kızın adı yetenek valla ya muhteşem olmuş bugün başladım okumaya aralıksız okudum yemin olsun ya

oyy oyy kıyamam ben ekrem e yaa :D

sper ötesi olmus cnm yeni bölm ne zmn ??

yhaa cokk komık bıı bolumm olmuşş cnm su hapşuu muhabbetıne bayıldımmm eee devamı ne zaman pekı tatlımmm????

Ekrem: Cenko... Kapattı.
Sevil: Nolmuş?
Ekrem: Kaybolmuşlar.
Sevil: Nee?
Ekrem: Evet, ormana gitmişler.
Sevil: Ormanda ne işleri varmış?
Ekrem: Bilmiyorum ama bizim bunları kurtarmamız lazım...
Sevil: Hapşu! (Burnunu sildi.) Orası biraz zor canım... Baksana, odadan çıkıcak halimiz yok.
Ekrem: Sen anca kendini düşün, anca! Arkadaşlarımız orda kurda kuşa yem olsa sen kendi iyileşmene bakıcaksın. Hahahahappşuuuuuu!!!
Sevil: Allah sana şifa versin diyicem ama sen iyileşmeyi pek önemsemiyosun anladığım kadarıyla... E git o zaman hasta hasta... Git sen de kaybol, sonra ben geliyim peşinizden, ben de kaybolıyım, Macera Avcıları Ormanda filmini çekmiş oluruz!
Ekrem: Ya ben bu halde ormana kadar nasıl gidiyim ya? Dur ben şu salağı bi kez daha arıyım, kesin kaybolmamışlardır, yolu şaşırmışlardır.
Sevil: E aynı şey işte, nerden geliceklerini bilmiyolarsa, hatta nerde olduklarından haberleri yoksa kaybolmuşlar demektir...
Ekrem: Her şeyi de bil! Her şeye de yorum yap! E iyi madem, arayalım otelin güvenliğini, gidip bulsunlar.
Sevil: Sen hasta olunca aklın daha iyi çalışıyomuş haa...
Ekrem: Yapma ya... Gıcık! (Aradı.) Güvenlikle mi görüşüyorum?
Sevil: Yok, güvenliğin annesi bu, güvenlik evde yok! Salak mısın sen, öyle mi denir?
Ekrem: Ya sus! Evet, orası güvenlik dimi? Bizim bu otelde iki arkadaşımız kayboldu. Evet, ormana gitmişler, kaybolmuşlar. İleri zekalı işte bunlar, gittikleri yolu bilmiyolar, böyleler hep şaşkınlar işte...
Sevil: Ekreem! Adamlara hayat hikayeni mi anlatıyosun, kısa kessene!
Ekrem: Pardon... Evet, biz arıyacaktık da hastayız şimdi... Çıkamıyoruz. Hem siz dururken biz mi arıycaz? Yan gelip yatıyosunuz orda sabahtan akşama kadar...
Sevil: Ekrem Allah aşkına aptal aptal konuşma insanlarla!
Ekrem: Tamam be! İsimlerini veriyorum; Cenker, Ayçin... Evet... Tamam bekliyoruz. (Kapattı.) Adamlarla konuşuyorum, çenen hiç susmuyo! Vırvırvırvırıvır.....
Sevil: Yok ya... Ben şimdi hasta olmasam sana vırvırı gösterirdim.
Ekrem: Öff, burnum da akıyo zaten...
******
Ayçin: Ayy, Cenkeeer... Hava karardı, ben iyice korkmaya başladım.
Cenker: Ayçin saat daha yedi... Bi saat daha var havanın kararmasına... O zamana kadar Ekremler akıl edip bizi aramaya çıkarlar heralde...
Ayçin: Onlar hasta ama nasıl çıkıcaklar ki?! Off, ben iyice endişelenmeye başladım. Şimdi karşımıza ayı falan çıksa, biz kaçalım derken koşsak falan saçım başım dağılıcak, daha sabah fönledim.
Cenker: Bakalım ayı çıksa kaçabilicek misin Ayçin?
Ayçin: Ayy, ayı çıkmaz dimiii?
Cenker: Ne biliyim Ayçin, ilk kez bu ormana geliyorum.
Ayçin: Ya geceyi burda geçirmek zorunda kalırsak?
Cenker: Ya heralde buuruz yolumuzu... Ama olmazsa da hava sıcak nasılsa, uyuruz bi köşede...
Ayçin: Ya sen ne diyosun Cenker? Ben cilt bakım kremlerimi aldım mı, tırnak törpü mü aldım mı, nemlendirici mi aldım mı? Felaket olurr!
Cenker: Ya evet Ayçin, felaket olur! Dünya başımıza yıkılır, ölürüz. Şurda bi ayı falan çıksa seni cilt bakım kremlerin koruycak zaten!
Ayçin: Ayy, Cenkeer, sen beni korursun dimii?
Cenker: Been?
Ayçin: Yok, Çizmeli Kedi! Sen tabi Cenker!
Cenker: Korurum heralde... Yani ben de korkmazsam korurum!
Ayçin: Ben yoruldum, dinlenelim.
Oturdular.
Ayçin: Şu ayaklarımın haline bak, yürüye yürüye nasıl da şiştiler! Yarın plaja gidicektik amaa! Ben bu ayaklarla nasıl inerim plaja?
Cenker: Eğer biz otele gidebilirsek plaja da gideriz Ayçin!
Ayçin: Kimse yok mu, huu! Sesimizi duyan yok muu?
Cenker: Yok Ayçin, bu kuytu yerde biri olsa o da mutlaka ses verirdi. Demek ki kimse yok.
