ümitttttttt vasiyetini yaz cnm
ayrıca bu şarkıda benden sana gelsin
Müslüm Gürses-son pişmanlık
(Müslüm Gürses dinlemem)

OUUGG MAN :/
çoKKK köttüü

süper olmuş cnm devam
ümite sinirliyim sonunda çok pişman olcak ama sevilde ondan intikamını alsın lütfen.hemde can acıtıcı bir intikam olsun cnm :evil:

devam et cnm
yeni bölümü bekliyoruz...

yeni okuyucu süper devamcnm

ilk başta sıkıcı gelmişti ama baktımki orda ne dolaplar döniy yaaa allahım şakamı bu.neyse süpper bir böşlüm olmuş gene kanka bayıldım. :D

Mükemmel yazmışsın gene devam

Çok güzel olmuş,devamını bekliyoruz en kısa zamnda.

Sanki Türkü intikam için Kaan'la mantık evliliği yapıcak gibi geliyor.Bu bölüm Ümit baya bi aşağılamıştı Özgün'le konuşurken.Muhasebeci olduğu için.Türkü de Kaanla evlenip,şirketin ortaklarından olabilir.Zaten Kaanın babası oğlunun evlenmesini istiyordu.Kaan da kız bulamıyordu.Bundan iyi şans mı olur.

İki dakkada senaryo yazdım yalnız:) Neyse daha fazla senaryo türettirmeden ekle yeni bölümü

