TANITIM

Yolda hızla yürüyorum, dersasneye geç kalmak üzereyim. Hayat neden bu kadar sıkıcı ve zor olmak zorunda? Beni yaşama bağlayan tek bir şey var. Arda.. O olmasa, yaşamın bi anlamı kalmazdı heralde. Şuan yaşamak istiyorsam eğer, sırf Arda için, onunla olmak için, onu sevmek için yaşamak istiyorum..
Ben bu düşüncelerde boğulurken telefonum çalıyor. Hah! iyi insan lafın üstüne aramış :D
_Alo?
_Türkü?
_Benim, ben
_Nerdesin bakıyım sen?
_Yoldayım, dersanaye gidiyorum.
_Hmm.. Peki ne zaman çıkıcaksın?
_16:30 gibi..
_Hmm..
_Ne oldu?
_Hiç!
_Peki neden aradın beni o zaman?
_Özledim..
_Peki bakalım, öyle olsun. Hadi hoşçakal.
_Hoşçakal..

......................................................................................................................
(Türkü dersaneden çıkarken..)

T: Arda! Burda ne işin var senin?
A: (yüzüne muzurca bir gülümseme yerleşir) Seni almaya geldim. Biyere gidicez.
T: Nereye? Benim eve gitmem gerekiyo.
A: Merak etme çok uzun sürmez. Hadi!
T: Tamam, hadi bakalım.

Birlikte Arda'nın arabasına binip gidiyoruz. 15. dk kadar sonra, Melis'lerin evinin önünde duruyoruz.

T: Burda napıcaz?
A: Hadi gel, içeri girmemiz lazım.

Birazdan kapıyı çalıyoruz. Kimse açmıyor. Bir kez daha çalıyoruz ve sonunda Melis kapıyı açıyor.

A: Hadi, gel.

Arda ve Melis, beni arkada bırakarak hızla içeri giriyorlar. İçerde ışıklar yanmıyor şaşırıyorum ama bişey söylemiyorum. Tam ben kapıyı kapatınca, Arda ve Melis, beraberlerinde kocaman bir pasta ve üzerinde sayısız mumla bana doğru geliyorlar. Birden koltukların ve diğer eşyalrın arkasından bir sürü kişi çıkıyor ve 'iyi ki doğdun' diye şarkı söylemeye başlıyorlar. Çok şaşırıyorum. Hızla elimdeki telefona bakıyorum. Bu gün 26 Nisan! Nasıl unuturum. Bu gün benim doğum günümdü. Her sene unutuyorum zaten. Bir insan nasıl kendi doğum gününü unutabilir ya! Aslında bu sene unutmamak için telefonumu kurmuştum. Ah! İşte telefonum da çalmaya başlıyor. Seneye bu kadar geç bi saate kurmayacağım. 8)

harikaymış

KİŞİ TANITIMI

ARDA: Türkü'nün sevgilisi. Türküyü çok seviyor.

TÜRKÜ: Deli dolu bir kız. Hayatı sevmiyor pek

Melis: türkünün en yakın arkadaşı.Birbirlerinin her zaman yanında olmuşlar

arda ekrem mi oluyuo bu arada

güzellik kim bu arda

konun hayırlı cnm güsel olmuş devamını merakla bekliyorum :D

çok gzl d3wamı nasıl bakalım

süper olmuş devam :D

süper olmuş dewammmm

arda niye ekrem niye değil ama güzel dewam

yorumlarınız için teşekkürler

arda ekrem değil bu arada.
arda, arda :D

çok süper ötesi bir senaryo çok sevdim yeni bölümü heyecanla bekliyorum devamm..

1. Bölüm

Ben şaşkınlıkla, önümde duran kocaman, çikolatalı pastaya bakakaldım.


M: Hadii! Mumları üflesene!
Melis'in sesiyle kendime geldim ve bir dilek tuttum. Tam mumları üfliyecekken Melis atıldı;

M: Hepsini aynı anda söndüremezsen dileğin kabul olmaz!
T: :|

Sonunda mumları üfledim.

M: Hepsini söndürdün!!
T: :D
A: :!: Arkadaki mum hala yanıyo!
T: :x
M: Olsun! Mumlara kalmadık :D Hadi artık pastayı kes te hediyelerimizi verelim.
T: Tamam kesiyorum.

Pastadan büyükça bi dilim kestim ve kendi tabağıma koydum. Davetlileri düşünürsek, en büyük parçayı ben almış oluyorum! :D
Birazdan, bi yandan pasta yerken, bi yandan da hediyeleri açıyorum.
İlk önce Melis veriyor. Aslında en çok Arda'nın hediyesini merak ediyorum. Ama o da bunu bildiği için, en son verecekmiş! :roll:
Bi an Arda'yı merak edip etrafıma bakıyorum. Tabiiki hemen dibimde durmuş doğum günümü ve özellikle de beni video ya çekiyor :D
Tekrar önüme döndüğümde Melis'in, elinde küçük bir paketle bana doğru gldiğini farkediyorum.

