harika olmuş..

süper olmuş yine güzellik yeni bölümü merakla bekliyorum çünkü bu bölüm Çok Tatlıydı

nasıl yazıyosun ya hayran kaldım resmen mükemmel olmuş devam lütfen

dvm

anammm ben bu senaryoyu nasıl kaçırdım süper yazıyorsun dmeme gerek yok herhalde bin kere aynı şeyi söylüyorum çünkü snaa sende anlamışsındır neyse ellerine sağlık yb bekliyorum:)

(yeni okuyucu) ttlım tanıtımın ve bölülerin harika olmuş yb merakla bekliyorum
bundan sonra sıkı takipçinim

fragman meraklandırdı beni
yb'yi bekliyorum (:

beni de çok meraklandırdı devamı ne zmn?

bekliyorummm(zzzz)

İYİ OKUMALAR , BOL BOL BOL BOL YORUMLAR :D




4.Bölüm…
PRENSES JULİET

Sabah gözlerimi açtığım gibi sahile gittim.
Herhalde ömrüm sahilde geçicek…
saat baya erkendi.
Hem koşu yapıyor hem de Romeo’yu arıyordum.
Sağ tarafıma doğru bakarken,
Sol tarafıma döndüğüm de yanımda birini gördüm.
Ee tabi bu Romeo’dan başkası değildi.

-Erken başlamışsın Juliet.
T: Ee biraz öyle oldu.
-Ya gerçi sen niye koşuyorsun ki ?
T: O ne demek ?
-Yani çok zayıfsın neden koşuyorsun!
T: Şimdi bu iltifat mıydı ?
-Yani…
T: İyi…
-Peki Juliet romeo’nu buldun mu ?
T: Henüz değil…
- Hmm…
Belki bulmuşsundur ama farkında değilsindir.
T: Hiç sanmıyorum.
-Hadi be Juliet, etrafına hiç bakmıyor musun ?
T: Önüme bakıyorum ya yetmez mi ?
-Yetmez!
T: Niyeymiş o ?
- Ya Juliet sen daha burnunun dibini göremiyorsun. Bir de önüne bakıyorsun.
T: Valla seni hiç anlamadım. Juliet’sizlik başına vurdu sanırım.
-Hem de nasıl vurdu. Gel bir cafede bir şeyler içelim de geçsin.
T: Geçicekse içelim.
-Geçer geçer.

Beraber bir cafeye gittik.
İkimiz de kahve aldık.
Yavaş yavaş içiyor ve denizi seyrediyorduk.
Birden konuşmaya başladı;

-Juliet. Senin adın neden Juliet ?
T: Sen koyduğun için olmasın!
- Hmm… Ee öyle olsun.

Bir süre sustuk.
Sonra tekrar başladı.

-Ya Juliet ?
T: Efendim ?
- Sen hala daha mı Romeo’nu bulamadın.
T: Bulamadım. Bulamicam da.
-Neden ?
T: Çünkü o çoktan evlendi gitti…
-Ee olsun. Belki başka bir Romeo bulursun kendine.
T: Başka Romeo ?
-Evet başka bir Romeo. Bence bulucaksın.
T: Şansım yoktur benim. Bulamicam.
-Bulucaksın.
T: Hayır bulamicam…
-Var mısın iddiaya ?
T: Varım.
-Tamam o zaman. Yarın akşam saat 20.00’da … yerde beni bekle…

Diyerek kalktı ve gitti.
Bu sefer giden o, seyreden de ben olmuştum…


***

Çok heyecanlıydım…
Bu akşam Juliet’ime kavuşacaktım.
Hemen eve gittim.
Dolabımın karşısına geçtim.
En şık takımımı seçip hazırlanmaya başladım…

***

Gerçekten de şaşkındım.
Daha ismini bile bilmediğim bir kişi için hazırlanıyordum.
Bana kalsa fazla süslenmezdim.
Ama Melike bir çırpıda halletti her şeyi.
Siyah dar diz üstü bir elbise.
Üzerine kot ceket.
Altına da siyah bir babet.
Hmm. Güzel, ne çok abartılı ne de çok sade…


***

Hazırlandıktan sonra buluşacağımız yere gittim.
Özel bir lokantanın kapısının önünde buluşacak sonrada içeride yemek yiyecektik.
Bir süre sonra bir taksi geldi.
İçinden ise Prenses Juliet çıktı.
O nasıl oluyorsa artık Neyse.
Çok güzel görünüyordu gözlerimi alamamıştım ondan.

Ü: Ço-çok güzelsin.
-Teşekkür ederim.
Ü: Hadi gel içeriye girelim.

O önden ben arkadan içeriye girdik.
Masamıza oturduk.
Siparişlerimizi verdik.
Yemeklerimiz geldiğin de onları da yedik.
Daha sonra ayağı kalktım ve Juliet’in yanına gittim.
Elimi uzatarak;

Ü: …

çok güzel

anaaaaaaaaaaaaaaaaaa

çok güzel olmuş.

en heyecanlı yerinde kaldı ya
çok güzel olmuş

aman allahım inanamıyorum ne harika bir bölüm olmuş bu böyle ellerine sağlık canım benim

Ellerine saglik cnm çok zl olmuş :D

müthiş olmuş devam (:

çok güzel yb bekliyorum!

evet ya heyencanlandırdın bu arada bölüm süper olmuş devam cnm