36.Bölüm

Sevil ve Ayçin sahilde buluşmuş bir bankta oturuyorlardır.

A:Yeni bir kafe açılmışmış çok istersem gidermişiz.

S:Kekte yaparmış.

A:Diyet kola da istermiymişim!

S:Çırpar çırpar karıştırırmış sevgisini yatıştırırmış…

A:Öyle demek istememişmiş…

A&S:SALAK!

A:Ne yani ben şişman mıyım?

S:Ne sana şişman mı dedi, gayette formdasın…

A:Sana ne dedi…

S:Bir kız geldi müşteri bu salakta kızı görünce dibi düştü tabi nolmuş kız bana bin basarmış…

A:Ne o salak ne anlasın güzellikten, sen gayette güzelsin biraz bakıma ihtiyacın var.

S:Öyle dimi?

A:Evet onlara göstericez günlerini!

S:Göstericez!

A:Bugün ne Perşembe işimizi Pazar günü yapalım ki bizi derste gördüklerinde çok şaşırsınlar!

S:Tamam…

A:Ay süper olacak topuklu ayakkabılar alıcaz, ojeler, elbiseler…ama biraz maliyetli olacak gibi…

S:Sen orasını merak etme!

A:Tamam o zaman ben eve gidip kendime bir diyet listesi hazırlayacağım, görüşürüz.

S:Görüşürüz.

---

Dükkan

Ekrem canı sıkılınca Cenker’le Cihan’ı çağırmıştır.

E:Bu kızı bir çözemedim arkadaş, ne acayip dişidir bu ya!

C:Ne dedim ki ben diyet kola da var dedim!

E:Nolmuş yani bir kıza baktıysam?

C:Şişmansın mı dedim?

Ch:Abicim durun yavaş gelin ya, Cenker anlat noldu?

C:Biz Ayçinle kafeye gittik…

Ch&E:Ooo…

E:Nasıl teklif ettin olum?

C:Susta dinle, oraya gittik işte Ayçin kola istedi bende diyet kolada var istersen ondan al dedim, başladı vay efendim sen bana şişman mı diyorsun diye o sırada eli değince bana bende kusmaya başladım o sırada onun telefonu çaldı sonra uçtu Ayçin uçtu!

Ch:Ayçin’in yanlış anlamaları işte düzeltirsin Ayçin çabuk kanar yani o dayanamaz.

E:Ya benimki nolucak buzlar kraliçesi Sevil!

C:Size noldu ki!

E:Bir tane müşteri geldiii…

Ch:Nasıl bir müşteriymiş bu?

E:Bilinçli tüketiciymiş töbe töbe!

Ch:Ekrem!

E:Ya tamam kız böyle manken gibiydi, çok gösterişli bişeydi bende birazcık ilgili davranmış olabilirim ama sadece birazıcıcık!

C&Ch:Birazcık?

E:Sonra Sevil kızdı bana bende onu kıskandırmak için biraz üstüne gittim, o da sinirlendi çıktı…

Ch:Salaksın oğlum sen!

C:Katılıyorum!

E:Niye lan?

Ch:Baksana kızdı diyorsun, demek ki kıskanmış seni zaten!

E:(sevinçle)Kıskanmış mı diyorsun(anlamamış bi şekilde)Yani?

Ch:Bir kız bir erkeği başka bir kızla görünce neden kıskanır…

E:İçi fesattır da ondan mı?

Ch:Aşıktır aşık…

E:(sevinerek)Aşık mıdır?

Ch:Aşıktır ya bir kız sizi kıskanıyor kanatları altına almak istiyorsa aşıktır…

C:Yaaa…

Ch:Yaaa…

E:Eee ne yapıcam şimdi ben!

Ch:Ona değer verdiğini göstermen gerekiyor ona özel olduğunu hissettirmelisin…

E:Hı!

O sırada Sevil içeri girer.

Ekrem’e kötü bir bakış atar.

C:Se-selam Sevil!

S:Selam!

E:Hoş geldin!