M: Nice mutlu yıllara cnm. Umarım beğenirsin.
T:Teşekkürler Umarım beğenirim :D
M: Muzur!
T: :bom:
Paketi alıp önce bir yokluyorum. Tabii tek hissedebildiğim tek şey küçük bir kutu :D Özenle
yapılmış paketi, nazikçe açıyorum. Kırmızı, kadife bir kutu çıkıyor. Yavaşça açıyorum. İçinde, tüm ihtişamıyla bana bakan altın bir bileklik duruyor. Etrafında, küçük yapraklar var.
Yaprakların içinde adım yazılı.
Bilekliği nazikçe, kutudan çıkarıp, bileğime takıyorum.

T: Melis, bu.. bu çok güzel! Çok teşekkür ederim.
M: Rica ederim canım. Beğenmene sevindim
Birbirimize sarılıyoruz. Tabii Arda hepsini çekiyor Sonra sırayla herkes hediyelerini veriyor. Hepsi de birbirinden güzel.
Sonunda herkes hediyesini verdi. Sıra Arda'da. Çok merak ediyorum. Acaba bana ne vericek. Aslında hediyeye gerek yok. Küçük bir öpücük bile yeter :D
Tam bu sırada kapı çalıyor.

T: Bu kim şimdi yaa!
M: Bilmem. Bütün davetliler burda aslında.
T: Davetsiz misafirimiz var yani :D
M: Aynen öyle

Arda kapıyı açıyor.
Olamaz! Gelen Burçak! Bu kızın ne işi var burda!
Burçak hayatımda tanıdığım en gıcık insan. Bu kızın bana garezi var! Sürekli kavga ederiz.
Hayatımda, elimde olan tüm güzel şeyleri benden almaya çalışır. Zaten başarıyor da. Benden alamadığı sadece Melis ve Arda kaldı.
Ben bunları düşünürken, Burçak ta Arda'nın dudaklarına küçük bir öpücük kondurarak içeri giriyor! Bu nasıl bir yüzsüzlük!
Arda'nın tek yaptıysa kızarmak! Bundan rahatsız olmuş gibi görünmesi gerkirken, o keyiften dört köşe oluyor!

T: n.. ne?
M: Burda neler oluyor?
B (yapmacık bir tavırla): Aaa! Arda size söylemedi mi yoksa? Pot kırdım yani. Neyse, artık öğrenmiş oldunuz. Arda ve ben çıkıyoruz!
T:

çok süper ötesi bir bölüm olmuş...

:D teşekkürler cnm

ne demek canım asıl sana teşekkürler böyle süper ötesi hikayeleri bizimle paylaştığın için yeni bölümü heyecanla bekliyorum devamm..

çok güzel olmuş canımmm .)
Devamını sabırsızlıkla bekliyorum :D

ikinize de teşekürler :D

bu arada ben sadece akşamları girebiliyorum o yüzden yorumlara cevap gelmeyebilir :roll:

yeni bölümü heyecanla bekliyorum devamm..

1.Bölüm/Part 2

Bu son sözlerden sonra, daha fazla orada duramayarak, hızla evden çıkıyorum. Ama Burçak'ın öpücüğünün etkisinden olacak ki ( :x ) Arda'nın jeton biraz geç düşüyor. Ben çıktıktan biraz sonra arkamdan gelmeye başlıyor.

A: Türkü! Dur, bekle! Türkü! Durmayacak mısın?
Ne zannediyor bu çocuk kendisini? Tabii ki durmayacağım. Bir de durup onun keyfini bekliyecek halim yok heralde! Geri zekalı! Zaten, eğer dönüp te ona, gözlerine bakarsam, söyleyeceği yalanlara kanmaktan korkuyorum. Aslında Arda'nın gözleri kahve rengi. Ama hayatımda gördüğüm görebileceğim en güzel gözlere sahip. Gözlerinin içi parlar daima. Işıl ışıldır. Belki de ona aşık olmamın sebebi de gözleridir. Ama şimdi bunları düşünecek zaman değil.
Hızla ilerliyorum. Arda da arkamdan koşuyor tabii. Aslında, evden bu kadar geç çıkmasaydı beni çokan durdurmuş olabilirdi tabii, ama o sırada Burçak'ın etkisi altındayı malesef!

Bir taksi bulabilmek için yola göz gezdiriyorum. Ama yok tabii! Ne de olsa bu, hayat! Dizilerdeki gibi, her
ihtiyacın olduğunda, taksinin biri gelip te önünde durmuyor! Ama taksi olsun ya da olmasın buradan uzaklaşacağım. Buna ihtiyacım var.

A: Türküü!! Dur!! Yanlış anladın! Beklee!!
Yanlış mı anlamışım! hah! Yüzsüzlüğün bu kadarı. Birden, hışımla durup, arkamı dönüyorum. Ama Arda'nın geri dönmekte olduğunu görünce iyice sinirleniyorum. Karşıya geçmek için hızla yola atlıyorum. Ve ani bir fren sesi duyuyorum. Ardından her yer kararıyor...
............................................................................................................................
Biraz kısa oldu ama..
Umarım beğenirsiniz :D
Yorumlarınızı bekliyorum.

Süperr

saol cnm :D

inanamıyorum ardaya :x ay türküye de araba çarptı

bu arada çok güzel olmuş

:D teşekkürler..

bu gün belki bi böüm daha koyabilirim çünkü bu kısa oldu biraz.. :D