S:Ne söyleyecektim ki daha doğrusu şimdi ne yapacağım.
A:Sen bu çocuğu seviyor musun?
S:Şeeey…
A:Evet seviyorsun, o zaman daha ne düşünüyorsun?
S:Ben kendimden eminim ama Ekrem’den emin değilim.
A:Niye ki?
S:Belki sen bilmiyorsun ama o tam lakabının adamıdır “behlül”dür yani, şimdiye kadar bir sürü kızla çıktı bazılarınla birkaç gün, bazılarınlaysa sadece birkaç saat, o bana da aynı şeyi yaparsa dayanabilir miyim bilmiyorum.
A:Hep kötüsünü düşünme, her şey iyi olacak, Ekrem sana kıyamayacak kadar çok seviyor seni emin ol…
S:Neyse kapatalım bunu eee Cenker beylerle aranız nasıl?
A:Öhö öhö kim?
S:Ayçin!
A:Beni seviyor.
S:Onu bizde biliyoruz.
A:Kendisi söyledi…
S:Ne, nasıl?
A:Şey çay bahçesinde konuştuk, ilk defa bir kıza böyle şeyler hissediyormuş falan işte…
S:Hu hu(Mürsel edasıyla)
Kıkırdaşırlar.
O sırada Ayçin’in telefonu çalar.
A:Hıh çok güldük ya ağlama zamanı…
A:Ne var Allah’ın belası… An:Sanada merhaba… A:Ne var çabuk söyle… An:Yarın geçen buluştuğumuz kafeye gel. A:Emredersin. An:Emrediyorum canım gel. A:Gelemem. An:O zaman ben akşama size geliyim ailelerini kandıran 5 yalancı hikayesini sobanın yanına oturup kestanelerimizi yerken dinleriz ha Ayçin! A:Tamam be.
Kapatırlar.
S:Noldu?
A:Yarın kafeye çağırıyor.
S:Tamam gideriz beraber.
A:Sağol Sevil, sen çok iyi bir arkadaşsın, der ve Sevil’e sarılır.
O sırada Sevil’in de telefonu çalar.
S:Ay telefon Ekrem mi arıyor, der çantasından telefonu çıkarmaya çalışırken…
S:Ay ne diycem ben heyecanlanırım şimdi…
A:Sakin ol Sevil, cool ol tamam mı, çok rahatsın, soğuk durma, cıvık davranma hadi sakin…
S:Ay açıyorum.
A:Aç.
Cem:Ne haber Sevilcim… S:Sen miydin(sönük bir sesle) Cem:Başka birinin mi aramasını bekliyordun? S:Şey evet neyse hayır, hayır eee sen niye aramıştın? Cem:Yarın sahile gelebilir misin diyecektim, seninle bişey konuşmam lazım. S:Yarın mı, yarın işim vardı(Ayçine)Cem çağırıyor yarına ne diyim?
A:Ben tekte giderim ne yapabilir ki zaten, sen git…
S:Tamam yarın gelirim… Cem:Tamam görüşürüz.
A:Bu çocuğu gözüm pek tutmadı gibi bir acayip bakıyor?
S:Ay Ayçin nasıl baktı ki sana…
A:Bana değil yani diğerlerine değil bir tek sana öyle bakıyor.
S:Ayçin çocuğu bir kere gördün ne gördün hemen…
A:Ben anlarım kızım böyle bir değişik…
S:(gözlerini şaşı yaparak)Böyle mi?
İkisi de gülmeye başlarlar.
O sırada Can gelir.
Can:Kızlar İngilizce çok eğlenceli galiba…
A:Kapı Can kapı…
Can:Niye CAN ismiyle KAPI kelimesini aynı tümcenin içinde sürekli olarak kullanıyorsunuz yani bu kadar zeki olduğum halde anlayamadım.
A:İnsan kapıyı çalar, ay pardon canım “insan”mış o…
Can:Ayçin(sinirlice)Ayçincim(sakinleşerek)ablacım benim, ya işte insan centilmen olunca karılara da kızamıyor.
