Gerçekten üzgünüm. “ Adamın dediklerinden tek anladığım şey bebeğimizin öldüğü ve bir daha olmayacağıydı. Doktor sessizliğimi bozmadan arkasını dönüp ilerledi. Bunu Türkü ‘ye nasıl anlatırdım… Yıkılacaktı. Bunu ona anlatamazdım. Ama gizleyemezdim de. Hem kaybettiğimiz bebeğimizin üzüntüsü hem de hamile kalmasıyla ilgili bu büyük sorun… Her şey o adamın yüzünden oldu, her şey ! Lanet olası herif ! Onu kendi ellerimle boğmak istiyordum. “ Ümit…” Soluma döndüğümde duvardan destek alarak güçlükle ayakta duran aşkımı gördüm. Kendimi toplamalıydım. Bu şeyleri şimdi anlatamazdım zaten yeterince kötüydü. “ Tatlım. Sen neden ayağa kalktın. Ah bunu yapmaman gerekirdi. “ Hemen kolundan tuttum ve yatağa doğru ilerledim. İfadesini bilmiyordum. Yüzüne bakmaya cesaretim yoktu. “ Sen gelmeyince-“ “ Ah… sadece nerden alacağımı öğrenmeye çalışıyordum. Sen şimdi kıpırdama tamam mı ? Ben hemen su alıp geliyorum “ Onu yatağa yatırdım ve serumunu da çıkarmış olduğunu gördüm. “Türkü neden böyle hareket ediyorsun ? Şu hemşireyi de çağırayım da serumu halletsin. “ Örtüsünü düzelttikten sonra yüzüne bakmamaya özen göstererek odadan çıktım. Şansıma yanımdan geçen hemşireye durumu söyledim. İlgileneceğini söyledi ve bende su almak için bir kafeterya bulmak için yürümeye başladım. Fazla dalgın olduğumun farkındaydım. Suyu alırken para üstünü almayı adamın uyarı ile hatırladım. Odaya çıkıyordum ama ayaklarım geri geri gidiyordu. Onu görmek istemediğimden değil. Durumu anlamasından korkuyordum. Ama korkunun bir faydası yoktu. Sonunda yine o odanın önüne gelmiştim. Kapıyı açıp içeri girdim. Yatak boştu. Hemşirenin yardımıyla tuvalete gitmiş olabileceğini düşündüm tekrar odanın dışına çıktım. Elinde malzemeleri ile konuştuğum hemşirenin geldiğini gördüm. “Türkü nerde ? “ “ Hasta mı ? Odasında değil mi ? Ben henüz geliyordum. “ “ Kahretsin ! “ Koca hastanede nereye gitmiş olabilirdi ki ?
Atarlı Ümit
Depresif Türkü
Türkü'nün Babası -Çok yaşlı lan bu, o yumrukları nasıl attın amca sen?-
sen beni öldürmek mi istiyosun anlamadım ki ben şak diye kesiyosun neye uğradığımı şaşırıyorum nolucak şimdi ben nası bekliycem bi sonraki bölümü açıkla hadi bakalımm........çocukları olmuycak mı ben dayanam ya kıyamam yazık içim acıdı=(bence sevil duydu doktorun dedikklerini ve gitti kuzum........ekremin sevile sahip çıkması ve onunla ilgilenmesini takdir ettim=)devam lütfen ölücem meraktan..........bu yorum yeterli olmuştur heralde bi sonraki bölümü nasıl beklediğimi=)=) YAZ YAz Yaz yazzzzzzzzzzz............=)
sen beni öldürmek mi istiyosun anlamadım ki ben şak diye kesiyosun neye uğradığımı şaşırıyorum nolucak şimdi ben nası bekliycem bi sonraki bölümü açıkla hadi bakalımm........çocukları olmuycak mı ben dayanam ya kıyamam yazık içim acıdı=(bence sevil duydu doktorun dedikklerini ve gitti kuzum........ekremin sevile sahip çıkması ve onunla ilgilenmesini takdir ettim=)devam lütfen ölücem meraktan..........bu yorum yeterli olmuştur heralde bi sonraki bölümü nasıl beklediğimi=)=) YAZ YAz Yaz yazzzzzzzzzzz............=)
sen beni öldürmek mi istiyosun anlamadım ki ben şak diye kesiyosun neye uğradığımı şaşırıyorum nolucak şimdi ben nası bekliycem bi sonraki bölümü açıkla hadi bakalımm........çocukları olmuycak mı ben dayanam ya kıyamam yazık içim acıdı=(bence sevil duydu doktorun dedikklerini ve gitti kuzum........ekremin sevile sahip çıkması ve onunla ilgilenmesini takdir ettim=)devam lütfen ölücem meraktan..........bu yorum yeterli olmuştur heralde bi sonraki bölümü nasıl beklediğimi=)=) YAZ YAz Yaz yazzzzzzzzzzz............=)
Coşkun'um Dram , Romantizm , Fantastikizim , Aksiyon , Suç .. Hepsi senin senaryoda la Ama o yerde bitirmeyecektin ! Bu bana bana , coşkun'una yapmayacaktın Neyse bal gibi bir bölüm olmuş , ellerine sağlık
Özgün bir yorum yapmak çok isterdim buraya ama galiba forum kurallarına uygun değil. O yüzden özelden yorumumu yapacağım. Kısaca süper diyorum kanka, ellerina sağlık.
Uhhh Ece bu nasıl bir bölüm böyle Ben o baba bozuntusunu köşede bir yerde.... Neyse kızmak yok bölüm okuyup yorum yapmak var Ellerine sağlık hayatım devamını meraklan bekliyorum (:
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Nerden
Kişisel İleti
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: Girdap 34. Bölüm; " Ambargo "97.sayfa 
yeni bölümü bekliyorum
