ee yb yok

3.BöLüM: oRTaK KaDeR
Kaan: Kaleyapı ile anlaşma yapıyoruz!
Türkü: Ne, Kaleyapı mı?!
Kaan: Evet, ne oldu ki?
Türkü: Kaleyapı... Ümitlerin firması...
Kaan: Hangi Ümit?
Türkü: Düğünde tanıştığım...
Kaan: Senin üzerinde farklı niyetleri olan...
Türkü: Napıcam ben?
Kaan: Bir şey yapmak zorunda mısın?
Türkü: Firmanın sahibi onlar!
Kaan: İyi de dosyada Yıldırım Kalecigil yazıyor, bence o adam yalancının teki! Ben Kaleyapı'nın sahibiyim dedi, hani? Ya gerçek adı Yıldırım da süslemek için Ümit dedi, ya da firmanın sahibi değil de uyduruyor.
Türkü: Öğreniriz!
Türkü bilgisayarının başına geçti. Kaleyapı İnşaat diye yazdı.
Türkü: Sahibi Yıldırım Kalecigil, başmimarı Melike Emiroğlu... Ee? Ümit'in adı yok.
Kaan: Yalan söylemiş besbelli!
Türkü bu sefer İnternet'e Yıldırım Kalecigil diye yazdı.
Türkü: Ay yaşlı başlı adam bu be!
Biyografisine göz attı.
Türkü: Ümit oğlunun adıymış!
Kaan: Öyle miymiş?
Türkü: Öyleymiş! Demek ki işleri oğlu yürütüyor da şirket kendine ait!
Kaan: Neyse, yalancı değilmiş en azından! Hem çapkın, hem yalancı olsaydı anlaşmayı iptal edecektim!
Türkü: Geç kalıyoruz, gidelim.
*************************************
Sekreter: Ümit Bey, misafirleriniz geldiler.
Ümit: Tamam güzelim, al içeri.
Özgün: Ümit, güzelim falan, saçmalama!
Ümit: Ne ya, ne?!
Kaan, Türkü ve bir iki kişi daha içeri girdi.
Ümit ve diğerleri ayağa kalktılar. Ümit'in başını kaldırmasıyla, Türküyle göz göze gelmesi bir oldu. Bir an şaşırdıi kalakaldı.
Kaan: Merhaba!
Elini Ümit'e uzatmış bekliyordu. Ümit'se Türkü'ye dalmıştı.
Kaan: Ümit Bey, merhaba!
Türkü öylece Ümit'e bakıyordu.
Özgün, Kaan'ın havada kalan eline sarıldı, tokalaştılar.
Özgün: Merhaba, hoş geldiniz.
Herkes birbiriyle tokalaştı, Ümit hariç.
Oturdular.
Özgün: Ümit Bey, oturun.
Ümit de nihayet kendine gelebilmişti, oturdu.
Türkü: Nasılsınız Ümit "Bey"?
Ümit: Türkü... Hanım!
Türkü: Evet, yapılacak anlaşmanın ekonomik açıdan Işıkevler Holding'e zarar vermeyeceği hususunda tüm veriler bu dosyada. Aksine, bu ortaklık sürecinde Işıkevler Holding daha büyük kar edecek.
Ümit hiçbir şey anlamıyordu, duyuyordu da, anlamıyordu. Öyle bakıyordu. Tesadüf müydü bu, kader miydi? Dün geceden beri aklının bir köşesindeki o kız, şimdi ortak firmanın muhasebecisiydi. Yani bu; ortak bir çalışma, ortak bir kader demekti. Evet, bu kaderdi. Demek ki Allah da onların bir araya gelmesini istiyordu. İster istemez gülümsedi.
Türkü: Komik bir şey mi var?
Ümit: Ha, ha? Anlayamadım?
Türkü: Güldünüz de demin.
Ümit: Ben... Tasdik etmek için gülmüştüm. Haklısınız.
Kaan: Sizin ekonomik açıdan bir talebiniz ya da söylemek istediğiniz bir şey yoksa...
Ümit: ...
Kaan: Yok mu?
Özgün: Iıı, yok! Biz de aynı şekilde bu ortaklığın holdingimiz açısından faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Kaan: Öyleyse?
Özgün: Anlaşmayı yapabiliriz.
Sözleşmeyi çıkardı. Kaan'ın önüne koydu.
Kaan sözleşme şartlarına göz atarken, Özgün Ümit'in kulağına eğildi.
Özgün: Ümit kendine gel, şimdi bitecek toplantı.
Kaan imzayı attı. Sözleşmeyi Ümit'in önüne koydu. Ümit de imzasını attı.
Artık ortaktılar. Herkes ayağa kalktı, Ümit ve Kaan tokalaştı.
Bu anlaşma onlar için bir dönüm noktasıydı.
*************************
Kaan ve Türkü şirketten çıkmaya hazırlanırken, Ümit Türkü'nün yanında belirdi.
Ümit: Konuşabilir miyiz?
Türkü: Ben söyleyeceğimi söyledim.
Ümit: Anlaşmazlığı çözmek istiyorum, tavır yapma bana.
