chun-li demiş ki:

sevil_ekrem demiş ki:

Rabia Trkmn ~ demiş ki:

Ekrem: genLerden hocam GenLerden.d
SeviL: Kusura bakma behLüL.d
[i] Ekrem: Sen Cok degerLisin. Sen. Sen cok özeLssnn.

şeyyy ailen için niye der ki bunu itiraf etse ya

kendine bile itiraf edemedi henüz...

ama çok az kaldı bu bölüm biraz analadı gibi ama bu türlü kabul edmiyor

kalpsiz_cadi demiş ki:

Husna:Sen eger kendini korursan cocugum bende o kizlarin sacini basini yokma zorunda kalmam evladim..
Ekrem:Yoldurtmam annecigim..yoldurtmam sen merak etme seni yormam ben kendim yolarim annecigimm...

Ekrem:anam benim merak etme tazecik gelin getircem ben sana soz annecigim..

Tazecik gelin = Sevil

click. demiş ki:

kalpsiz_cadi demiş ki:

Husna:Sen eger kendini korursan cocugum bende o kizlarin sacini basini yokma zorunda kalmam evladim..
Ekrem:Yoldurtmam annecigim..yoldurtmam sen merak etme seni yormam ben kendim yolarim annecigimm...

Ekrem:anam benim merak etme tazecik gelin getircem ben sana soz annecigim..

Tazecik gelin = Sevil

Rabia Trkmn ~ demiş ki:

Ekrem: Liderlik vasfı kuvvetli, sosyal becerileri yüksek, yakışıklı, karizmatik, çekici, öyle sofistike birşeyler diyor hocam.
Neşet: Evet bir de şimdi gerçeği alalım senden.
Ekrem:Pratik zekası yüksek, radyo televizyon basın diyor. Yani diyor ki hocam, artiz gibi çocuksun buralarda sürünme diyor

haklı artiz gibi çocuk

aman masallah masallah :D:D

Neşet:Kim o kuskus sevgilin mi?


Cenker:Hayır hocam sapığım
......

Ayçini herkes sever hem niye sevmesin ki böyle sert kabuklu gibi görünür ama içi bi başkadır onun bi başka yani o...


Oyy Annasının kopyası kurban olsunlar


(Eko Cenko'nun koluna vurur)
C:Ahh...Yaa ne yapıyorsun oğlum ya
E:Hani acımıyordu lan haa?
C:Ayçin'e öyle dedik...
E:Ayçin'e öyle dedik haa oldu Ayçin'e öyle dedik...
............C:Acıyorr...
E:Tabii bizim pamuksu ellerimiz yok sen git elaleme acımıyor bize acıyor =D
(Cenker gider.)
E: Bak bide naz yapıyo . :D

Ekrem:Gunaydin yenge yen....ge cekdi cnm ben iceri gidim

ekrem ile sewil dısarı cıkarken ekremin dansı cok komikti

kris_rob demiş ki:

Ekremin Cenkere Söylediği Cümle Çok Komiğime Gitti...

''Yer gök inliyor Cenker Cenker''

Ekrem - Yer gök inliyo ouu cen-keer cen-keer
süperr

Ekrem: Cenker iyi onu merak etme.. Sende iyi ol emi =)
Sevil: Çok sevindim.. Benim durum biraz zor ama sağol yine de.

Sevil: Sen niye gündüz gündüz benim evime geliyosun?. Ya babam evde olsaydı?.
Ekrem:Allah Allah, sana da iyilik yaramıyo be kızım. Yahu merak ettik telefonlarını açmayınca.
Sevil: Ya açarım açmam sana ne?.
Ekrem: Sen durduk yere niye şimdi gizemli kız havalarına girdin?.
Sevil: Durduk yere falan değil! Ben sana hesap vermek zorunda mıyım?.
Ekrem: Zorundasın tabii!.
Sevil: Allah Allah niyeymiş, sen benim neyim oluyosun?.
Ekrem: Be-ben senin..şimdi..b-en senin..sen benim arkadaşmısn.
Sevil: Arkadaşınm.
Ekrem: Arkadaş..ım..sın..

hüsna: sakın ola ki belalı bir kıza aşık olayım deme çocuğum
ekrem: aşık olmam anneciğim
hüsna: sen herhangi bir kız için başını belaya sokayım deme evladım
ekrem: sokmam anneciğim
hüsna: hele hele zinhar güzel bir kıza aşık olayım deme evladım
ekrem: zinhar aşık olmam anneciğim
hüsna: neden çünkü güzel kızların etrafında seveni isteyeni çok olur çocuğum
ekrem: çok olur anneciğim
hüsna: onun için evladım sen eğer kendini korursan çocuğum ben de o kızların saçını başını yolmak zorunda kalmam evladım
ekrem: yoldurtmam anneciğim, yoldurtmam sen merak etme seni yormam ben kendim yolarım anneciğim

nisanur:cenker şu artıyı bana yine anlatsana ya
cenker:hayır anlatamam 855 defa anlattım yeter ya
ekrem:heyyy ablama bağırma len anlat diosa anlat ne olcak zaten gelen vurmuş giden vurmuş şamar oğlanına dönmüşsün..