S:Merak etme hemen gidicem, malum kolileri taşıyacak “hamala”(bastırarak) ihtiyaç var, bir an önce yapayım da güzel müşterilerinle seni baş başa bırakayım!

E:Ya ben…

Sevil Ekrem’i dinlemeden kolileri taşımaya koyulmuştur.

Cihan Ekrem’i dürtükler.

E:(kısık sesle)Ay noluyo oğlum, ne dürtüyorsun…

Ch:(kısık sesle)Kalksana oğlum, malak gibi oturma!

E:Sanane burası dedemin malı istediğim gibi otururum.

Ch:Kalk da kıza yardım et yani göster güçlü kaslarını mal…

E:Haaa…

Ekrem kalkar.

Ch:(yüksek sesle)Bizde gidelim artık!

C:Niye ki oturuyorduk, hem sen daha Ayçin’in gönlünü nasıl alacağımı söylemedin…

Ch:Hadi Cenker biz kalkalım ben sana yolda anlatırım, der gözlerini kocaman açarak…

C:Ta-tamam, hayırlı işler…

E:Hadi güle güle…

Cenker ve Cihan çıkarlar.

Ekrem Sevil’in yanına yaklaşır.

E:Bende yardım ediyim…

S:Sen patronsun olur mu öyle şey sen dişi müşteri gelince onla ilgilenirsin…

E:Sevil bırak da yardım ediyim, der ve koliyi tutacakken eli Sevil’in eline değer.

Sevil başını kaldırıp Ekrem’e bakar.

Ekrem’inse içi kıpır kıpırdır heyecanlanmıştır, e Sevil’de pek farklı değildir.

Sevil elini çekeceği sırada…

---

Ayçin eve varmıştır.

Evde gümbür gümbür şarkı sesi vardır.

“BANA KADERİMİN BİR OYUNU MU BU ALDI SEVDİĞİMİ VERDİ ZÜLUMU”

A:Ay bu ses ne?

Nr:Ne diyorsun kızım!

A:Bu ses ne ses!

Nr:Kardeşin depresyona girdi galiba, bir depresyonu eksikti zaten…

A:Niye ki?

Nr:Ayşegül’ü onla konuşmuyormuş.

A:Ne olmuş ne olmuş!

Sesten tabiki birbirlerini duyamıyorlardır.

Nr:Kız bunu naşlamış…

Ayçin Can’ın odasına girer.

A:Noluyo oğlum kapat şunu der ve kendisi müzik çaları kapatır.

C:Aşk acısı nedir bilir misin yiğen…

A:Efendim?

C:Kalbinin içi sızlar acısı sürekli artarak bunu hiç hissettin mi yiğen, ağlarsın burnun akar, bir resmi bile yoktur sevdiğinin bakıp “senin için ölürüm, ölüme gülerim gülüme ölürüm” diyebileceğin…

A:?

C:(kalbine dokunarak)Tam burası çaresizce acır gözyaşlarını akıtırsın zehir gibi akar, kalbin çürümüş lahana gibi olur bilir misin yiğen…

A:Dayı sen uçmuşsun, senle uğraşamam diyet listesi hazırlıycam kendime…

C:Belli toton büyümüş yiğen bol buldun heralde…

A:CAN!

C:Dayı çevrimdışı.

---

Sevil elini çekeceği sırada…

Ekrem koliye daha çok yanaşır bu sırada dengelerini kaybederler.

Ekrem kolilerin yanına düşer, Sevil’de üstüne…

Birbirlerine çok yakındırlar.

E:Eee şey ben dengemi kaybettim heralde…

S:Hıhı dengeni kaybettin, ben kalkıyım pardon!

E:Şey asıl ben özür dilerim.

Sevil doğrulur, sonra Ekrem’de kalkar.

---

Ayçin diyet listesini yazıyordur.

A:Sabahları az haşlanmış brokoliyle kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir, 3 zeytin sonra avokado suyu…

O sırada telefonu öter.

“CENKER arıyor”

A:Ne var Cenker?
C:Ben şey için aramıştım…
A:Ney için aramışın Cenker?
C:Şey için…
A:Sen şeylerini başka zaman söylersin tamam mı, der ve kapatır.

