Yorumlarınız için teşekkür ederim Yeni bölümü en kısa sürede yazmaya çalışırım. Daha yazmaya bile başlamadım Ekrem : 24 Sevil : 19 yaşında. Aslında daha büyüktü aradaki yaş farkı ama azaltmaya karar verdim
ümit ibrahim kantarcı
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 1555
Rep gücü : 1877
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : Seul [güney kore]
Kişisel İleti : Oppa :)
Sevdiği Karekter :
Konu: Geri: Küçük Sevgilim - Sanki yokmuşuz gibi, sanki yalanmışız gibi...( 6. Bölüm - Sayfa 26) Cuma Haz. 24, 2011 12:18 am
3. Bölüm Fragmanı ---- “Ediiiiiz! Ölmüşsün Allah rahmet eylesin! “ “Yaa evet sorma. Ama hiç tavsiye etmem. Sen sakın ölme !” “Ölmem ölmem siz merak etmeyin. Sizin bu yaptığınızı burnunuzdan getirmeden şuradan şuraya gitmem.” Ayaz sessizce ağzında bir şeyler gevelemeye başladı. “Yandık desene.” “Yandık oğluuuum.” Sevil onların gözlerindeki korkuyu gördükçe kendini gülmemek için zor tutuyordu ama bu olanları unutturmaya yetmiyordu tabi ki… “Eveeeeet gelelim makarnanın faydalarına. Bu iş kimin aklından çıktı ?” “Ediz” “Ayaz” İkisi de aynı anda birbirlerinin isimlerini söylemişti. Durum gerçekten fenaydı...
Umarım beğenirsiniz
En yakıın zamanda da yeni bölümü ekleyeceğim.
İleriki bölümler için küçük bir bilgilendirme yapayım.
Ediz (22 yaşında) = Sevil'in çocukluktan beri arkadaşıdır. Biraz serseri, uçarı bir tiptir ama özünde melek gibidir. Sevil de onun özüne inebilen nadir insanlardan. Bu aralar adını sıklıkla duyacağız...
Ayaz (19 yaşında) = Ediz ile Sevil'in grubuna sonradan dahil olmuştur ama çabuk kaynaşmıştır onlarla. Komik, iyimser bir o kadarda çapkındır. Bu ismide bu aralar sıklıkla duyacağız.
Deniz (21 yaşında)= Henüz senaryoda yok ama ilerde Ekrem'in eski sevgilisi olarak göreceğiz. Tatlı, sevecen ve bir o kadarda güzel bir kız. O da Ekrem gibi değerlerine değer verenlerden. Eski aşkını elde etmeye çalışırken kendini yeni aşklara yelken açmışken bulacağız.
Kayra (19 yaşında) = Bu karakterde henüz senaryoda yok. Sevil'in doğru dürüst anlaşabildiği tek -kız- arkadaşı. Aslında Sevil ile olan arkadaş ilişkileri tam bir çıkar ilişkileri üzerine kurulu. Sevil'e karşı saf rollerinde ama aslında o fazlasıyla uyanık. Sevil'e yanaşıp 2,5 yıldır platonik aşkı Ayaz'ı elde etmeye çalışıyor. Bu kızın işi gerçekten çok zor.[/size]
ÜmiTürkü<3<3
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 666
Rep gücü : 643
Kayıt tarihi : 25/10/10
Nerden : izmir
Kişisel İleti : Melodiyi Dinle ~#
Sevdiği Karekter :
Konu: Geri: Küçük Sevgilim - Sanki yokmuşuz gibi, sanki yalanmışız gibi...( 6. Bölüm - Sayfa 26) Ptsi Haz. 27, 2011 9:58 pm
“Hadi Ekrem biraz daha hızlı sür şunu. Kaplumbağa gibisin. Bir an önce Edizlere gitmeliyiz. Lütfen biraz daha bas gaza.”
Genç adam yanında oturan miniğinin neden bu kadar acele ettiğini çok iyi biliyordu. Ama biraz daha gazı köklerse onların sonu da Ediz’inkinden farklı olmayacaktı.
“Sevil 120 ile gidiyorum. Ne kaplumbağası Allah aşkına? Hem bizim sonumuzun da onunki gibi olmasını istemiyorsan biraz sus ve sessizce bekle. Dikkatim dağılıyor. Lütfen !”
Sevil, Ekrem’in sözlerine içerlemişti. Hiç kendisini anlamıyordu bu adam. Ölmüştü… Biricik arkadaşı, kardeşi ölmüştü ve Ekrem ondan sessizce beklemesini istiyordu. Bu imkânsızdı ama Ekrem’i daha fazla sinirlendirmemek ve can güvenliği için bunu yapmalıydı!