Neşet:Kim o kuskus sevgilin mi?
Cenker:Hayır hocam sapığım


Ekrem:Sindir geç yaa . İşletiyolardır seni
Cenker:Niye beni ama?
Ekrem:Niye seni oğlum çünkü sen yakışıklısın, karizmatiksin. Yer gök inliyo böyle vavv cenker cenker

Ayçin: Bu halin ne böyle?

Nergis:Çok mu abartılı olmuş çocuğun karşısına böyle paspas çıkmıyim diye bikaç bişey sürdüm.

Ayçin:Teyzemin düğününde daha sadeydin

Cenker: Oğlum bak sen değilsin dimi hiç komik değil ha.
Ekrem: Hıı benim. Bak! Kuyruğumla mesaj yolladım sana. Oğlum sen salaksın ha.
Cenker: Oğlum o arıyor.
Ekrem: Aç aç.
Anıl: Lan ben senin bütün sülaleni, soy ağacındaki bütün dişileri, ana nı bacını si..nemaya götürürüm lan. Lan sen kimsin de benim elimden karı alıyorsun lan, düldül.
Ekrem: Oğlum bu ne şiddet bu ne celal lan?
Cenker: Sabahtan beri böyle dehşet verici mesajlar atıyor ya. Yok asarım yok keserim, yok dörtle çarpar üçe bölerim, kim bu ya?
Ekrem: Sindir geç ya işletiyorlardır.
Cenker: Niye beni ama?
Ekrem: Niye seni? Oğlum çünkü sen yakışıklısın, karizmatiksin, yer gök inliyor böyle hov Cenker Cenker

C:Güyandın Ayçin
A:Günaydın
E:Günaydın Yenge
A:??
E:Yen- gen çekti canım da
E:(ince ses tonuyla) :içeri geçiyim ben

Neşet: Evet. Oku bakalım Çinçin, sen neymişsin bir öğrenelim.
Ayçin: Sosyal ilişkileri iyi, iletişim iyi, inatçı, ikna kabiliyeti yükseki inatçı.
Ekrem: Hocam? Ee cevap anahtarı karışmış.
(Cenker 'çok komik' tarzında bir hareket yapar. )
Ekrem: (sessizce) Ne var lan?
Ayçin: İlgi duyduğu alanlar sosyal bilimler diyor, yeni birşey değil bu.
Neşet: Kızım sen mimarlık istiyordun ya.
Ayçin: Ee?
Neşet: İsteme diyor sana, bangır bangır bağırıyor test.
Neşet: Evet sen oku bakalım Kuskus.
Cenker: Sayısal ve hesap ilişkilerine yatkın, bilgisayar ve teknolojiye eğilimli, bir de hayal gücü yüksek diyor hocam.
Neşet: Hah bak bu sonuncusu doğruymuş işte. Sen doktor olucam diyordun ya, hayal kurma diyor.
Cenker: Burada öyle birşey yazmıyor hocam?
Neşet: Kulağıma söylediler. Sen üzülüp kusma diye.
Neşet: Evet, mesaj yerine ulaştıysa Hukuk kuşuna geçelim.
Cihan: Görsel ve işitsel zekaya duyarlı, yaratıcı, sosyal değil, bireysel bir mesleğe yöneldi. Hocam güzel sanatlar diyor benimkini tutturamadı herhalde.
Neşet: Insan yanılır, bilim yanılmaz oğlum. Sen gerçekten hukuk okumak istediğinden emin misin?
Ekrem: Ciddi hocam, emin.
Neşet: Sen daha meraklısın ama avukatlık yapmaya? Düşün oğlum Cihan düşün, daha vaktin var, düşünmekten korkma.
Neşet: Evet vahşi orkide. Sen oku bakalım.
Nisanur: Sayısal zeka kuvvetli, tasarıma eğilimli, hayal gücü yüksek, bilim ve fen alanına yönelmeliymişim.
Neşet: Cam önünde otururken geçen arabaları mı sayıyordun Nisanur? Bu sayısal zekayı neye borçluyuz acaba?
Ekrem: Genlerden hocam, genlerden.
Neşet: Oku bakalım Behlül. Sana bile iyi bir şey diyorsa hala insanlık için umut var demektir.
Ekrem: Liderlik vasfı kuvvetli, sosyal becerileri yüksek, yakışıklı, karizmatik, çekici, öyle sofistike birşeyler diyor hocam.
Neşet: Evet bir de şimdi gerçeği alalım senden.
Ekrem: Pratik zekası yüksek, ekmek Kuran çarpsın böyle diyor ya. Pratik zekası yüksek, radyo televizyon basın diyor. Yani diyor ki hocam, artiz gibi çocuksun buralarda sürünme mi diyor acaba ben anlamadım yani.
Neşet: Aslında senden bir nane olmaz diyor, ama umut fakirin ekmeği diyor.
Neşet: Evet o elinizdekiler olumlu yönlerini anlatıyor, benim elimdekilerse çuvalladığınız yönler.
Ekrem: Hocam Cenker'inkileri okumayın, sabaha kadar burada kalamam.
Ayçin: Hocam Ekrem'inkini bir okur musunuz hani kıskançlık çekememezlik var mı diye?
Nisanur: Ben ne diyor bilmek istiyorum.Neşet: Hemen söyleyeyim fazla meraklı diyor, sabretsin diyor, çok soru sormasın diyor, anladın mı Nisanur?
Ekrem: Ne diyor?
Neşet: Her lafa karışma.. diyor.

