the meadow demiş ki:

haftaya mı??bugün yazz.lütfennn!

ne yazık ki olmaz, pek vaktim yok, zaten yazılılarım bitmedi. çarşamba günü müsadem var, o zaman olur.
gönderdiğin resim de süper ama hee

te meadow'un basettiği yer güzel orası olabilir aslında

http://www.agvarehberi.com/photos/hotels/8/main/image01.jpg

burası nasıl ?

sinem demir demiş ki:

http://www.agvarehberi.com/photos/hotels/8/main/image01.jpg

burası nasıl ?

görür görmez verdiğim ilk tepki; MÜKEMMEL! MÜKEMMEL!
şahane bir yer ya, süper valla..
burası olur bak, çok sağol ablamm ;)

sn genelde uzun yazıosunn,şimdi küçücük bi paragraf yazsan bile yeter bize.en fazla 20 dk'nı alır.ne dersinn?kısa yazarsın??

ha,bide böle bi restaurant vardı bildiğim küçük bi dere vardı derenin içnde de masalar vardı,derenin içnde yemek yiyodun.etrafta küçük küçük şelaleler akıyodu.ağaçlık biyerdi.

the meadow demiş ki:

sn genelde uzun yazıosunn,şimdi küçücük bi paragraf yazsan bile yeter bize.en fazla 20 dk'nı alır.ne dersinn?kısa yazarsın??

amma da ısrarcısınız haa
valla kafamda kurgusunu falan da yapmadım zatenn, biraz bekleticem sizi
I'm sorry!
güzelim kısa senaryoya anlam veremiyorum ki, illa uzun olcak, yani en azından benim senaryom böyledir.
Hem kısacık bir bölüme nasıl final yapabilirim ki, bölüm sonu yani?

önemlideğil cnm çarşamba yazarsın biz bekleriz.

cnm süper olmuş ellerine sağlık..
bencede filmdeki tarzda bi yere götürsün güneşin batışını izlesinler... yada sahile götürsün akşam ayı seyretsinler...
devamını merakla bekliyorum:)

Spr olmuş cnm yb ne zmn ?

