mavi 21.bölüm
Sanırım okul haritama ihtiyacım var. Neden onu buruşturup bir köşeye attım ki? Sıkıntıyla nefesimi verdim. Neredeydi şu lanet spor salonu? Kendi okulumda kayboluyordum. Tanrım bu beyinsizlik…
Durgun olan koridorda ilerlemeye devam ettim. Herkes dersine girmiş olmalıydı. Durup etrafımda döndüm. Kesinlikle yanlış yoldaydım. Yönümü değiştirip ters tarafa doğru yürümeye başladım. İlk dersimin spor dersi olması benim derse girmeyeceğim anlamına geliyordu fakat spor dersinin yanında parantez içine alınmış (Havuz ve Halter), derse istekli olmamı sağlamıştı. Bu arada koridordan döndüğümde ayçini gördüm. Neredeyse sevinçten çığlıklar atıp oradan oraya koşmaya başlayacaktım.
“Hey ayçin l.” Koşarak yanına vardım. “Şu lanet spor salonu tam olarak nerde? Bu koridordan tam 5 defa geçtim.” Sözlerim üzerine gülmeye başladı.
“5 defa geçtin ve kocaman spor salonunu görmedin mi sevil ?” diyerek biraz ilerdeki ‘Spor Salonu’ yazan salonu gösterdi. A-ov beynim yine firarda!
“Lanet olası şu süs ağacını kapının yanından çekmeliler.” Salonun girişinde kocaman bir süs ağacı vardı. Öylesine etraf yeşillik olsun diye konmuş bir ağaçtı ve yandan bakıldığında salonun kapısı ve yazısı görülmüyordu. Bu yüzden sadece benim beynim değildi firar eden, bu ağacı buraya koyan zekinin beyni de kaçmış olmalıydı. Büyük kapıdan içeri girdik. İlk göze çarpan kocaman salonun ortasında temiz gibi görünen havuzdu. Tribünlerde oturan tek tük öğrenci vardı. Soyunma odası tribünlerin hemen yanında olmakla beraber büyük bile sayılırdı. Salonun sonunda bir kapı ile başka salona giriş vardı. Büyük ihtimal o salonda halter gibi aletleri barındırıyordu.
“Dışardan bakıldığında spor dersi fazla eğlenceli görünebilir ama kesinlikle öyle değil. Koç Remzi nefes aldığımız için bile +10 tur bindirir. Havuza ondan izinsiz giremezsin. Öğretmenler odasında seninle ilgili kötü bir şey duymuşsa bir şey yapmamana rağmen ‘gelecekte yaparsın kesin’ diyerek ceza verir. +10 tur daha…” Bu derse eğlenceli mi demiştim? Sözümü geri alıyorum.
“Bu kadar eksiye rağmen bu dersin artıları da var.” diyerek devam etti ayçin (kusura bakmayın hayalimdeki okul böyle ona göre devam ediyom ) “Taş erkekler…” Sesi öyle heyecanlı çıkmıştı ki. Tanrım bir an bende heyecanlanmıştım. Tam bu taş erkeklerin kim olduğunu soracaktım ki spor salonunun çift kanatlı kapısı savrularak açıldı. Koç Remzi kendisinden bile daha ünlü olan kauçuk terlikleriyle boy gösterdi. Elinde her zaman bulunan dosya ile öğrencilere öne gelmelerini işaret etti. Bu arada zeynep ve sürtükler takımı da bu öğrencilerin arasındaydı. Salona yeni girenler ise öğretmene görünmeden hemen aramıza sıvıştılar. Bunlardan biri de selimdi.Bana bakarak göz kırptı. Bir an için ürperdiğimi hissettim. Ciddi anlamda ondan korkuyordum. Remzi’nin kalın sesi tüm salonda yankılandı.burak korkak bir adımla öne atıldı.Remzi elindeki dosyaya bir işaret koyarak devam etti.