Ekrem bir anlık sinirle miniğine çıkışmıştı. Bu durum sıklıkla oluyordu ama şimdi durum farklıydı. Sevil üzgündü ve Ekrem onu daha da üzmüştü. Kendine içinden lanetler savurarak Sevilin sol elini, sağ elinin arasına alıp dudaklarına götürdü hafifçe.
“Affet beni meleğim… Arada böyle odunlaşıyorum. Özür dilerim !”
“Özür dilemene gerek yok. Fazla konuşmamalıydım. Asıl ben özür dilerim.”
***
“Leyla teyze ben, ben çok ü-zgünüm.”
Sevil hıçkırıklarını daha fazla tutamayıp kendini teslim etti onlara. Yaşlı kadının karşısında perişan bir halde amansızca ağlıyordu. Ama Leyla teyze neden ağlamıyordu? Yoksa haberi yok muydu daha?
“Ne oldu kızım? Neden üzüldün? Kim üzdü seni?”
“Senin haberin yok mu Leyla teyze ?”
Son soru Ekrem’e aitti. Miniğinin bu haldeyken konuşması imkânsızdı. İpleri eline aldı ve Sevil’in omzundaki yükü hafifletmesini umarcasına sohbete bir anda dâhil oldu.
“Neler oluyor oğlum anlatsanıza?”
“Leyla teyze sabah Ayaz aradı Sevil’i. Ediz… Gece bir kaza geçirmiş. Ölmüş… “
Komik olan neydi? Yoksa deliriyor muydu yaşlı kadın? Oğlun öldü diyorlardı ama o, karşısındakilerin yaşlı gözlerine rağmen kahkahalarla gülebiliyordu. Çok garip…
Ekrem kadının sinir krizi geçirdiğini düşünerek usulca yaklaştı yanına. Kollarından nazikçe sarsarak kadının kendine getirmeye çalışıyordu. Ama bilmediği bir şey vardı. Kadın gayet kendindeydi!
“Leyla Teyze! Leyla Teyze, iyi misin?”
“Ben gayet iyiyim oğlum. Asıl siz iyi misiniz? Ediz ile Ayaz yukarıdalar. Dün Ayaz bizdeydi. Sabahlamışlar galiba. Onlar uyumadan zorla kahvaltı yaptırdım sonra yattılar ve hala uyuyorlar. Daha siz gelmeden önce onların yanındaydım ben.”
Sevil duyduğu sözler karşısında deliye dönmüştü. Bir anda gömüldüğü koltuktan doğrulup koşarak yukarıya, Ediz’in odasına çıktı. Gördüğü manzara karşısında beyninden aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Beyefendi horul horul uyuyordu. Ölmemişti. Ama neden öldü dedi Ayaz? Neden yalan söylediler? Bunların hesabını ona vereceklerdi !!!
“Edizz! Kalksana gerizekalı!!!”
Genç adam yatağında huzursuzca kıpırdandı. Sevil’in sesi onu uyandıracak kadar güçlü değildi. Başka bir şeyler düşünmeliydi. Yoksa bu gorili uykudan uyandırmak imkansızdı. Bir anda gözüne Ediz’in başucunda duran su bardağı ilişti. Ağzına kadar su ile doluydu. Su … Suyun kaldırma kuvveti…
“Seni seviyorum Newton. Seni seviyorum. “
Ve kahkaha atarak tüm suyu Ediz’in kafasından aşağıya boşalttı. Sırılsıklam olmuştu Ediz. Neye uğradığını şaşırmıştı. Ama bu göreceklerinin yanında devede tüy kalıyordu.
“Sevil !!! Sen deli misin ? Tüm suyu döktün inanamıyorum ya!”
Evet işte başlıyoruz!!!
“Evet deliyim. Beni siz delirttiniz. Ayaz ve sen. “
“Orada benim adım mı geçti bakayım?”
Ayaz’ında odaya girmesiyle tüm kadro tamamlanmıştı.
“Evet Ayaz Bey adınız geçti ve bu sizin için hiç iyi bir şey değil.”
Ayaz ve Ediz güçlüklü yutkunup sessizce Sevil’i dinlemeye ve yapacaklarını izlemeye karar verdiler. Bu yaptıklarında fena ileri gitmişlerdi hatta pişmandılar şu anda ama son pişmanlık fayda etmezdi…
“Edizz! Ölmüşsün Allah rahmet eylesin! “
“Yaa evet sorma. Ama hiç tavsiye etmem. Sen sakın ölme !”
“Ölmem ölmem siz merak etmeyin. Sizin bu yaptığınızı burnunuzdan getirmeden şuradan şuraya gitmem.”
Ayaz sessizce ağzında bir şeyler gevelemeye başladı.
“Yandık desene.”
“Yanmak yapacaklarımın arasında çok hafif kalır. Sizi 1000 parçaya bölüp köpeklere yedireceğim.”
Ediz sesli bir şekilde yutkunup konuşmaya başladı.