Türkü: Anlaşmazlık çözüldü, anlaşma yapıldı. İmza bile atıldı. Her şey çok iyi gidiyor. Sorun yok.
Ümit: Var!
Türkü: Sen benim için sadece ortak firmanın sahibisin! -iz! Sahibisiniz!
Ümit: Resmiyeti kaldırmıştık!
Türkü: Samimiyetten hoşlanmam!
Ümit: Ben de resmiyetten hoşlanmam!
Kaan: Hadi Türkü, artık gidebiliriz.
Ümit: Türkü henüz konuşmamızı tamamlamadık.
Türkü: Eğer konuşulacak başka bir şey kaldıysa bunun için başka bir gün başka bir toplantıda buluşalım.
Ümit: Toplantı değil, baş başa konuşmalıyız!
Türkü: Anlasana, baş başa konuşacak bir şey yok! Senin karakterin böyle, sana kızmıyorum ki! Seninle bir derdim de yok! Bana aşık olmak zorunda değilsin! Çapkın olman da umurumda değil! Benim için bundan böyle sadece yaptığın işle anılırsın, seni asla bir arkadaş olarak anmam.
Ümit: Bu kadar kötü ne yaptım ben?
Türkü: Henüz yapmadın ama izin versem yaparsın. Hatta izin verseydim dün gece yapacaktın!
Ümit: Bu kötü bir şey miydi?
Türkü: Bunu ne cüretle soruyorsun? Tabi ki kötü bir şeydi. Sen arzularını tatmin etmek için kadınları kullanan birisin! Ve bana hala bu kötü bir şey miydi diye soruyorsun.
Ümit: Yok öyle bir şey! Ben senden hoşlanmıştım!
Türkü: Benden hoşlansaydın bu kadar acele etmezdin. Aşk sabır ister. Ama sen bunu bilmiyorsun, çünkü sen aşkın ne olduğunu bilmiyorsun. Sorun da bu ya, senin aşkla bir ilgin yok!
Ümit: Şans versen?
Türkü: Kafamı karıştırdığının farkında mısın? Buna hakkın yok!
Türkü çantasını alıp çıktı. Ümit öylece kalakaldı.
**********************************
Türkü'nün telefonu çaldı.
Türkü: Alo?
X: Merhaba, Türkü Hanım'la görüşüyorum değil mi?
T: Benim, buyrun?
X: Ben Kaleyapı Holding'den yönetim asistanı Simge... Bugün akşam yedide muhasebeciler arasında bir toplantı düzenlenmesi kararlaştırıldı. Siz de toplanıya gelirsiniz değil mi?
T: Yani bir tek ben mi? Başka muhasebeci arkadaşlar da var.
S: Hayır, sadece bir muhasebeci yeterli. O gün toplantıda sadece siz burdaydınız, bu yüzden sadece sizin gelmenizi istiyoruz.
T: Kaan Bey'in haberi var mı?
S: Yok, bu konuda onu bilgilendirirseniz iyi olur.
T: Peki tamam, akşam yedide mi dediniz? Nerde?
S: ..........
T: Tamam, iyi günler.
********************************
Türkü, kendisine verilen adrese gelmişti. Şık bir restorandı burası. Kapıdan girer girmez Ümit'i gördü, bir masada oturmuş, sabırsızlıkla onu bekliyordu.
Her şeyi anlamıştı, Ümit oyun yapıyordu, hani, nerdeydi muhasebeciler? Ümit başını çevirdiğinde göz göze geldiler. Ümit ayağa kalktı, ama Türkü yanına gitmeden direkt dışarı çıktı.
Ümit peşinden gitti.
Ümit: Bekler misin?
Türkü: Şimdi de filmlere mi özendin? Ne saçma bir şey bu! Söyleseydin, dosyaları yanıma yük etmezdim!
Ümit: Söyleseydim gelmezdin!
Türkü: Gelmezdim çünkü konuşulacak bir şey yok.
Ümit: Var! Sen beni çok yanlış tanıdın.
Türkü: Büyütmeye gerek yok. Seni tanısam da bir şey değişmez, sen ve ben olmaz.
Ümit: Neden?
Türkü: Bilmiyorum ya, olmaz işte!
Ümit: Bak, sen de bilmiyorsun! Bir denesek, bana bir şans versen... Beni bir tanısan... Ben senin sandığın gibi aklı fikri kızları yatağa atmak olan biri değilim! Ben de sevebilirim.
Türkü: ...
Ümit: Neden denemiyoruz?
Türkü: Neyi deneyeceğiz? Aşık mısın bana?
Ümit: Bilmiyorum. Galiba...
Türkü: O zaman birbirimizi tanımamız için sana bir fırsat verebilirim. Ama sevgili olacağımızı sanma, sadece arkadaş... Birbirini tanımaya çalışan iki arkadaş...
Ümit: Tamam, arkadaş! (İçinden) Şimdilik!
BöLüM SoNu

