Kızzııııım , sana boşu boşuna Coşkun demiyorum ben değil mi Eşeeek yine erittin beni , bölüm de çok ekşın göremedim Meloo haklııı , nerde fantastikizm Ama duygusal bir bölümdü kabul ediyorum , çok harikaydı Elllerine sağlık Coşkun'um <3
Off yaa daha (+18) bi bölüm bekliyordum senden. Napalım canım şansımızı zorlamamak gerekir. Çok güzel bir bölüm olmuş canım. Yeni bölümü bekliyorum. (:
“ Sence Kerim bizi burada da yakalayabilir mi ümit ?” “ Sanmam. Hem önce kapıyı çalması gerek.” “ Ya bahçeye dolaşırsa direk ?” “ Beraber oturur sohbet ederiz o halde. Zaten o sadece otoritesini korumaya çalışıyor, onun sert uyarılarına aldırma. “ “ Mmm… peki.” Sallanan hamakta dudağından bir öpücük almak için uzanmam zor olmuştu. Sigarasını dudaklarından ayırmasıyla yakaladığım fırsatı değerlendirebilmiştim ama. “ Ah Ümit bunu yapma ! “ “ Ne, neyi yapmayım ?” Sözlerim onu şaşırtmıştı. “ Aynı anda hem sigaranı içine çekerken hem de gözlerini kısıp bu kadar derin bakma.” Gözlerini devirerek kısa bir kahkaha atmıştı. Cevap vermemişti sadece gülmekle yetinmişti. “Bu şekilde ne kadar seksi ve çekici olduğun hakkında bir fikrin var mı ? “ “ Sadece bu şekilde mi ? Üzüldüm şimdi. “ Yalancı bir hüzünle dudaklarını bükmüştü. “ hayır. Her şekilde öyle olduğunu söylemek oldukça mantıklı ama bu halin daha başka. Derin bakışlarını söylemiyorum bile. Gözlerinin etrafında oluşan çizgiler, ki bunlar güldüğünde de ortaya çıkıyor, beni hep hayran bırakmıştır. Eğer daha evvel başlamamış olsaydım sigara içerken çekilmiş herhangi bir görüntün sayesinde sigaraya başlayabilirdim. Yani benim kadar çıldırmış olan herkes başlardı. Sigara gibi olumsuz bir şey bile seninle mükemmelleşiyor…” Sözlerim onu utandırmıştı biraz. Gözlerini kaçırıyordu gülümserken. Yanaklarına hafifçe oturan kırmızılık onda gördüğüm onlarca tatlı şeyden bir tanesiydi. Hep ben utancın kurbanı olurdum ama bu kez oda yüzüne hücum eden kanı engelleyememişti. “ Utanmışa benziyorsun ? “ Gıcıklık sırası bendeydi. “ Hayır neden utanayım ki bunları ilk söyleyen sen değilsin.” Savunması içime oturan kocaman öfkeyi yüzüme yansıtmama neden olmuştu. Kıskançlık çatık kaşlarımda kendini gösteriyordu şüphesiz. Halime kıkırdadı. “ Seni sinirlendirmek hoşuma gidiyor. Tamam kabul ediyorum bu kadar içten ve inançla söyleyen tek kişisin. “ sözlerinin sonuna doğru dalgınca gözlerini yere dikmişti. Ben ise içimdeki ani duygu değişikliğini yüzümdeki kocaman sırıtma ile haykırıyordum adeta. Tekrar bana baktığında başını iki yana sallayarak gülmüştü. Muhtemelen çocuk gibi görünüyordum ama umurumda değildi. Mutluydum ve o yanımdaydı. “ Ve ellerin… Ne çok kaba ne de bir kız eli gibi. Uzun parmakların narin duruyor. Ama erkek olduğunu yansıtıyorlar. Ellerin benim sevdiğim organlarından bir kaçı. “ “ Organ ? Ah tanrım, delisin sen. Peki ya diğerleri neymiş ?” Gülüyorduk ikimizde komik tabirime. “ Hepsi işte, ayırt etmek kolay mı sanıyorsun !? Her neyse ben bir su alıp geleyim.” “ Tamam” Gülümseyerek yanından kalkmış ve evin bahçeye açılan kapısından mutfağa doğru ilerlemiştim. Dolaptan soğuk bir bardak su ile tekrar bahçeye döndüm. Kapıdan dışarı adım atarken Ümit’ i bana arkası dönük bir şekilde hamakta görüyor olmam ani ve hain bir saldırı planı getirmişti aklıma. Elimdeki sıcak ve soğuğun çatışmasından doğan sebeplerle buharlaşmış