Sevil: Anne! Anne. Anne?
Kapı açılır.
Sevil: Sen.
Ekrem: (gülümser.) Valla bende çok memnun oldum seni gördüğümee.
Sevil: Ne işin var burada? Napıyorsun?
Ekrem: Valla dedem meraktan öldü, bu kız öldü mü kaldı mı diye bir bak dedi, ondan geldim yoksa niye geleyim ya Allah Allah.
Sevil: İyi bak gayet iyiyim müjdeyi verebilirsin.
(Kapıyı kapatmaya çalışır, Ekrem tutar. )
Ekrem: Hop hop. Bi dakika bi dakika. Sen ne oldu anlat bakayım bana? Niye gelmedin derse?
Sevil: Sanane. Tatil yapıyorum.
Ekrem: (gülüş&bakış) Evde kapanmayı sen tatil zannediyorsun galiba. Çok yazık. Bak hepimiz merak ettik seni. (Ben demiyor da. ) Ne olduğunu anlatmadan hiç bir yere gitmeyeceğim. Bana bak, sen hasta falan mısın yoksa?
Sevil: Evet çok hastayım, ve de çok bulaşıcı! Ya gitsene babam gelecek!
Ekrem: Ya dur dur. Gelsin. Gelsin, hem tanışmış oluruz işte hı?
Sevil: Burada konuşamam bekle bir dakika geliyorum.
(Ekrem dans etmeye başlar, Sevil görünce duraksar. Sevil ayakkabılarını giyerken muzur muzur ona bakar, sonra da 'başardım' tarzı bir hareket yapar, evden çıkarlar.)

A:Cenker çok özür dilerim gerçekten yani bunların hepsi benim yüzümden başına geldi...
C:Yaa önemli değil zaten alıştım ben böyle yüksek tempolu yaşamaya çalkantılı bir hayatım var benim yani böyle hele son günlerde sürekli bir aksiyon aksiyon...
A:İyi o zaman yarın da babamla tanışmaya gelirsin...
C:Yok artık Ayçin o beni hakikaten aşar yani artık...
(Ayçin gülümser ve Cenko'nun koluna dokunur)
C:Ahh...
A:Gene ne yaptım ya?
C:Birşey yapmadın canım birşey yapmadın
A: (Elini tutar)Cenker dün anneme söylediklerin konusunda ciddi miydin?
C:Beenn...Yanii salladım işte birşeyler...
A:Hani ben başkaymışım ya,farklıymışım ya (yerim seni)öyle dedin...Ama doğru sen bunları önceden de söylemiştin asıl sen farklısın Cenker sağol... (gider)

(Eko Cenko'nun koluna vurur)
C:Ahh...Yaa ne yapıyorsun oğlum ya
E:Hani acımıyordu lan haa? (vurmaya devam eder)
C:Ayçin'e öyle dedik...
E:Ayçin'e öyle dedik haa oldu Ayçin'e öyle dedik...
C:Acıyorr...
E:Tabii bizim pamuksu ellerimiz yok sen git elaleme acımıyor bize acıyor ...