cok guzel olmus :D

harika olmuş cnm
çok beğendim
devam et lütfen...

yeni okuyucuuuuuuu
spr olmuş
yb bekliyormm

vaaay harika senaryo yeni bolum ne zamana?

çok güzel olmuş.....devam

dewwammm

yine süpersin yine süpersin yb ne zaman cnm

çok güzel olmuş devam

Çok güzel olmuş :D
Yeni bölümü bekliyormm :D

yeni okuyucu
süper..

spr yeni bölüm ne zmn?

4.BöLüM: Ne KaDaR DoSTLuK?
Ümit ve Türkü dışarıdan bakıldığında iki dost gibi görünüyordu. Türkü'nün aklında Ümit'in söyledikleri, Ümit'in aklında Türkü'yü tavlamak vardı.
O gün beraber dışarı çıktılar. Öğle yemeğini beraber yediler.
Ümit: Türkü, düşünüyo musun?
Türkü: Neyi?
Ümit: Bizi...
Türkü: Düşünüyorum.
Ümit: Ne sonuca vardın?
Türkü: Henüz karar vermedim. Hala düşünüyorum.
Ümit: Yeter ama, ben çok sıkıldım. Sana dost gibi yaklaşmaktan sıkıldım.
Türkü: Duygularımdan emin olmam gerek. Bu işler kolay değil.
Ümit: Duygularından emin olman için denememiz gerekmez mi?
Türkü: Çok ısrarcı davranıyosun Ümit!
Ümit: Sen de çok uzak davranıyosun!
Türkü: Arkadaş olmaya çalışıyorum.
Ümit: Bense tam tersi! Zaman kaybediyoruz!
Türkü: Acelen mi var?
Ümit: Ne acelem olabilir canım?!
Türkü: Bilmem artık!
Ümit: Tabi ki acelem yok!
Türkü: Sorun da yok o zaman!
Ümit: Yok!
Ümit biraz huzursuzlanmıştı. İşi riske atmıştı. Türkü'ye neden bu kadar kafayı taktığını o da bilmiyordu. Gerçi cevap belliydi; Ümit yenilgiyi sevmezdi, pes etmeyi sevmezdi, ödün vermek ona göre değildi, o kazanmalıydı daima.
Peki ya Türkü'nün duyguları? Bunu hiçe saymıştı. BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEKTİ.
**************************************************
Aradan biraz zaman geçmişti. Ümit sabırlı olmaya çalışıyordu. Türkü'ye, amacını belli etmemeliydi. Ona gerçek bir dost, ama daha da önemlisi gerçek bir aşık gibi yaklaşıyordu.
Türkü'nün kafasındaki soru işaretleri yerini temiz duygulara bırakmaya başlamıştı. Ümit'e karşı içinde bir şeylerin derinleştiğini hissediyordu. Onu düşünmek güzeldi.
Zaman ilaçtır diye boşuna dememişlerdi. Zaman, Ümit'in ilacı olmuştu. Ama bu ilaç zehir miydi bilinmez. Belki de acı çekecekti.
Şimdi her şey güzeldi. Türkü Ümit'e aşık olmuştu. Ümit'in aklında tek bir şey vardı. Türkü'yü elde etmek! Sonrası? Bunu düşünmemişti. Düşünmesine sebep olan tek şey, arkadaşı Özgün olmuştu.
Özgün: Ya üzülürse?
Ümit: Kim?
Özgün: Kız.
Ümit: Neden üzülsün ki?
Özgün: Sana aşık olduğunu söylemiyo musun? Niyetini öğrenirse üzülmeyecek mi?
Ümit: Bilmem, hiç düşünmedim orasını.
Özgün: Yazık ediyosun kıza.
Ümit: Aman yaa!
Özgün: Aman falan diyosun da ortak firmayız, unuttun mu? Ondan çabucak kurtulabileceğini sanıyosan yanılıyosun!