bardağa bakarak hınzırca sırıttım. Çok sessizce ilerledim, gerilim filminde avını yakalamaya çalışan bir katil gibi parmaklarım üzerinde ilerliyordum. Yaklaştım, yaklaştım ve tişörtünün yakasını hafifçe aralayarak buz gibi suyu içine döktüm. “ Heeeeeeyyyyy ! “ Bağırarak ayağa fırlamıştı. Bense olduğum yerde kahkahalara boğularak dikiliyordum. “ Seni küçük cadı , önümde kocaman bir havuz olduğunu unuttun sanırım bunu yaparken ? “ bu sefer o hain bir saldırı planı bulmuştu ve sırıtarak yaklaşıyordu. Bende kahkahalarımın arasından hem konuşuyor hem de geri geri ilerleyerek kaçacak bir delik arıyordum. “ Hayır bunu yapmayacaksın Ümit, gelme dur hayır !” Yaklaşıyordu gülerek ve sakin adımlarla. Hala gülüyor bir kaçış yolu arıyordum. Sağ tarafımdaki çok uzun olmayan ama yoğun haldeki çalıları gördüm. Arasında kaybolabilirdim. Hızla koşarak çalıların arasında girdim. Arkamdan geliyordu oda hızla. Birkaç adımı ayakta attıktan sonra yerde dizlerimin üzerinde ilerleyerek bir çalılığın arkasına saklandım. Kahkahalarımı bastırmak için ellerimle ağzımı kapatmıştım. Birkaç dakika öylece bekledim ama Ümit beni bulamamıştı. Yani pek mümkün değildi. Endişelendim bir anda kafamı açığa çıkararak seslendim. “ Ümit ? “ Görünürde yoktu. Ayağa kalktım ve bakınmaya başladım. Aniden ayaklarım yerden kesildi. Korkuyla cırladım. “ Aaaaaay ! “ Ümit beni kucağına almıştı ve hala haince sırıtıyordu. “ İntikam ! Bu sefer fazla ıslak. “ Göz kırpmıştı gülerek. “ Hayır, sen uslu bir çocuksun bunu yapmayacaksın değil mi… İbo? “ son kelimeyi duyduğunda ağzını kocaman açmış hayretle başını sallamıştı. Küçükken ablalarının ona bu şekilde hitap ederek dalga geçtiklerini her hayranı bilirdi. (bu da yalan nihahaha) “ İşte bunu söylememen gerekiyordu ! “ Gülerek yürümeye başladı. Havuzun kenarında durduğunda engel olmak için herhangi bir girişimde bulunmadım. Havuzda onunla beraber ıslanmanın nesi kötü olabilirdi ki ? Tabi benimle beraber atlarsa. “ Hadi ama çocukluk anılarının-“ Sözümü tamamlamadan beni havuza atmıştı. Ah orda öylece dikiliyordu oysa ben onun da benimle olacağını düşünmüştüm. Ve neden olmasın ? Kafamı sudan çıkararak ona doğru yüzdüm. “ Ah tamam sen kazandın hadi yardım et de çıkayım şuradan. “ Elimi uzatmıştım ama gülerek bana bakmaya devam etti. “ Ne ? “ Sahte bir ciddiyetle elimi tutmasını bekledim. “ Bu sahneyi bilmek için oyuncu olmana gerek yok. Eğer biraz uyanıksan elini uzattığın anda suya çekileceğini bilirsin. “ “ Ah ! Çok fesatsın, peki tamam kendim halledeyim.” Havuzdan çıkmak için çabalıyormuşçasına tutunmaya çalıştım, Ümit önümde dikiliyordu. Gülerek çıkışımı izliyordu. Tam çıkıyordum ki ani bir hareketle, onun da hiç beklemediği bir anda tişörtünü önünden tutarak çektim. Ve o da sudaydı. Ona döndüm. Gözlerini kısmış inanamaz bir ifade ile bakıyordu. “ Bu sahneyi bilmek için de uyanık olman yeterli. Küçük bir cadı intikamını daima alır.” Onun yaptığı gibi göz kırparak güldüm. Arkamı döndüm ve çıkma çabalarıma devam ettim. Arkamdan beni yakalayarak kendine çekti. “ Böyle kolay sıvışacağını sanıyorsan, büyük hata. “ Bedenimi kendine çevirdi. “ Sıvışmak ? Senin olduğun yerden sıvışmak isteyecek kadar aptal biri değilim, henüz bunu çözememiş olman, ‘büyük hata’. “ Gülmüştü sözlerime. Suyun içinde bedenlerimiz birleşmişti yine. Elleri belimdeydi ve kendi bedeniyle bütünleşmemi istiyormuşçasına baskı uyguluyordu bedenime. Islak dudakları dudaklarımla buluştuğunda tarif edilemez bir haz duyuyordum. Hızla öpüşmeye devam ediyorduk. Kalbim yine olduğu yere sığmayacak kadar devleşmişti, hızını tarif etmek mümkün değildi. Alt dudağın dudaklarımın arasındaki hareketi içimdeki garip uyuşmaya neden oluyordu. Daha fazlasını istiyordum. İçimdeki haz duygusu ve daha ileriye gitme isteği seks manyağı olduğumdan değildi.