A:Ay centilmene bak “karı”ymış çok centilmen ama…
Can:Neyse ben yardıma gelmiştim(Sevil’e doğru)İngilizcem perfect’tir de…
A:Hı hı, he can’t speak English ama umut fakirin ekmeği ne yaparsın.
Kızlar gülmeye başlarlar.
Can:Ne dedin sen orda Ayçin küfür falan ettiysen var ya aynısı sana iade olsun…
S:İngilizce konuşamadığını söyledi.
Can:Şey canım ben anladım da sizi sınıyordum.
A:Hı hı kesin öyledir, hadi dışarı çık sen biz ders çalışıcaz hadi…
Can:Ben kalsaydım ya…
A:Pis Abaza yürüüü…
Can:Ayçin!
A:Anne!
Nr:CAN!
Can:İyi dersler, der ve çıkar.
---
Ekrem evde, odasındadır, elinde telefonu…
E:Arasam mı aramasam mı, kız öptü kaçtı demesin aramazsam, arayayım, arayınca ne diycem?
Ekrem iyice dalmıştır bunları düşünürken…
O sırada Nisa Nur içeri girer ama Ekrem fark etmez.
Nn:Boğulursun.
E:Ay kopmamı ödürdün abla…
Nn:O ne be!
E:Ödümü kopardın işte boğulursun ne be asıl!
Nn:Çok dalmışsında ondan dedim.
E:Ha ha ha çok komik…
Nn:Neyi düşünüyordun…
E:Hayatın anlamını, insan ne ile yaşar, insan nasıl olunur, insan ilişkileri ve çeşitli felsefi konular falan filan…
Nn:Ekrem saçmalama da anlat.
E:Eee şey, eee senden mi saklıycam be otur da anlatıyım.
Nisa Nur oturur.
E:Öptüm.
Nn:Kimi öptün be?
E:Dedemin elini öptüm töbe yarabbi Sevil’i öptüm…
Nn:Ne!
E:Kız sessiz ol annem duyacak.
Nn:O kaçıncı uykusunu uyuyordur Allah bilir eee o ne dedi.
E:Bişey demedi, öyle koştu gitti.
Nn:Hı, düşünmesi lazım tabi kız tarafı naz yapar.
E:Ünlü düşünürden ciddi açıklamalar…
Nn:Cıvkılama hemen…
E:Türkçeye yeni bir kelime kattın abla, cıvkılama ne be!
Nn:Cıvıklaşma yani, neyse ben daha yemek yapıcam…
E:Yap benim tontik ablam, genç (!), akıllı, güz- gü-gülek ablam…
---
Ayçin’le Cenker mesajlaşıyordur.
C:Ne yapıyorsunuz? A:Sevil’le oturuyoruz işte… C:O hayvan rahatsız etti mi sizi, aradı mı? A:Şey, aslında aradı yarın beni konuşmaya çağırdı. C:Ne! Gitmeyeceksin dimi? A:Aslında gitmemen onu daha çok çıldırtır, gidicem… C:Yalnız gitmeyeceksin dimi, Sevil’de seninle gelecek… A:Cem Sevil’i konuşmak için çağırmış, yalnız gideceğim… C:Hayır bende senle geliyorum. A:Yalnız gitmem daha iyi olur Cenker… C:Peki Ayçin!
O sırada Naile telefonu Cenker’in elinden alır.
Nl:Yine mi bu Nurçin!
C:Anne ne yapıyorsun?
Nl:Bak geçen sefer de yakaladım kim bu Gülçin?
C:Anne onun adı Ayçin…
Nl:Ay etrafımız Ayçinler, Nurçinler sardı Gülçinler sardı, Burçinler sardı, ama benim oğluşum böyle değildi ah…
C:Anne bir sakin ol ya!
Nl:Bir daha o kızın adı geçmeyecek bu evde…
C:Ayçin’in mi?
Nl:Sus söyleme bakıyım, bir daha o kızla görüşmeyeceksin,o kızın gözlerini oyarım,saçlarını yolarım,tırnaklarını kerpetenle çekerim, çekmez miyim?
C:Çekersin annecim…
Nl:Yolmaz mıyım?