yeni bölüm ne zaman gelir

ümitt sen nasıl bir mahlugatsın ya üzüleceksin ümitt
cnm bölümün süperr

5.BöLüM
Türkü gözlerini açtığında arkası dönük bir adam gördü.
Türkü: Sen kimsin?
Ümit: Benim.
Türkü: Sen miydin? Ödüm koptu. Bir an unuttum dün gece olanları.
Ümit aynaya son kez baktı.
Ümit: Ben çıkıyorum.
Türkü: Gidiyo musun? Nereye?
Ümit: Şirkete.
Türkü: Bekle de beraber çıkalım.
Ümit: Hayır. Ben tek gidiyorum.
Türkü: Bişey mi oldu?
Ümit: Hayır.
Türkü: Soğuk gibisin.
Ümit: Sana öyle geliyo.
Türkü: Neden tek gitmek istiyosun?
Ümit: Canım öyle istiyo Türkü!
Türkü: Senin neyin var ya?
Ümit: Yok bişeyim.
Türkü: Bence var. Bu ne hal? Daha düne kadar bana nasıl davranıyodun, şimdi nasıl davranıyosun!
Ümit: Bak Türkü, sen bu işi biraz fazla ciddiye aldın.
Türkü: Neler saçmalıyosun sen?
Ümit: Ben gidiyorum.
Türkü: Delirdin mi sen ya?!
Ümit kapıyı çekip çıktı. Türkü bir anlık şaşkınlıktan sonra kalktı, duşunu alıp giyindi. Sonra Kaan'ı aradı.
Kaan: Muhasebeye baktım, daha gelmemişsin. Bir problem mi var?
Türkü: Şimdilik yok, ama ilerde olabilir!
Kaan: Noldu?
Türkü: Yok bişey. Bugün biraz gecikicem, haberdar etmek istedim.
Kaan: Bişey yok dimi?
Türkü: Ben iyiyim, için rahat olsun. Görüşürüz sonra!
Çantasını alıp çıktı.
*******************************************************
Özgün: Sen delisin!
Ümit: Haklıydın galiba ya, bu kız başıma bela olucak gibime geliyo.
Özgün: E herhalde oğlum! Aşık ettin kızı kendine!
Ümit: Amaan, çabuk unutur.
Ümit'in bilmediği bir şey var; Türkü aşkını unutur, ama kendisine yapılanı unutmaz!
Ve iyi insan lafının üstüne! Kapı açıldı, Türkü içeri girdi.
Türkü: Bana bir açıklama borçlusun Ümit efendi!
Ümit: Off, şirkete kadar geldin mi?
Türkü: Yine kaçmayacaksın umarım!
Ümit: Özgün sen çık!
Özgün çıktı.
Ümit: Ne var? Niye geldin?
Türkü: Acaba niye? Şu durumda iş için gelmiş olmam imkansız, öyle değil mi?!
Ümit: Ne söyleyeceksen çabuk söyle!
Türkü: Şuna bak yaa! Beyefendi kestirip atıyo her şeyi!
Ümit: Türkü! Fazla uzattın!
Türkü: Tamam! Anlat bakalım. Sen napmaya çalışıyosun? Bu sabahki tavırların neydi öyle? Bakıyorum çabuk sıkıldın benden! Ya da beni hiç sevmemiştin de istifade etmeye çalışıyodun! Hangisi?
Ümit: Bu kadar tantana yapacağını bilsem senin yanına bile yaklaşmazdım!
Türkü: Bana bak! Ben senin o aptal günübirlik ilişkilerine dahil ettiğin gerizekalı kızlardan değilim!
Ümit: Nasıl bir üslup bu? Aklın sıra gözümü korkutmaya mı çalışıyosun?
Türkü: Hayır bey efendi, uyarıyorum!
Ümit: Napıcaksın? Koskoca Kaleyapı'nın varisi Ümit'e kafa mı tutucaksın? Sıradan bir muhasebeci olarak? Gerçekten çok ürkütücü!
Türkü: Sen insanları, patronlar-çalışanlar diye sınıflandırıyo musun?
Ümit: E biraz öyle oluyo mecburen!
Türkü: Biliyo musun? Ben de hayvanları sınıflandırıyorum! Yırtıcı hayvanlar var, suda yaşayanlar, karada yaşayanlar, etçiller, otçullar... Ha bir de insan görünümlü hayvanlar var. İnsanların arasında dolaşıyolar. En tehlikelisi de onlar! Sana tanıdık gelmiştir belki!
Ümit: ...
Türkü: Neyse! Biyoloji yapmayalım. Buraya neden geldiğimi biliyosun, hesap sormaya geldim! Ama zaten artık sen yalvarsan da seni affetmem, onurumu ayaklar altına almam.
Ümit: Ben de yalvarmam zaten!
Türkü: İyi edersin! Şimdiden başlama küçülmeye! Seni daha çok küçültücem!
Türkü Ümit'in konuşmasına fırsat vermeden çıktı. Ümit tabiri caizse mal gibi kaldı. (Oohh, iyi oldu, diyosunuz dimi? Ben de yazarken öyle diyorum. =))
***********************************************************
Kaan: Nasıl yani? Ümit denen o herif seni yatağa atmak için mi kullandı? Belliydi zaten, o düğün gecesi de hiç gözüm tutmamıştı onu.
Türkü: Ben öyle kafama göre tehditler savurdum "seni küçültücem" falan diye ama, yardımın gerekiyo.
Kaan: Ne tür bir yardım?
Türkü: Valla elinden ne geliyosa...
Kaan: Şirketle ortaklıkla ilgili bir şey mi?
Türkü: Olabilir.
Kaan: Peki biraz farklı bir teklifim olsa sana?
Türkü: Dinliyorum.
Kaan: Benimle evlenir misin?
BöLüM SoNu

spr olmuş cnmm bümit istediğin aldı ama turku bunun peşini bırakmazzzzzzzz

süper olmuş devamm

Şöyle tahmin ediyorum
Türkü sen ne diyosun der
Cihanda öyle değil yanlış anladın deyip aklından geçenleri anlatır.Eğer evlenirlerse (sahte de olsa) Türkü şirketin ortağı olur ve ekrem pisliğinden intikamını alır' diye umuyorum =)

Süper olmş devam (:

süper olmuş sevil önce istemesede kabul etsin ekremdende intikamını alsın yavaş yavaş
:twisted:

DEWAMMMMMM xD

mükemmel

süper olmuş harika
devam et lütfen...