“Halter.” Ses tonu aynıydı. Duygusuz ve kalın. Remzi burak içeriye yollarken dosyasına bir göz atarak devam etti.
ayçin ipek diye haykırdı.ayçin yanımdan ayrılarak bir adım öne gitti. “Havuz.” Ayağının yanında bulunan kutuya uzandı ve içinden tek parçalık siyah bir Speedo mayo fırlattı.
selim yeşilselve ” Soyadını ilk defa duyduğum selim kalabalığı aşarak öne geçti. Halter. Halter. Halter. Lütfen havuz olmasın. “Havuz” diye bağırdı koç. Lanet olsun. Simsiyah mayosu üzerindeyken onu hayal etmek istemiyordum ama aşırı seksi görüneceği kesindi. Lanet. Lanet. Lanet.
sevil çokçetin Adımı duyduğumda şaşkınlık ve kalbimin göğüs kafesimden çıkarcasına atışını görmezden gelerek titrek bir adımla kalabalığı aştım.Koç Remzi’nin karşısına geldiğinde ayaklarım hala titriyordu. Lanet adam fazla korkutucuydu.
“Havuz.” Kutuya tekrar uzanıp diğerleriyle aynı olan siyah tek parçalık mayoyu elime verdi. ayçin ile soyunla odasına aynı hizada ilerlerken koç Remzi ’nin saydığı isimleri ve gidecekleri yeri dinliyordum.
zeynep erkoçlar Havuz olmasın, lütfen. Lütfen. “Havuz.” Pislik adam. Sinirle kızlar için ayrılmış soyunma odasına girdik. Bu lanet mayolar fazla sertti. Kim bilir kaç kişi kullanmıştır. İğrenç. Siyah soluk mayoyu üzerime geçirmek içim mücadeleye girmiştim. Hem sert hem soluk! Ayrıca biraz da kokuyor. Mücadelem bittiğinde aynada yansımama baktım. Kusmak istiyorum. zeynepin kafası bunun için müsait. Bu düşünceyle gülmeye başladım. Tam kusmalık bir kafaya sahip olmak nasıl bir duygudur acaba? ayçin mayosunu giydiğinde odadan çıkmıştık. Havuz başında olan koç Remzi havuzun içinde turlarını tamamlayan öğrencilere bakıyordu. Arada da lanet sesli düdüğünü öttürmeyi de unutmuyordu. Bu arada suya girmeyen öğrenciler dikkatimi çekmişti. Duvar boyunca giden tribüne oturmuş bir grup vardı.zeynep, buse, selim ve birkaç seksi varlık daha…zeynep bir şey anlatıyor diğerleri de kıkırdıyorlardı.selim havuzdaki çekişmeli yarışı izlerken bir anda bakışlarını bana çevirmişti. Göz göze geldiğimizde dudakları hafif yukarı kalmış ‘en havalı gülüşü ben yaparım’ tarzındaki gülüşünü atmıştı. Bakışlarımı kaçırıp ayçine döndüm. Ama aklımdaki görüntü hala gözlerimin önündeydi. Simsiyah mayosu ile fazla seksiydi. Başımı sallayıp bu manyakça düşünceleri silmek istedim. Koç remzi düdüğünü öttürüp dikkatleri üzerine çektiğinde havuzdaki çekişmeli yarışın bittiğini fark ettim.
sevil ..... kıskançlık hormonlarını çevrimdışı bıraksan iyi edersin çünkü…” ayçin arkamda her ne varsa ona bakıyor bir yandan da konuşuyordu. Merakıma yenik düşerek arkama döndüğümde bir grup taşla karşı karşıya kaldım.cihan,cenker,ekrem,deniz,sedat Gözlerim geriye sarmaya başladı.ekrem Mayolu ekrem .fazla taş olan ekrem .Benim sevgilim olan ekrem Tanrım. Sesli bir şekilde yutkundum.