Telefonun öbür ucunda kalan Cenker;

C:Özür dilemek için…

A:Of Cenker of!

Kapıyı dinleyen Nergis içeri dalar.

Nr:Kim bu Cenker?

A:Anne senin ne işin var kapının önünde…

Nr:Temizlik yapıyordum.

A:Neyle temizlik yapıyordun anne?

Nr:Şeyle canım şeyle sen cevap ver bakıyım kim bu Cenker?

A:Ne Cenker’i anne?

Nr:Sen demincek Cenker diye biriyle konuşuyordun.

A:B-Ben Cenker’le ay Cenker diye biriyle ko-konuşmuyordum ki!

Nr:Kimle konuşuyordun o zaman!

A:Ben ben Sevil’le konuşuyordum.

Nr:Kim bu Sevil?

A:Okuldan arkadaşım anne…

Nr:Okuldan arkadaşın, bir gün çağır da tanışalım.

A:Tamam anne hadi çık ödevim var benim…

Nergis çıkar.

A:Öğlede marul salatası…

---

Ertesi gün

Neşet’in Evi

Herkes oturmuş hocayı bekliyordur.

E:Sevil.

Sevil’den cevap yoktur.

E:Sevil.

Yine cevap vermez.

E:Konuşmuyor musun benle…

S:Sen git apartman bacaklılarla konuş…

A:Topuk…

S:Ne diyorsun kızım?

A:Apartman bacak değil apartman topuk o!

S:Hı, banane canım ister apartman bacakla konuşsun ister bakkal Hüseyin’le…

Neşet gelir.

Nh:Evet kirli bulaşıklar bugün dünyanın kaç bucak olduğunu anlama günü, evet bugün çalışında anlayın çalışmak neymiş…

İLK DURAK-ADLİYE

Nh:Evet hukuk kuşu gir bakalım adliyeye…

Ch:Hocam ben ne yapıcam burada şimdi?

Nh:Sen tek başına bişey yapamazsın tabiki seni öğrencime emanet ediyorum zaten hadi gidin…

Öğr.:İyi günler hocam…

Nh:Size de size de…

İKİNCİ DURAK-İNŞAAT

Neşet hoca ileride biriyle konuşuyordur.

A:Buraya seni bırakacak heralde Ekrem!

E:Kızım sussana sen bir!

Nh:Çinçin gel kızım buraya…

Ayçin yanlarına gider.

A:Buyrun hocam…

Nh:Bak amcası bu Ayçin eti senin kemiği benim tepe tepe kullan…

ÜÇÜNCÜ DURAK-BİLGİSAYAR TAMİRCİSİ

Nh:Kuskus sakın bilgisayarları tamir ederken içlerine kusma!

C:T-Tamam h-ho-hocam…

DÖRDÜNCÜ DURAK-DAYININ YERİ

E:Hocam bize yemek mi ısmarlayacaksınız, yoksa ama ben hep diyordum zaten Neşet Hoca çok iyidir,bir tanedir diye…

Neşet Hoca lokantanın sahibinin yanına gider, bişeyler konuşur.

E:Kesin pazarlık yapıyor ha!

Nh:Behlül gel kumralım buraya…

E:Buyrun hocam pazarlık yaparken benim üstün ticari zekamdan mı yararlanmak istediniz?

Nh:Acilen kiralık salak aranıyormuş bende seni pazarlarım diye umut ettim ama işlerine yaramazmışsın…

Nh:(lokanta sahibine döner)Ustam al yerleri sildir, bulaşıkları yıkat ne yaparsan yap bunla!

Lokanta sahibi şişman iri gözlü bir adamdır.

E:Ben tırsıyorum şu an!

BEŞİNCİ DURAK-HASTANE

S:Hocam burası da benim iş yerim heralde…

Nh:Aferin benim zeki Sefil’ime nerden de bildi…

O sırada yanlarına beyaz önlüklü bir kadın gelir.