çok süper yazmışsın harika devam et

bekliycez artıkk

dizide götürdüğü yere götürsün

BÖLÜM-16
[The meadow, sinem demir, ve sevcan arkadaşlarıma zahmet edip resim gönderdikleri için çok teşekkürler
Ama yoğun istek üzerine, daha çok tercih edilmesi sebebiyle dizideki yeri seçtim. ;)]
Ben: Ama burası çok güzel!!!
Ekrem: E güzel olacak tabi! Seni öyle vasat bir yere götürmezdim herhalde.
Ben: Ya ben bayıldım buraya!
Deniz vardı, güzel ve iç açıcı bir manzaraydı. Şık koltuklar, masalar, sandalyeler... Gülüp eğlenen insanlar... Biz de onların arasına karışacaktık birazdan. Mutlu olacaktık, uzun zamandır ilk kez.
Ben: Biraz pahalı değil miydi?
Ekrem: Değmez mi?
Ben: Değer mi?
Kolunu omzuma atıp yürümeye başladı, beni de peşinden sürüyerek.
Ekrem: Senin için değer...
Oturduk, gözlerinin içine baktım.
Ekrem: Seni böyle gülerken görmek için değer...
Ben: Uzun zamandır ilk kez gülüyo gözlerim.
Ekrem: Mutlusun değil mi?
Ben: Mutsuz gibi mi görünüyorum?
Ekrem: Harika görünüyosun.
Ben: Yağcı!
Ekrem: Ciddiyim ben...
Gözlerine baktım, sonra denize, sonra yine gözlerine... Aynı renk, aynı ışıltı, aynı güzellik.
Ekrem: Ne içelim?
Ben: Limonata nasıl?
Ekrem: İstersen yemek de yiyebilirdik ama acıkmamışsındır diye düşündüm.
Ben: Tokum. Bir şeyler içelim.
Ekrem: Evet. Nasılsa akşama kadar burdayız. Doya doya vakit geçirebiliriz, akşam da yemek yeriz.
Ben: Akşama kadar burda mıyız?
Ekrem: Evet. Güneşin batışını izlemeden gitmek olur mu?
Ben: Oo, sen ne zaman ne yapacağını iyi biliyosun. Doğru söyle, daha önce kaç kızla geldin buraya?
Ekrem: Ben çapkın mıyım?
Ben: Değil misin?
Ekrem: Tabi ki değilim!
Ben: Madem çapkın değilsin; şu anda, şöyle güzel bir ortamda, fıstık gibi bir kızla baş başa ne yapıyosun? Hem de parmağında yüzükle?
Ekrem: Fıstık gibi bir kız, öyle mi?
Ben: Sen dedin fıstık diye.
Ekrem: Doğru demişim. Ayrıca ben buraya kendi ayaklarımla gelmedim.
Ben: Yaa, evet. Ben zorla getirdim seni buraya!
Ekrem: Ben kalbimin getirdiği yere geldim.
Ben: Yaa? Aşk diyosun?
Ekrem: Öyle diyorum. Sedefe aşık mıyım? Onu niye getireyim ki buraya?
Ben: Aşık değilsin ama evlisin.
Ekrem: Evliyim ama aşık değilim!
Ben: Sen görmeyeli bayağı hazırcevap olmuşsun. Nerdeyse benimle başa çıkacaksın!
Ekrem: Seninle baş edilir mi?
Ben: Edilmez!
Ekrem: Yani...
Güldük. İçeceklerimizi nihayet isteyebildik.
Ekrem: Nasıl çıktın evden?
Ben: Ayçinle gezicekmişiz sözde.
Ekrem: O nereye gitti?
Ben: O şeye...
Ekrem: Neye?
Ben: Iıı...
Ekrem: Dur tahmin edeyim, kesin o günkü çocuk...
Ben: Hangi gün?
Ekrem: Kolye...
Anlamıştım.
Ben: Cenkeri diyosun. Evet, sinemaya gittiler.
Ekrem: Noluyoruz ya? Ne sineması?!
Ben: Ya sana ne Ekrem! Bırak kızı, istediği gibi gezsin tozsun!
Ekrem: Maşallah, kuzenimiz elin oğullarıyla gezip eğleniyo, bizim elimiz armut topluyo.
Ben: Ya sen niye sahiplendin bir anda Ayçini? Hem Cenker iyi çocuktur. Ondan zarar gelmez.
Ekrem: Haa... Kesin öyledir. Fazla güveniyosunuz kızım erkeklere!
Ben: Tamam, sana da güvenmeyeyim o zaman!
Ekrem: Bana güven tabi ya... Bana güven! Yani sen Cenkere bile güveniyosan, bana güvenmen lazım!
Ben: Tamam tamam, sakin ol. Güvenmiyorum demedim.
Ekrem: Sen bugün yurda mı gidiyosun?
Ben: Evet, bu gece.
Ekrem: Bir daha ne zaman gelirsin? Cuma mı?
Ben: Belli olmaz. Ama seninle görüşebiliriz.
Ekrem: Okula gelirim, ha?
Ben: Sakın! Deli misin sen, Tolga falan olursa napıcaz? Zaten huylandı biraz.
Ekrem: Huylandı mı?
Ben: Hıı, o gün geldiğinde bir şeyler sezdi ama ne düşündü bilemem.
Ekrem: Nasıl ya? Bir anlatsana sen şunu.
Ben: Ya sen gelince biz böyle donup kaldık ya, bakıştık falan. O da biraz tuhaflaştı ama nolduğunu tam anlayamadım.
Ekrem: Nasıl tuhaflaştı?
Ben: Ekrem neden geldi diye sordu. Ekremle Sedefin arası nasıl diye sordu.
Ekrem: Ona neymiş?!
Ben: İşte merak etti, yani sözlüsü ve sözlüsünün evli kuzeni... Eminim düşünmesi bile korkunçtur onun için!
Ekrem: Gerçekler acıdır aşkım! Gerçekler korkunçtur! Gerçekler felakettir!
Ben: Aynen öyle. Bizim yaşadığımız onca felaketten sonra...
Ekrem yarım bir gülüşle bana baktı.
Ben: Niye gülüyosun? Komik bişey mi var?
Ekrem: Ben seni ondan kıskanıyorum, o seni benden... Kazanan benim, ama onun haberi yok. O tam tersi, kazanan kendisi sanıyo. Sence komik bir şey yok mu?
Ben: Bence trajikomik bir şey var. Hem o beni senden kıskanmaz. O kadarını düşünmemiştir.
Ekrem: Düşünmüştür. Ben beklerim.
Ben: Yok canım, Tolga öyle birisi değil. En fazla aklının ucundan geçmiştir ama bunu olay yapmaz.