6.BöLüM
Kaan: Benimle evlenir misin?
Türkü bir an duraksadı.
Türkü: Nasıl yani?
Kaan: Şöyle ki yani; sen ve ben evlenince sen bir patron karısı olarak Ümit'in boyutuna ulaşacaksın. Ben de nihayet evlenip babamın dırdırından kurtaracağım ve şirketin de reklamı olacak.
Türkü: Kağıt üstünde bir evlilik yani?
Kaan: Aynen öyle.
Türkü: Peki alacağın sorumluluklar?
Kaan: Her şey. Bak sen benim dostumsun, eğer yardıma ihtiyacın varsa yardım ederim. Gerek ortaklığı bozarım, gerek yeni bir anlaşma yaparım.
Türkü: Peki ya ailen?
Kaan: Onlar tabi ki gerçeği bilmeyecek.
Türkü: Sonradan öğrendiklerinde?
Kaan: Öğrenmeyecekler. Sen Ümit denen o heriften öcünü alınca anlaşamadık deyip boşanırız.
Türkü: Böyle şeyler aceleye gelmez. İlerisini iyice bir düşünmek lazım.
Kaan: Bu gece düşün. Yarın kararını bildirirsin.
Türkü: Anlaştık. Sağ ol yardımcı olduğun için.
Kaan: Rica ederim, lafı mı olur? Biz dostuz.
********************************************************
Türkü o gece her şeyi düşündü. Kendi kaybedeceği hiçbir şey yoktu. Aldatılmanın, aldanmanın ne demek olduğunu Ümit'e göstermeye kararlıydı. Sabahı beklemedi, telefonu kaptığı gibi hızla Kaan'ı aradı.
Kaan: Efendim Türkü?
Türkü: Teklifini kabul ediyorum Kaan, elimizden gelen en kısa sürede evlenelim.
Kaan: Bu kadar çabuk ve tereddüt etmeden karar vermene sevindim. Bu akşam bize yemeğe gel, ailem seni tanıyo zaten. Kararımızı açıklayalım. Babam çok sevinecek.
Türkü: Tamam, bu akşam sizdeyim.
Türkü telefonu kapar kapamaz hazırlanmaya başladı. Bu çok öenmli bir akşamdı. Hayatının dönüm noktasıydı belki de.
*********************************************************
Ümit sabaha kadar düşündü. Türkünün sözleri kulaklarında çınlıyordu:
"BAKIYORUM ÇABUK SIKILDIN BENDEN! YA DA BENİ HİÇ SEVMEMİŞTİN DE İSTİFADE ETMEYE ÇALIŞIYODUN!"
Doğru söylemişti. Ümit yaptığının hata olduğunu fark etti.
"BEN SENİN O APTAL GÜNÜBİRLİK İLİŞKİLERİNE DAHİL ETTİĞİN GERİZEKALI KIZLARDAN DEĞİLİM!"
Bunda da haklıydı. Zaten öyle olmasa, neden onu tercih etsindi? Onun etkilendiği şey de buydu. Türkü'yü diğer kızlardan ayıran özelliği... Peki neydi o?
"SENİ DAHA ÇOK KÜÇÜLTÜCEM!"
Ümit düşündü; ne yapabilirdi ki Türkü? Sadece bir muhasebeciydi. Ama kadındı. Kadınlardan korkmalıydı, onların yapabildiklerini erkekler yapamayabiliyordu.
"Ya Türkü bana zarar verirse?"
Bu soruyu geçirdi kafasından. Sonra bir anda kendine de şaştı, Türkü'den korktuğuna inanamıyordu.