Neşet kadınla bir şeyler konuştuktan sonra kadın gelir Sevil’in koluna girer.

-Gidelim.

S:G-Gidelim bari…

ADLİYE

Öğr.:Al bakalım şu dosyaları Cihan …’ya götür.

Ch:Tamam…

Cihan adliye koridorlarında elinde dosyalar yürürken koridorlar pekte sakin değildir.

Bir kadın:Yettin başıma be bir boşayamadım seni pis ayyaş…

Bir erkek:Kime ayyaş diyorsun kokuşmuş menopozlu...

Kadın:Pis adam ne kendine faydan var ne başkasına…

Erkek:Sen iki fasulye kaynattın da faydalı mı oldun…

HASTANE

Dr:Bu bakacağın hasta, 9 yaşında ağaçtan düşüp başını vurmuş uyumaması lazım hadi bakalım.

Sevil hastanın yanına girer.

Bu 9 yaşında sarışın mavi gözlü bir çocuktur.

S:Merhaba…

-Merhaba güzellik…

S:Efendim?

-Adın ne senin?

S:Ben Sevil senin adın ne?

-Ekrem canım!

S:Ne!

E:Yoksa cazibemden mi etkilendin…

S:Allahım nedir bu Ekremlerden çektiğim…

E:Sevgilin var mı senin…

S:Allahım sen büyüksün yarabbim!

İNŞAAT

-Ay kızım niye topuklu giyiyorsun sen inşaata gelirken…

A:Amca ya ben ne biliyim inşaata geleceğimi…

Ayçin topuklu ayakkabısından kumları çıkartırken inşaat işçileri ona bakıyorlardır.

A:…sapıkların arasına düşeceğimi…

LOKANTA:DAYININ YERİ

Patron:Bu kırdığın kaçıncı tabak ulan!

E:Ama çalıştığım yerden sormuyorsun benim matematiğim zaten iyi değildir yani…

Patron:Höst git yeri süpür bakıyım!

E:Ben mi?

Patron:Yok arkandaki?

Ekrem arkasına bakar.

E:Dayı sen de var mı biraz arkamda kimse yok saf mısın sen nesin anlamadım ki!

Patron:Çabuk yerleri süpür diyorum.

E:Tamam ya niye bağırıyorsun şimdi…

5 saat sonra-Neşet’in evi

Nh:Noldu kirli bulaşıklar, nasıldı gününüz…

Hepsi çok yorgundur.

Ekrem zorla;

E:Hocam ben turizmci olmak istiyordum siz bana bulaşık yıkattıttırdınız yani…

Nh:Hizmet sektörünü anla diye Behlülcüğüm…

S:Hocam bütün gün küçük bir çocuğun tacizlerine mağruz kaldım ya bir saat daha kalsaydım nişanı da yapardık…

Ekrem birden parlar.

E:Kimmiş o be!

S:Ekrem canım Ekrem!

E:Hı…

A:Hocam insan çıtlatıverir seni inşaata götürücem diye yeni aldığım topuklularımı giymiştim ya…

Nh:Noldu yavru çekirgeler zor mu geldi…

A&C&Ch&E&S:Hıhı…

Nh:Oy oy kıyamam o zaman size bir müjde…

E:Hocam ne yapacaksınız?

Nh:Pazartesi günü geometri işleyeceğiz süper dimi!

E:Süperkulade hocam hayran kaldım yani…

Nh:Hadi toz olun bakalım.

---
PAZAR GÜNÜ-Değişimin ilk adımı

Sevillerin evi

Ayçin Sevillere gelmiştir.

Ayçin Sevil’i karşısına almış onu inceliyordur, Sevil bu incelemeden sıkılmıştır.

S:Doktor ölecek miyim?

A:(dalmıştır)Hı efendim?

S:Umutsuz vaka mı diyorum…

A:Ya baktım da sen harbiden güzel kızmışsın yani…

S:Sağol eee gitmiyor muyuz?

A:Bişey sorucam…

S:Sor…

A:Sen niye böyle işleri boş bulurken şimdi benden bunu istedin ki, Ekrem için mi?