“Lütfen şaka yapıyorum de! 1000 parça çok fazla ya. Bizi puzzle yapıp odana as bari?”
“Sen zaten ölmüştün Edizciğim unuttun mu?”
“Ölmüştüm değil mi? Haha doğru Ayaz senin canın daha çok yanacak bittin sen.”
“Edizz aptal aptal konuşmayı kes.”
“Sanki korkudan ne dediğimi biliyorum ya.”
Sevil onların gözlerindeki korkuyu gördükçe kendini gülmemek için zor tutuyordu ama bu olanları unutturmaya yetmiyordu tabi ki…
“Eveeeeet. Bu iş kimin başının altından çıktı ?”
“Ediz”
“Ayaz”
İkisi de aynı anda birbirlerinin isimlerini söylemişti. Durum gerçekten fenaydı.
“Hanginiz dedim?”
Ediz derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. Bu böyle olmayacaktı. Her şeyi en ince ayrıntılarına kadar anlatmalıydılar yoksa bu onların sonu olabilirdi.
“Eğer sözümüzü kesmeyeceğine ve sonuna kadar bizi dinleyeceğine söz verirsen her şeyi anlatırız.
“Ona sonra karar veririm. Şimdi dökülün bakalım.”
Ayaz dudaklarını ıslattıktan sonra olayları anlatmaya başladı.
“Biliyorsun bugün 1 Nisan. Şaka günü. Bizde ne yapsak ne etsek de seni tongaya düşürsek diye düşünürken bu fikir geldi aklımıza. Biliyoruz ölüm şakası bile iğrenç olan bir şey ama seni anca böyle kandırabilirdik. Tüm olayı kurguladıktan sonra sıra kimin öleceğine geldiğinde fazla zorlanmadık. Kura çektik. Ediz’i öldürmeye karar verdik. Böylesi daha iyi oldu aslında. Bu sümsük herif seninle telefonda konuşurken her şeyi mahvedebilirdi. “
“Sümsük sensin gerizekalı. Neyse ben devam edeyim. Seni aradıktan sonra kahvaltı falan yaptık. Odaya çıktığımda bu geri zekâlıyı bilmem ama içime bir şey oturdu. Öküz mü desem balina mı desem çok ağır bir şeydi. Keşke yapmasaydık, keşke dilimiz kopsaydı da aramasaydık diye sövmeye başladım kendimi. Ama her şey için çok geçti. İnan bana çok üzgünüm. Özür dilerim. Ne yaparsan, ne dersen sonuna kadar haklısın.”
Sevil usul adımlarla Ediz ile arasındaki mesafeyi kapattı. Gözkapakları kendine ihanet ediyordu ama gözyaşlarını serbest bırakmak, onların karşısında ağlamak istemiyordu.
“Sen Ediz benim en değerlilerimdensin. Böyle bir şeyi bana nasıl yaparsın? Daha babamın ölümünü yeni yeni atlatmışken nasıl olurda aynı şeyle beni korkutursun? Hiç mi aklınıza gelmedi bunu kurgularken? Hiç mi için acımadı burada horul horul uyurken?”
Son sözlerinin ardından Ediz’e okkalı bir tokat yapıştırdıktan sonra Ayaz’a yöneldi.
“Sen Ayaz. Kimse sana adam akıllı güvenmezken ben güvenmedim mi sana? Ben durmadım mı yanında? Bu kadar mıydı yaptıklarımın karşılığı? Bu muydu ?”
Ayaz’a tokat atmamıştı. Atamamıştı. Çünkü genç adamı ilk defa ağlarken görüyordu.
“Siz ikinizin amacı beni öldürmek ise tebrik ederim gayet başarılıydınız. Artık benim için ikinizde yoksunuz. Siz içimdeki beni öldürdünüz. Kendinize iyi bakın ve etrafımda uzun bir süre dolanmayın.”
Uzun bir süreden kastını Ayaz ve Ediz gayet iyi anlamıştı. Ağızlarını açıp tek kelime edememişlerdi. Edemezlerdi de zaten.
***
“Haydi Ekrem gidelim. Burada daha fazla kalmak istemiyorum.”
Yukarıda neler olmuştu öyle? Ekrem çok merak etmişti. Keşke dinleseydi onları. Ama onun değerleri vardı. İnsanlarının özeline saygı duyardı. Onlar yukarıda kozlarını paylaşırken o Leyla Teyzeyi zorla ikna edip karşı komşuya yollamıştı. İyi ki de yapmıştı bunu!
“Tamam canım. Sen arabanın yanına git ben hemen geliyorum.”
Sevil’in Ekrem’in söylediklerine itaat etmekten başka şansı yoktu. Başını onaylarcasına sallayıp sessiz adımlarla dışarı çıktı.