Sevil: Sen niye gündüz gündüz benim evime geliyorsun? Ya babam evde olsaydı?
Ekrem: Allah Allah. Sana da iyilik yaramıyor be kızım. Ya merak ettik telefonlarını açmayınca.
Sevil: Açarım açmam sanane.
Ekrem: Sen niye durduk yere gizemli kız havalarına girdin?
Sevil: Durduk yere falan değil. Ben sana hesap vermek zorunda mıyım?
(Ekrem sinirlenir. )
Ekrem: Zorundasın tabii!
Sevil: Allah Allah, niyeymiş? Sen benim neyim oluyorsun?
Ekrem: Ben senin.. Şimdi. Ben senin.. Yani sen benim.. Arkadaş..ımsın.
Sevil: Arkadaşınım?
(Başını sallar.)
Ekrem: Arkadaş.ım.sın.
(Bir süre duraksarlar. Sevil Ekrem'e bakar, sonra başını omzuna yaslar.
Ekrem birden afallar. Elini omzuna koyup koymayacağına karar veremez. Bir kalkar bir iner eli. )
Ekrem: Tamam ya.. Bu kadar üzüleceğini bilseydim söylemezdim. (titrek bir sesle)
Sevil: Annem evi terketti. Benim masraflarım yüzünden.
Ekrem: Terk mi etti? Baban?
(Bu arada o 'el' hala sabit bi yerde değil, nereye koyacağını bilemez halde Ekrem.
Bir süre sonra omuzda sabit kalır. )
Sevil: Babam öylece durdu. Hiç birşey yapmadı. Kavga etmişlerdi zaten. İkisi de o kadar inatçı o kadar gururlu ki.
Ekrem: (gülümser) İnatçıdır yani. Ona inanırım ve şaşırmam.
Sevil: Üç senedir dershane, ders paraları. Mahvettim onları. Bir de bu kayıt parası, Ilim İrfan Üniversitesi falan işte.
Ekrem: Hah. İşte benim de illa her çorbada bir tuzum olacak arkadaş ya. Kavgada benim de payım var yani öyle mi? (suçlu hisseder. )
Sevil: Babam kayıt parası için arabasını sattı. Hem de çok sevdiği arabasını. Benim için.
Ekrem: Bunu söylediğin iyi oldu. Şimdi nasıl rahatladım bir bilsen var ya.
Sevil: Zamanında başarsam böyle olmayacaktı. Ablam bile o zübbeyle evlendi, artık yük olmuyor babama.
(Ekrem doğrulur, Sevil'i iki yanından tutar. )
Ekrem: Sevil.. Sen yük değilsin. Ya farkında değil misin ailen seni ne kadar çok seviyor hı? Senin için neler yapıyorlar.. Sevil sen çok değerlisin. Sen.. Sen çok özelsin.
( O meşhur bakışlara geçmiyorum, arkadan da ''Seni ilk gördüğümde yok oldum..'' Bir süre bakışırlar. )
Ekrem: Şey. Ailen için. (buruk bir ses tonuyla)

Ekrem: Üzülme. Paraysa mevzu herşey hallolur. Para aileden sevgiden daha önemli değil ya.
Sevil: Ya. Konu sadece para değil ki. Birbirlerine daha önce hiç böyle şeyler söylememişlerdi. Hiç böyle kavga etmediler. Hiç böyle görmedim onları.
Ekrem: Üzülmeeee. Aile arasında olur böyle şeyler. (Göz kırpar) Krizdir, geçer.
Sevil: Ya geçmezse? Ya annem eve bir daha dönmezse?
Ekrem: Merak etme. Geçer. Ya yuva kolay kolay yıkılmaz ki. Ne kadar şanslısın. (yutkunarak) Hayatta kavga edebilecek bir annen bir baban var. Bak bana, bak Cihan'a. Amaaan.
(Tatlı tatlı gülüşüp bakışırlar. )
Sevil: Sen hiç böyle değildin..
Ekrem:(gülerek) İltifatın da böylesi yani.
Sevil: Ya.. kusura bakma. Ben nasıl böyle oldum anlamadım.
(Ekrem hala derin derin bakmakta. )
Sevil: Kusura bakma Behlül. (Saçını karıştırarak)
(Gülümserler yine, hatırlatmama gerek var mı Ekrem hala bakışlar atıyor. Ekrem kafasını indirince Sevil de ona bakmaya başlar ve bir an göz göze gelirler. Ekrem'in lanet olası telefonu çalar. )

Ekrem: Pardon. (açar) Söyle bakalım dere otu, ne oldu?
- Kardeş iyi günler. Burada bir genç var yerde yatıyor, fena dövmüşler. Sizi aramamızı söyledi.
Ekrem: Ne? Cenker? İyi mi o nerede?
- Pek kendinde değil. Buraya gelseniz iyi olur. Kim dövdüyse fena dövmüş belli.
Ekrem: Tamam tamam. Ne olur başından ayrılmayın, nerdesiniz? Ta-tamam.

Sevil: Ne olmuş?!
Ekrem: Cenker'i dövmüşler.
Sevil: Nasıl ya? Kim niye dövsün Cenker'i?
Ekrem: Bilmiyorum. Ama şimdi gitmek zorundayım tamam mı?
Sevil: Tamam, git. Ama sonra haber ver bir şey olursa.
Ekrem: Tamam.
(Ekrem koşarak gider.)