C:Yolarsın annecim…
Nl:Parça pinçik etmez miyim?
C:Edersin annecim…
Nl:Bir daha görüşecek misin?
C:Görüşeceğim ay görüşmeyeceğim annecim…
Nl:Hah şöyle…
Naile Cenker’in odasından çıkar.
Cenker Ekrem’i arar.
E:Alo Sevil! C:(Cenker sesini incelterek)Efendim aşkım… E:Sevil sen misin? C:Ben Angelina, Brad’i aramıştım… E:Hı? C:Yedi sazan… E:Oğlum Cenko sen misin? C:Salak hala anlayamadın mı? E:Oğlum niye duygularımla oynuyorsun ya, ben kaç saattir aramasını bekliyorum kızın… C:Çüş ayı, bir de kız mı arayacaktı? E:Ben mi arıyım, o zaman kapat telefonu da arıyım? C:Sus da dinle, yarın Anıl Ayçin’i, Cem’de Sevil’i konuşmak için sahile çağırmış. E:Ne, oğlum koycem o Cem’e o olcak yani, nerde buluşacaklar yer,zaman? C:Ayçin söylemedi, ne yapıcaz? E:Müfettiş Gadget zilleri çalıyor… C:Oğlum ne diyorsun iyice geriledi olmayan zekan… E:Takip edicez, sen biliyor musun Ayçin’lerin evini… C:Hı,hı… E:Nerden biliyorsun lan… C:Ayçin’i bırakmıştım evine de ondan… E:Tamam, yarın kızlar evden çıkmadan orda olucaz sonra takip edicez. C:Kim kimi takip edecek. E:Sen Almanya Cumhurbaşkanını bende Obama’yı takip edicem, ne diyorsun oğlum sen Çinçin’i bende S-Sevil’i takip edicem… C:Tamam adresi mesaj atarım. E:Hadi kapa, kolum kadar fatura gelcek. C:Beynin kadar gelse daha şanslıydık. E:Sen ne diyorsun oğlum? C:Beynin küçük ya onu diyorum, hadi by…
E:By’mış Kuskus!
---
Sabah-Ayçinler
Kahvaltı
A:Anne, babam nerde?
Nr:O erkenden çıktı.
Ayçin o sırada hızlıca tıkınıyordur.
Nr:Yavaş kızım…
A:Geç kalıyoruz anne…
Can:Medeniyet özürlü azıcık bana bak nazik ol ya, ıyyy elleriyle yiyo…
A:Çatalla bıçağı sana saplamak için saklıyorum.
S:Ayçin çıksak iyi olacak…
Can:Biraz daha kalsaydınız canım…
S:Çıkmamız lazım ufaklık…
Can:hı?
Ayçin’le Sevil evden çıkarlar.
Cenker ve Ekrem’se ağacın arkasına saklanmış, onları bekliyorlardır.
E:Bu Sevil iyi ki eski stiline döndü ha, elbise falan giydiği zaman erkekler yiyecek gibi bakıyordu hiç gelemem bu işlere arkadaş, Çinçin’e bak yarım metre kumaşla çıkmış, oğlum kız senin başını belaya sokar ha, Fatmagül’ün suçu ne olur sonra…
C:Oğlum sussana, susta yürü…
E:İyi be…
Kovalamaca başlar.
E:Biraz daha yaklaş, ne konuştuklarını duyalım…
C:O zaman görürler ki bizi…
E:(ağzını yamultarak) O zaman görürler ki bizi, oğlum yürü bakalım kızlar ne konuşuyor…
Biraz daha yaklaşırlar.
E:Eee konuşmuyorlar...
C:Senin gibi geveze değiller tabi…
E:Oğlum bir sus ya…
C:Ben mi susayım?
E:Yok Arap şükrü…
C:Konuşan sensin asıl sen sus!
E:Merak etme kızlar ikimizin yerine de susuyor, bu ne ya “kuzuların sessizliği” mi?
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Nerden
Kişisel İleti
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: Her Zaman Yan Yanayız 51.Bölüm 117.Sayfa 
) yeni bölüm ne zaman ??
ühü ühüüü