*********************************************************
Kaan Türkü'yü evinden almaya geldi.
Kaan: Çok güzel olmuşsun.
Türkü: Teşekkürler. Ee, gitmiyo muyuz?
Kaan: Gidiyoruz. Annem ve babam da çok sabırsızlandı.
Beraber Kaan'ın evine geldiler.
Haluk (Kaan'ın babası): Hoş geldin kızım.
Türkü: Hoş bulduk Haluk bey.
Aynur (Kaanın annesi): Nasılsın Türkücüm?
Türkü: İyiyim teşekkürler Aynur hanım. Siz nasılsınız?
Aynur: Sabırsız ve merak içindeyiz. Kaan önemli bir şey söyleyeceğinizi söyleyince biz de gelmenizi dört gözle bekledik.
Kaan: Anne isterseniz sofrada konuşalım.
Aynur: Tabi tabi, oturalım.
Masaya geçtiler.
Kaan: Türkü istersen önce ben başlayayım.
Türkü: Tabi.
Kaan: Anne, baba, şimdi bizi iyi dinleyin. Biraz şaşıracaksınız ama sevineceğinizi umuyorum.
Aynur: Çatlatmasana insanı oğlum!
Kaan: Türkü ve ben birbirimizi seviyoruz!
Haluk: Ee, bunda garip olan ne? Üniversiteden beri arkadaş değil miydiniz zaten?
Kaan: Arkadaş olarak değil baba, farklı.
Aynur: Yoksa siz?
Kaan: Evet, bir süredir birlikteyiz ve evlenmek istiyoruz.
Haluk: Ne?! Bir süredir birliktesiniz ve her konu açıldığında bana öyle biri yok diyorsun öyle mi oğlum?
Aynur: Halukçum misafirimizin yanında sesini yükseltme istersen.
Kaan: Artık misafir değil anne, Türkü artık sizin gelininiz.
Herkes dili tutulmuş gibi konuşmadan birbirine baktı.
Kaan: Sevinmediniz mi?
Haluk: Tabi ki çok sevindik. Değil mi Aynur?
Aynur: Ay tabi, Türkü harika bir kız. Ona şimdiye kadar hep gıptayla bakmışımdır zaten.
Türkü: Çok teşekkür ederim.
Haluk: O zaman en kısa zamanda düğün hazırlıklarına başlamak lazım.
Kaan: Ben de tam onu söyleyecektim baba. Bizim otellerden birinde yapalım düğünü. Tabi eğer Türkü isterse.
Türkü: Çok sevinirim.
Kaan: Davetli listesi çıkarma işiyle ben ilgilenmiyorum. Sekretere söylerim, iş camiasında ne kadar tanıdık varsa hepsine davetiye gönderir. Ben de kontrol ederim.
Aynur: Davetiyeleri beraber seçin ama.
Kaan: Öyle yaparız. Çıkmışken gelinlik ve damatlık da alırız.
Aynur: Nikah şekeri?
Kaan: Hallederiz anne, sakin ol. En kısa sürede evleniriz.
Aynur: Nikah tarihi almadan nasıl olacak o iş?
Haluk: Siz orasını bana bırakın. İki hafta içinde evlenmiş olacaksınız.
Türkü ve Kaan gergin bir şekilde birbirlerine baktılar. Rol yapmak çok zordu.
-------1 HAFTA SONRA-------
Düğün hazırlıklarının çoğu tamamlanmıştı. Davetiyeler gönderiliyordu.
Kaan: Ümit'e davetiyeyi elden vericem. Ee, ortağımız ne de olsa!
Türkü: Bu işi bana bırakır mısın?
Kaan: Neden?
Türkü: Ümit'in vereceği tepkiyi merak ediyorum da...
Kaan: Tamam, al.
Türkü: Ben çıkıyorum o zaman. Görüşürüz.
Türkü çıktı, şirkete geldi. Ümit şirkette olmalıydı.
Türkü: Ümit Bey içerde mi?
Sekreter: Özgün Bey'in yanında. Geldiğinizi haber vereyim.
Türkü: Yok, biliyodu geleceğimi.
Aniden içeri daldı. Ümit başını kaldırıp Türkü'yü gördü. Bu sefer kızgın değildi, hatta onu görmek hoşuna gitmişti.
Ümit: Türkü?
Türkü: Ümit Bey, size düğün davetiyesi getirdim.
Davetiyeyi uzattı.
Ümit: Kim evleniyo?
Türkü: Kaan.
Ümit: Hadi ya, kiminle?
Türkü: Buyrun, siz kendi gözlerinizle görün.
Ümit davetiyeyi açıp baktı. Bir anlık şaşkınlıkla kendini koltuğa bıraktı. Hayal kırıklığı içinde Türküye baktı.
Ümit: Ama... Seninle...
BöLüM SoNu