***
“Siz ikiniz! Nasıl bir oyunun içindesiniz bilmiyorum ama ayağınızı denk alın yoksa …”
Ekrem burnundan soluyordu adeta. Bu iki serseriyi hiç sevmezdi zaten. Sırf Sevil’i yüzünden katlanıyordu bunlara. Sevil olmasa ağızlarını burunlarını dağıtırdı.
“Sakin ol şampiyon. Bu bizim meselemiz. Sanane?”
“Banane öyle mi banane? Ben şimdi gösteririm sana sananeyi !!!”
Yumrukları sıkmış Ediz’e yumruk atmak için kaldırmışken araya Ayaz’ın girmesiyle istemese de durmak zorunda kalmıştı.
“Hoop hoop. Ağır ol oğlum. İndir o elini. Hem neden büyütüyorsun ki bu olayı bu kadar? Sevil’den sanane? Tamam ağabeyisin ama üveysin. Sence de Sevil’in üstüne fazla titremiyor musun, fazla değil mi bu kadarı?”
Ekrem duyduğu imalardan sonra kaskatı kesilmişti.
Dişlerini sıkarak güçlükle konuşmaya çalıştı.
“Ne ima ediyorsun sen?”
Ayaz alayla sırıtarak konuşmaya başladı. Bu adamla uğraşmak gerçekten hoşuna gidiyordu.
“Ahh yazık anlamamış. Diyorum ki kas kafalı Sevil’i sevdiğini bu kadar belli etme. İnsanlar hoş karşılamazlar. Adın sübyancıya çıkar. Rezil olursun cümle aleme!!”
Ayaz sözlerinden sonra Ediz ile birlikte kahkahalara boğulmuştu. Delicesine gülüyorlardı ama Ekrem için aynı şey geçerli değildi. Ayaz’ın söyledikleri gerçek olabilir miydi? Sevil’i seviyor olabilir miydi? İyide o zaten Sevil’i seviyordu. Çünkü o miniğiydi onun, kardeşiydi, meleğiydi… Yoksa değil miydi?
Bölümü okuduktan sonra şu sorularıma da cevap verirseniz çok sevinirim…
-Sevil, Ediz ve Ayaz’ı affetsin mi?
-Ekrem Sevil’e aşık olduğunu hemen anlasın mı, daha düşünsün mü?
Ayrıca Ediz ve Ayaz’a kızmayın onlar aslında çok iyiler. Yaptıkları en iğrenç şey bununla sınırlı kalacak...
Yorumlarınızı bekliyor olacağım...
En son aslı-.- tarafından Perş. Haz. 30, 2011 8:39 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
tuba9191
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 1342
Rep gücü : 1277
Kayıt tarihi : 06/09/10
Sevdiği Karekter :
Konu: Geri: Küçük Sevgilim - Sanki yokmuşuz gibi, sanki yalanmışız gibi...( 6. Bölüm - Sayfa 26) Perş. Haz. 30, 2011 8:29 am
bence affetmesin...........ekrem biraz düşünsün sevile aşık olup olmadığını o kısımlar güzel oluyo okuması zevkli...........çook güzel olmuş yeni bölümü en kısa zamanda bekliyorum=)bunu daha öncede sormuştum ama cevap aldım mı almadım mı bilmiyomekrem kaç yaşında?sevil kaç yaşında?
aslı-.-
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 65
Rep gücü : 67
Kayıt tarihi : 11/03/11
Nerden : Evden .
Kişisel İleti : Read...Sleep...Eat.
Sevdiği Karekter :
Konu: Geri: Küçük Sevgilim - Sanki yokmuşuz gibi, sanki yalanmışız gibi...( 6. Bölüm - Sayfa 26) Perş. Haz. 30, 2011 8:35 am
bence affetmesin...........ekrem biraz düşünsün sevile aşık olup olmadığını o kısımlar güzel oluyo okuması zevkli...........çook güzel olmuş yeni bölümü en kısa zamanda bekliyorum=)bunu daha öncede sormuştum ama cevap aldım mı almadım mı bilmiyomekrem kaç yaşında?sevil kaç yaşında?
Sanırım cevap vermiştim ama tekrarlıyayım ; Ekrem: 24 yaşında. Sevil : 19 yaşında.
Yorum ve cevaplar için çok teşekkür ederim tatlım
tuba9191
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 1342
Rep gücü : 1277
Kayıt tarihi : 06/09/10
Sevdiği Karekter :
Konu: Geri: Küçük Sevgilim - Sanki yokmuşuz gibi, sanki yalanmışız gibi...( 6. Bölüm - Sayfa 26) Perş. Haz. 30, 2011 8:36 am
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Nerden
Kişisel İleti
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: Küçük Sevgilim - Sanki yokmuşuz gibi, sanki yalanmışız gibi...( 6. Bölüm - Sayfa 26) 