Ümit: Napıcak bana? Soruyorum sana, napıcak? En fazla şirketi zarara sokacak birkaç aptalca hesap yapar, ama o zaman kendi aleyhine oynamış olur. Kendi şirketi de zarar görür. Ayrıca işten de atılabilir. Daha fazla ne yapabilir ki?
Özgün: Kadınları o kadar hafife alma bence.
Ümit: Sen de o kadar gözünde büyütme bence! Ben koskoca Kaleyapı'nın sahibiyim oğlum! O kim? Muhasebeci! Kafa yormaya değmez! Ben bu işe başlarken ilerisini düşündüm de mi başladım? Yoo! Bundan sonra da düşünmem!
Belki de bunu hesaba katmadığı için olacaktı başına gelenler.
*******************************************************
Türkü: Yeni bir başlangıca!
Ümit: Bize!
Kadeh tokuşturdular. Bu "akşam yemeği planı"nı ortaya sunan Ümit'ti. Amacı, gece sonunda Türkü'yü yatağa atmaktı.
Biraz içtiler.
Türkü: Sana güveniyorum Ümit! Her şeye bu şekilde başlıyorum. Beni hayal kırıklığına uğratmayacağına güvenerek!
Ümit: (İçtiği içki boğazına takıldı, bir iki kez öksürdü.) Bu konuyu daha önce de konuşmuştuk. Sen zaman istedin, ben verdim. Beni tanıman için sana fırsat sundum. Artık beni tanıyosun. Aklında soru işareti kaldığını sanmıyorum.
Türkü: Kalsaydı şu anda bu ilişkiye başlamazdım.
Ümit çapkın bir gülüşle yerinden kalktı, Türkü'yü dansa kaldırdı. Her şey Türkü'nün hayal ettiği gibi gidiyordu. Aynı zamanda da Ümit'in... Ama Ümit, hayallerinin bir yerde tıkanacağından habersizdi.
Gece sonunda Ümit Türkü'yü evine bıraktı. Türkü biraz kendinden geçmişti.
Türkü: İyi geceler.
Ümit: Böyle kuru bir iyi geceler mi sadece?
Türkü: Ne bekliyodun?
Ümit Türkü'nün dudaklarına uzandı. Türkü de kendini geri çekmedi, hatta karşılık verdi. Birbirlerinden ayrıldıklarında Türkü kapıyı açmaya yeltendi.
Ümit: Bu gece böyle mi bitecek?
Türkü: ??????????
Ümit: Başlangıcımızın şerefine belki beni evine kabul edersin?
Bu, "Belki beni yatağına kabul edersin?" demekti. Türkü bir an afalladı. Biraz da sarhoştu tabi.
Türkü: Anlamadım?
Ümit: Bu gece böyle bitmesin diyorum.
Türkü: Sana bir kahve yapayım derdim ama uykum var.
Ümit: Ben yaparım bize kahveyi. Hem uykun da açılır.
Türkü'nün konuşmasına fırsat vermeden arabadan indi, Türkü'yü de indirdi.
Türkü: Gerek yoktu.
Ümit hiçbir şey söylemedi, arabayı kilitleyip beraber Türkü'nün evine girdiler.
************************************************
Kahveleri içtiler. Türkü biraz kendine gelmişti. Ümit de onu istiyordu zaten. Şimdi bundan faydalanma zamanıydı. Türkü'yü yavaş yavaş yatak odasına doğru götürdü.
Uzun bir gece onları bekliyordu.
BöLüM SoNu

süper olmuş.

Ümit Çok Pişman olucaksın =)

brl.e(l)s demiş ki:

Ümit Çok Pişman olucaksın =)

Ama ozmn herşey için çok geç olacak!

ahh umite bak yaa çok fena pişman olucaksınn

Çok güzel olmş devam..