S:N-Ne Ek-Ekrem’i ya, ben k-kendim için istedim yani, hem sen niye diyete başladın Cenker için mi?

A:Ne Cenker’i canım kendim için…

AVM

S:Bunlar resmen kudurmuş ya baksana elbiseyi kaç kişi çekiştiriyor, diye kendi kendine konuşuyordur, birden Ayçin’in yanında olmadığını fark eder.

Ayçin’de elbiseyi çekiştirenler arasındadır.

Alışveriş çılgını1:Kızım bırakın elbiseyi…

Ayçin:Sen ne zekisin öyle bırakın ben alcam onu…

Alışveriş çılgını2:Siz ne akıllısınız ben alıcam işte sizin koca göbeklerinizle olmaz bu elbise…

A:Sen kime koca göbekli diyorsun sen kendine bak paçoz…

Alışveriş çılgını3:Verin şu elbiseyi…

Ayçin çığlık atar, herkes elbiseyi bırakır.

A:Ben alıcam dediysem ben alıcam…

Alışveriş çılgını1:Ay deli!

S:Ne yapıyorsun kızım sen…

A:Altın kural 1:güzel ve ucuz elbiseyi kimseye kaptırma, al dene şunu…

Sevil elbiseyi eline alır.

S:Ayçin yırtılmış bu!

Ayçin usulca elbiseyi askıya asar.

A:Hadi yürü başka mağazaya…

Ayakkabıcı

Sevil converselere bakıyordur, Ayçin topuklu ayakkabılara…

A:Kızım gelsene bu tarafa giy şu topukluları…

S:Ne, kızım bacaklarıma tahta geçirsem daha iyidir bu ne be ben bunlarla yürüyemem hem maçta yapılmaz bunlarla…

A:Ne maçı Sevil giy şunları sinir etme beni…

S:Tamam ya…

Kıyafet Mağazası

A:Al şunu dene…

S:Ayçin bu ne?

A:Elbise…

S:Hayır canım sizin gözünüzü boyamışlar 1 metre kumaşı iki ipe bağlamışlar şimdi elbise diye satıyorlar.

Kasa

-… lira efendim…

S:Çüşünüz ya topu topu 3 metre şey aldık sen soyucak mısın ablacım bizi…

A:Sevil indirimden bunlar…

S:Ne indirimi be...

A:Sevil hadi alda gidelim…

S:Üf iyi…

Arkadan biri…

-Sen mağazalarda dolaş bakalım…

37.Bölüm

Sevil’den…

Ayçin uzun ve zorlu alışverişin sonrasında bizde kalacaktı.

Babam yine gececiydi, bu adam ne çok çalışıyordu allahım, benim için, kızı için…

Ayçin’le pijamaları üstümüze geçirip televizyonun karşısına geçmiştik.

A:Bişey sorucam sana…

S:Sor Çinçin…

A:Bana Çinçin deme öncelikle…

S:Sor Ayçinçin…

Bu kızla uğraşmak çok hoşuma gidiyordu. Hım fark ettim de Ayçin ilk “kız” arkadaşımdı, şimdiye kadar ki arkadaşlarım hep erkekti, bunun için Ayçin ilkti.
Saftı ama çok içtendi, Cenker’i de ona çeken buydu sanırım…


A:Yaaa…

S:Tamam sor canım…

A:Sen Ekrem’le ne zamandan beri tanışıyorsun?

Bu neydi şimdi Allah Allah!

S:Doğduğumdan beri…

A:Hep böyle çok yakın mıydınız?

Hay Allahım sabır ver.

S:Evet yani niye ki?

A:Sen…

S:Ben…

A:Ona…

S:Ekrem’e mi?

A:Evet…

S:Ha nolmuş, derken elimdeki kâseden bir mısır patlağı attım ağzıma…

A:Aşık mısın?

Mısır patlağı boğazıma kaçmıştı…

A:Ay iyi misin, su iç su…

Hiç iyi değilim Ayçin sayende…

Bu kız bu işi deşmeye niyetliydi…

Öksürüğüm bittiğinde Ayçin soru dolu gözlerle bana bakıyordu.