“Kıskançlık hormonları nasıl çevrimdışı bırakılıyor?” dedim fazla kısık çıkan sesimle.ayçinin bana baktığını hissedebiliyordum.
“Iıı… Bilmiyorum.” Dediğinde ona döndüm. Kaşların teki havaya kalkık değişik bir ifadeyle bana bakıyordu. Gözlerimi devirip ‘Biz Taşız’ diye haykıranlara döndüm. Komik bir konu hakkında konuşuyor olmalıydılar ki kahkaha atıp duruyorlardı.ekremin nefes kesen gülüşünden gözlerimi ayırmadan konuşmaya başladım.
“Şuan hangilerine bakıyorsun?” Kıskançlık hormonları devreye girmiş bulunuyordu. Harika!
“Eşit aralıklarla hepsine!” Dedi utangaç bir ses tonuyla. Bakışlarımı ona çevirdim. Evet, utanmıştı.
“O zaman ekremi atlayıp ona baktığın süreyi diğerlerine paylaştır.” Dedim sert bir tonda. ayçine sert davrandığımdan kendime lanet ettim. Sonuçta onun bir sevgilisi vardı değil mi? ekreme yapışacak hali yoktu ya. ayçinin elinden tutup banklara doğru yürütmeye başladım. Boş olan banklardan birine oturduğumuzda,ekrem ve diğerlerinin havuzun başında yan yana sıraya geçtiklerini gördüm. Koç remzi düdüğünü öttürdüğünde ekrem kollarını başının üstüne kaldırıp havaya doğru zıpladı, kavis aldı ve mükemmel bir şekilde havuza daldı. Nerdeyse hepsi aynı anda atlayış yapmışlardı. ekremin atlayışı ve kaslarının ortaya çıkışı izlemeye doyamayacağım bir görüntüydü. Bu, bu güne kadar gördüğüm en güzel şeylerden biriydi. Hayranlıkla izlediğim seks mıknatısı diğerlerinden öndeydi. Bedeninin üst kısmını suyun dış kısmına çıkarıp ağırlığını kollarına vererek yüzüyordu. Bir kez kusursuz kelebek stilinde yüzdüğünüzde sizden hızlısı olmazdı. Son tura girdiklerinde gözümü kıpırdatmadan hatta nefes almadan onları izliyordum. O kusursuzdu. Kusursuzluğu ile beni büyülemiş kendine bağlamıştı. Koç remzi düdüğünü öttürdü ve ardından konuşmaya başladı.
“Kazanan… ekrem terzioğlu Hemen sonrasında ağır adımlarla havuzdan çıkan seksi varlığa baktım. Yorgunluk bile yakışıyordu ona. Ağır adımlarla merdivenden yukarı tırmandı. Islak saçlarını sallayarak saçlarını karıştırdı. Kaslı kolları su ile parlıyordu. Nefes kesen bu görüntü karşısında kıskançlığım tavan yapmıştı. Lanet tüm kızların gözleri sevgilimin seksi vücudundaydı. Tribünlerin en üstüne çıkıp onlara “Çok beğendiyseniz ekrem ile size birer tane yapabiliriz.” Diye bağırmak istedim. Tam ayağa kalkmış köşeden bir havlu alıp ona götüreceğim sırada zeynep köşeden fırlamış elindeki mavi havluyu ekreme uzatmıştı. ekrem verdiği havluya sarılıp saçlarını kurutmaya başladığında yanlarına doğru yürümeye başlamıştım.
“Gerçekten iyiydin, sevgilim.” Dedim gülümseyerek ekrem sesimi duyduğunda kışkırtıcı mavi gözlerini bana çevirmişti. Tek taraflı çarpık gülüşü yerini aldığında saçlarını kuruttuğu mavi havluyu saçlarından çekti. Böylece saçlarının aşırı dağınık görüntüsü orta çıkmıştı.