Ayçin: Ya Cenker, hani böyle taşları birbirine vurarak ateş yakıyolar ya, sen onu biliyo musun?
Cenker: (Alaylı) Biliyorum Ayçin, ben böyle hep kaybolurum ormanlarda! Tecrübe oldu bana...
Ayçin: Gerçekten biliyo musun?
Cenker: Ayçin saçmalama, nerden bilicem? Hem ormanda ateş yakmayı düşünmüyodun heralde, her yer ağaç...
Ayçin: E daha iyi ya, bol bol yakacağımız olmuş olur.
Cenker: Saçmalama Ayçin, orman yangınlarına sebebiyet vermekten içeri gireriz.
Ayçin: Ayy, olamaz! O zaman ben içerde nasıl yaşarım?! İçerden bi çıkarım ki göz altlarım kırış kırış... Ayy, düşünmesi bile korkunç! Hem ben içerdeyken ojem asetonum bitse bana kim alır bunları?
Cenker: Ayçin, sen konuşmaktan yorulmadın mı?
Ayçin: Konuşmadan zaman mı geçiyo Cenker?
Cenker: Bence bi deneyelim, hatta enerjimizi ayaklarımıza verelim, yürüyelim.
Ayçin: Ben bu ayak tırnaklarımı törpülemek için kaç saat harcamıştım sen biliyo musun Cenker?! Mahvolucak ayaklarım!
Cenker: Ormanda kaybolmuş olduğu halde ayakları için üzülen ilk kişi sensin bu dünyada Ayçin...
Yürümeye devam ettiler.
******
Ekrem: Bulamadılar mı acaba?
Sevil: Hapşu! Bilmem...
Ekrem: Biz bu hastalığın dozunu iyice artırdık ya, napıcaz?
Sevil:Bilmiyorum ki... Hava da iyice karardı, Cenkerler hala yok.
Ekrem: Şimdi Ayçin başlamıştır ağlamaya korkuyorum diye...
Sevil: Ojeleri falan da hep burda kaldı, zavallım şimdi yastadır. :D
Bir süre sustular.
Ekrem: Ateşim var mı?
Sevil elini Ekremin başına koydu.
Sevil: Biraz...
Ekrem dudaklarını Sevilin alnına koydu. Sevil onu itti.
Sevil: Napıyosun be!
Ekrem: Ateşin var mı diye bakıyorum.
Sevil: Sana ne, benim ateşim varsa vardır, yoksa yoktur! Hem madem bakıcaksın, niye elinle bakmıyosun? Haa, tabi... Fırsatçı Ekrem beyimiz her olaydan kendine bi çıkar sağlıyo.
Ekrem: Ateşin var hala...
Sevil: Bak beni dinliyo mu?!
Ekrem: Ya kızım sen de ne sert bişey çıktın ya? Bi türlü kıramadın kabuğunu ya...
Sevil: Senin kırdığın cevizlere bakılırsa, ben kabuğumu hiç kırmasam daha iyi olur!
Ekrem: Sen de fırsatçısın! Bana laf sokmak için fırsat kolluyosun.
Sevil: Kapa çeneni Ekrem ya, zaten boğazlarım ağrıyo, konuşturma beni...
Ekrem: (Şımarık hareketlerle) Ay kıyamam ben sana...
Sevil: Ekreeem!
Ekrem: Tamam be!
******
Ayçin: Hava karardı, yolu bulamadık.
Cenker: Pusulan var mı?
Ayçin: Ben yanımda pusula taşıyorum zaten! Deli misin oğlum sen, pusula bende ne gezer?
Cenker: Kutup yıldızına baksak aslında...
Ayçin: Ne işe yarıycak ki kutup yıldızı?
Cenker: Yönümüzü bulmamızı sağlıycak.
Ayçin: Nasıl yani? Kutup yıldızına adres sorunca söylüyo mu?
Cenker: (Alaylı) Evet Ayçin, adresi söylüyo. Hatta krokisini de veriyo! Kutup yıldızı kuzeyi gösterir Ayçin, hiç mi duymadın?
Ayçin: Duydum duydum da, biz otel doğuda mı batıda mı nerden bilicez?
Cenker: Of Ayçin şansımızı deniyelim.
Ayçin: Üf, işi şansa bırakırsak!..
Bir süre yürüdüler.
Cenker: Bak, şurdan sesler geliyo.
Ayçin: Aa, evet! Koş!
Koşup geldiler. Gerçekten de ormandan çıkmışlardı.
Ama malesef çıktıkları yer otele ters yöndeydi.
Yani hala nerde olduklarını bilmiyorlardı!

Süper olmuş Cenkerle Ayçin replikleri ayrı bi komik :D Devamm..

harika olmuş devammm

süper bir bölüm olmuş cnm dewam

mükemmel devamı ne zaman??

spr cnm dewam

süpermiş dvm

Şimdi gördm yeni bölümü harika yazmşsn :D
Yeni bölüm ne zaman ?

vahh canlarımm kaybolmuşlar

süper ya dewam

cok guzelyaa devammm

ayyy gül gül çatlizam vallahada çatlizam :Dçatlak kız yine döktürmüşün.yalnız bu arada Ayçine çok yazık oldu kız ojesinden mahrum kaldı.

devam devam çok güzel olmuş..:D:D

devamı ne zman??

çok güzel hatta muhteşem dewam et

yeni okucu geldiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
çok güzel yazmışsın bravooooooooooooooooooooooooooooooooooo
yeni bölüm ne zamana acabaaaaaaaa

yb ????????