Göz kırptım ona “ne” anlamında salağa yatarak…

A:Aşık mısın değil misin?

S:Öhö, öhö aaa bak film ne güzelmiş onu izleyelim.

A:Cevap bekliyorum.

S:Ya şu Brad Pitt ne iyi oyuncu ya…

A:Kızım cevap versene…

S:Filmde gizli sorulara cevap arıyorlar galiba Ayçin susmadın ki anlayayım!

Ben lafı değiştirmeye çalışıyordum ama karşımdaki dedikoducu gazeteci Ayçin’di…

S:A, haha şey ya bak aklıma bir fıkra geldi şimdi Temel…

A:Sevil cevap ver.

Bunu hep içimde yaşamıştım, Ayçin’e demeli miydim?

Ah bilmiyordum ve acil karar vermem gerekiyordu.

S:O benim kardeşim sayılır, derken kalbim acımıştı.

A:Ayçin bana bakıyordu.

Aman Allah’ım biri durdursun beni ne diyordum!

S:Biz öyle büyütüldük ama ben ona aşığım…

Bir süre sessiz kalmıştık.

S:Sen?

Nihaha sıra bendeydi?

A:Ben ne?

S:Cenker’e aşık mısın?

A:Ben Cenker’e…

Bir süre durdu…

A:Galiba evet…

A:Sence o da beni seviyor mudur?

S:Bence Cenker seni gerçekten çok seviyor.

A:Sahi mi?

S:Sahi ya cimcime…

Laf lafı açtı derken ikimizin de çok uykusu gelmişti.

Ayçin benim yatağımda yatmıştı, geceleri lamba açık olmazsa uyuyamazmış.

Ben o aydınlık odada yatamadığım için koltukta yattım.

Sabah Ayçin’in sesiyle uyandım.

A:Hadi bakalım güzelleşme turumuz başlıyor.

S:Ayçin daha kargalar kahvaltı etmedi…

A:Aaa kargalarda bizim gibi kahvaltı mı ediyor, ne yiyorlar.

Hay Allah’ım sabır ver, sabah sabah saflık imtihanı heralde…

S:Uyandım Ayçin, önce bir yemek yiyelim.

Ben elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı hazırlayana kadar Ayçin elbiseleri ayakkabıları ve bir sürü renkli cismi etrafa sermişti.

Bişeyler atıştırdıktan sonra güzelleşme turumuz sahiden başlamıştı.

Önce saçlarıma baktı.

A:Bence saçlarını ellemeyelim gayet güzeller…

Sonra kıyafet seçimi…

Alırken biraz(!) mırın kırın etmiştim yeni laptop almak için biriktirdiğim paradan verdiğim için ama gerçekten güzel kıyafetlerdi.

Mavi bir elbise seçmiştik.

Makyaj faslında sayamadığım kadar çok şey yığdı önüme güzellik uzmanım…

Hayır, hayır Ayçin gibi olmak istemiyordum daha sade bir güzelde olabilirdim…

Ayçin’i ikna etmek zor olmuştu ama parlatıcı ve parfüm sıkarak tamamlamıştım kendimi…

Bu kız aynaya bakmama izinde vermiyordu ki en son bakacakmışım…

Nasıl olmuştum acaba, sakın palyaçoya benzemiş olmayayım?

Ayakkabılara sıra gelmişti…

S:Ayçin ben topuklu ayakkabı giyemem haberin olsun.

A:İyi peki bari bugünlüğüne şu babetleri giyde yarın converselerine dönersin.

Büyük an…

Aynanın karşısına gözlerim kapalı geçirdi beni Ayçin, bazen çok çocukça davranıyordu ama benim için çok didinmişti kendide her zaman olduğundan daha süslüydü bugün…

Neyse Ayçin gözlerimi açtı ve aynaya baktım…

Ayçin ”çok güzel oldun” gibi bişey diyordu…

Bense dehşetteydim.

“AYNADAKİ KİMDİ?”