Ekrem: Ne güzel tanımışsın Tolgayı!
Ben: Ekrem, kıskanılacak bir şey yok. Sen farkındaysan, Tolgayı kıskanmaya, onu kötülemeye yer arıyosun.
Ekrem: Sen de onu yere göğe sığdıramıyosun ama!
Ben: Saçmalama! Sadece onun bu olanları haketmediğini söylemeye çalışıyorum. O beni gerçekten seviyo Ekrem!
Ekrem: Ben şakacıktan mı seviyorum Sevil?
Ben: Niye konuyu döndürüp dolaştırıp kendine getiriyosun? Gören sanır ki, ben seni sevmiyorum, Tolgayı sana övüyorum! Biliyosun seni sevdiğimi, niye kasıntı yapıyosun?
Ekrem: O zaman şöyle düşün; Sedef de aldatılan kişi, o da mağdur! O hakeder mi bu olanları?
Ben: Kimse haketmez ama Sedef hakeder tamam mı? Sedef Tolga gibi değil. O ikiyüzlü, o yalancı, tam bir oyuncu, seni kandırdı; belki de sarhoş edip seni yatağa atmak gibi bir amacı vardı, ne dersin? Hamile kalmayı kendisi istemişti, seni elinde tutabilmek için, avuçları arasına alabilmek için. Üstelik kıskanç; ne beni, ne de Ayçini çekemiyo. Senin karın normal değil! Ama sen kalkmış onun bunları haketmediğini anlatıyosun bana! Daha düne kadar Sedeften nefret eden sen değil miydin? Tolgaya olan öfken, kıskançlığın gözünü öyle bürümüş ki, kendi karını onun yanında melek sayıyosun!
Başımı çevirdim, denize diktim gözlerimi. Biraz olsun rahatlatırdı deniz beni. Ekrem sustu, öylece kaldı. Kımıldamadı bile. Sonra bir anda kalkıp benim yanıma oturdu. Kolunu omzuma doladı. Öbür elini yüzümde hissettim, saçlarımı okşamaya başladı.
Ekrem: Sevil... Sevil'im... Kızma bana, bak nolur. Sevil katlanamıyorum ben Tolgaya! Onunla evleneceğini düşündükçe deli oluyorum. Aklımı oynatıcam yakında. Bak lütfen bizi düşün Sevil. Evlenme, lütfen. Bunu bizim için yap, yalvarırım sana.
Ben: Benden bunu isteme Ekrem! Nolur isteme!
Ekrem: Artık başkalarını düşünmek istemiyorum Sevil! Artık kendimizi de düşünmenin sırası gelmedi mi? Başkalarını üzmemek için kendi mutluluğumuzdan taviz vermeyi daha ne kadar sürdürücez?
Ben: Biliyorum Ekrem, biz de mutlu olmalıyız. Ama eğer ben Tolgadan ayrılırsam da hiçbir şey yoluna girmeyecek.
Ekrem: Bir yerden başlamamız gerekmez mi?
Ben: O zaman neden Tolgadan başlıyoruz? Neden ilk kurban Tolga? Sen neden Sedeften ayrılmayı düşünmüyosun?
Ekrem: Annemlerden çekindiğim için.
Ben: Hala mı?! Hala teyzemlerden mi çekiniyosun? Teyzemleri benden soğuttun, onları ne olarak görüyosun, korkunç cadılar mı? Neden bu kadar çekinik bir adamsın? Neden hiç cesur olamıyosun? Bana yaptığın cesaret gösterileri artık umurumda bile değil, çünkü onların sadece gösteriş olduğunu görüyorum! Sen korkağın tekisin!
Kalktım, ardıma bakmadan yürümeye başladım. O da kalkıp peşimden gelmeye başladı, adımlarımı sıklaştırdım.
Neden cesur olamıyordu? Ailesinin karşısına geçip konuşmaya cesareti yoktu, gücü yoktu.
Eminim Tolga ondan cesurdu, bakışlarından anlamak yeterliydi.
Farkından olmadan Tolgayla Ekremi kıyaslamaya başlamıştım. Olacağı buydu işte.
Ekrem: Sevil! Bekle, Sevil!
Ben: Kes sesini Ekrem! Sen Tolga kadar bile değilsin ya!
Ekrem: Tolga?
Ben: Evet, Tolga! O bana aşık, benim için silip geçebilir. Sen neden yapmıyosun? Sen neden zayıfsın bu kadar?
Ekrem: Sen seçmişsin ya, Tolga aşağı Tolga yukarı! Sen seçimini yapmışsın!
Ben: Benim seçimim sendin Ekrem! Ama gecikiyosun, her şeye geç kalıyosun. Aklının başına gelmesi öyle uzun zaman alıyo ki, bunu başarana kadar olan oluyo zaten. Hepimiz dönüşü olmayan yollara sapıyoruz. Sen de erken davranabilsen, sen de cesaretini toplayabilsen...
Ekrem: Sorun cesaret değil tamam mı? Cesaretin en büyüğü bende. İstersen şimdi tutarım elinden, seni alır uzaklara götürürüm. Kimsenin bizi bulamayacağı yerlere. Ama ailemi arkamda bırakamam. Bu yüzden gitmiyorum. Haa, neden ailemi ortaya sürüyorum dersen, şunu da bil, bu kadar kolay değil. Şimdi çekip gitmek kolay. Ama eğer boşanmak istiyosam, ayrılmak istiyosam herkese hesap vermem gerekir.
Haklıydı. Diyecek sözüm yoktu artık. Ben ne diyeceğimi düşünürken pat diye soruverdi:
Ekrem: Şimdi sen seç; ya tutarsın elimden, alırız başımızı gideriz. Ya da böyle aşka sürgün yaşarız. Hangisi?
[Yorumlar?]

Yeni bölümü ne zaman yazarım bilmiyorum. Bu haftasonu olabileceğini sanmıyorum. Bayram tatilinde 1000 soru çözmem gerek, o zaman da yazamam, sonraya kaldı artık.

süper cnm dewam ett

süper ötesi canım lütfen dewam bu arada 1000 soru allah kolaylık wersin yeni bölümü en kısa zamanda bekliyoruz

spr cnm dwm