“Bu dersimiz ortak ve ben seni yeni fark ediyorum. Bu yaptığım yanlışı düzeltmek isterim.” Dedi beni süzerken. Bunun üzerine zeynep öksürmeye başlamıştı. zeynep neden defolup gitmiyorsun?” dedim gülümsemeye çalışarak alaycı bir tonla. Bakışları sertleşti ve kaşlarını çattı.ekremin yanına ilk ben geldim. Lanet olası sıranı neden beklemiyorsun?” O da alaycı takılıyordu. Hiçbir şekilde sinir ya da kavgacı tonla konuşmuyorduk. Alaycı bir ton ve küçük atışmalar.
ekremin kıkırdamaları üzerine ona sert bir bakış attım. Güldüğünü saklamaya çalışıyordu. Sinir yok. Sakın sinirlenme.beğenmiş bir ses tonuyla. ekrem araya girmiyordu çünkü eğlendiği apaçık ortadaydı.zeynep bunun üzerine gülümsemeye çalışmayı bırakmış burnundan solumaya başlamıştı. A-ov boğayı sinirlendirdik. Silikonlu boğayı… Pedikürlü tırnakları ile yüzüme bir atak yapmıştı. Yüzümü nerdeyse çiziyordu ki refleks olarak başımı geriye attım. Böylece ona doğru sendelemiş ayağıma takılarak – bunu bilerek yapmış olabilirim- havuzun dibini boylamıştı. Suya düştüğünde çıkan sesten dolayı koç dâhil herkes bu tarafa dönmüştü. Koç düdüğünü sağır edecek şekilde aralıksız öttürerek yanımıza ulaştığında 30 turdan aşağı kurtarmayacağını tahmin ediyordum. Ya da müdürün odasına gönderir böylece disiplinlik bile olabilirdim. Çünkü müdürün odasına ilk gidişim değildi ve müdür geçen ki olayda bu son olsun diyerekten kütüphane cezası vermişti. Kesinlikle sıçtım.
“Hey ne oluyor burada? Bayan erkoçlar , benden izinsiz havuza girmeyeceğinizi bilmiyor musunuz?” Oldukça yüksek sesli konuşması üzerine sustuğunda sağ kulağıma tanrıdan sağlık diledim. ‘Tanrım, sağ kulağımın hiçbir suçu yok. O hep en iyi kulağımdı. Sağır olmasın.”
“Beni havuza itti.” Diyerek kendini korumaya geçmişti zeynep “Kim itti?” Ses tonu az öncekine göre biraz daha kısıktı ama bu yine de kulağımı sağır yapabilirdi. Ben bitmiştim. Az sonra adımı söylediğinde koç dâhil herkes bu tarafa dönmüştü. Koç remzinin bana yapacakları ya da yaptıracağı şeyleri tahmin bile edemiyordum.
“Efendim,zeynepi i ben ittim.” ekremin sözleri üzerine şaşkınlıkla ona baktım. Ne yapıyordu, tanrım? Araya atlayıp ‘Hayır, ben’ demek istedim. İstemekle kalmayıp yapmalıydım da. Benim yüzümden ağır bir ceza alabilirdi.
“Hayır,sevili koruyor.” Diye haykırmıştı zeynep koç bir bana birde ekreme baktı.“Bu onu yine suçlu yapar. Bay terzioğlu bayan erkoçlar müdürün odasına. Bayan çokçetin şüpheli olduğunuzdan +10 tur… Başlayın.”ekreme üzgünüm bakışı attım. O ise gülümsemişti.
“Rahat ol. Sadece küçük bir ceza alacağız.” Diyerek kulağıma fısıldamıştı. Bu beni rahatlatır mıydı? Hayır. Sonuçta yine cezaydı değil mi?zeynep yanımdan tiksindirici bir bakış atarak geçerken onunda ceza alacağını hatırladım.ekremle beraber. Asıl şimdi yandım.
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Nerden
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: mavim 21.bölüm sayfa 73 
Kişisel İleti