(kesinlikle öylesin) Yalnızca bu aşkla bütünleştiği zaman bu kadar cazip geliyordu. Hızlanan dudaklarımızı nefes almak için ayırdık. Alnını alnıma dayamıştı. Gürültülü nefes alışlarımız ne kadar istekli olduğumuzu kanıtlıyordu adeta. “ Biliyor musun sudayken kıyafetlerimin ağırlığını taşımak beni yoruyor.” Gülmüştü sözlerim üzerine. “ Hmm seni yormak istemem. “ Sözleriyle birlikte elleri belimden ayrılarak bluzumu çıkarma çabalarına girişti. Bende durmuyordum. Birbirimizin kıyafetlerini çıkarırken dudaklarımız yine buluşmuştu. İçimizdeki istek hızımızı arttırıyordu. Bacaklarımı beline dolamıştım. Elleri çıplak tenimde suyla birlikte geziniyordu. Kollarımı boynuna dolamış, dudaklarının boynumdaki gezintisinden duyduğum hoşnutluğun yankılanmasına izin veriyordum. İniltilerim çok sesli değildi. Onunkileri de bastırmıyordu. Dudakları yine dudaklarımı buldu. Her dokunuşunda yeniden doğuyordum. Tenlerimizin temasını suyun hiçbir zerresi engelleyemiyordu. Her hareketimiz suda dalgalar oluşturuyordu. Yine dudakları boynuma ulaştığında ellerimle saçlarını kavramış olabildiğince fazla nefes alıyordum. İç içe geçmiştik. Haz beraberinde uyumu da getirmişti. Bu sefer acı da yoktu ilkinin başlangıcında olduğu gibi. Sadece haz vardı. Ve istek. Bitmemeliydi. “ Mmm… birilerinin görme riskinin olmadığı bir yer biliyor musun devamı için ?” Sesim kendinden geçmiş çıkıyordu. “ Aslında….birkaç yer biliyorum….hepsi de evin içinde oluyor ama…” Öpücüklerine devam etmiş aralarda konuşmuştu. “ Bana kalırsa içi de dışı da uygun… ama Kerim böyle bir haberi kaldıramaz sanırım ve kovulan yalnızca ben olmayabilirim…” Dudaklarını tenimden ayırıp gülerek yüzüme baktı. “ Haklı olabilirsin. Hadi o zaman Kerim’ in yüreğine indirmek istemem.” “ Tamam” Dudağımı ısırarak güzel gözlerinde kaybolmuştum. Hayat bütün harikalığı ile bana çalışıyordu sadece. Mutluluğum kimsenin bugüne kadar sahip olmadığı büyüklükteydi. O hem bedenime hem de ruhuma bir bir işlerken aşkımın eşsizliği netleşiyordu…
Evet sapıkcanlar , yarı sansürlü bir şekilde yazmaya çalıştım , eğer bannlanırsam sorumlusu Meltem ve de Meris'tir bu bölümün bütün hakları onlarda saklıdır
Kankaa. Ben düşünüyorum da, bu senaryo benim için yazılmış. Bölüm başlığını görünce ilkten bir 'nööfff' demedim değil. Ama bence böyle de fantastikizmi yaşatmış olduk ve seninle niftihar ediyorum. Bu ıslak bölüm için teşekkürler, ellerine sağlık.
-Ben bir şey görmedim kanka normal bir bölüm yani neden öyle dedin ki şimdi?
Oha lan! 3 bölüm geri kalmış olabilirim Ama hepsini okudum ÇÜŞ ! dedim 15. bölümde. Türkü ne kadar hızlıymış öyle. Bende bir an koltuk heba oldu demiştim ama yukarı çıktılar 16. bölümde babasından aldığı şok gerçekten üzücüydü :/ Bende hiç beklemiyordum. Ve bu bölüm kızım bu bölümde sansürleyecek ne var ki yane :a Hiç bir şey yoktu ^^ Ayrıca bunlar seks manyağı ciddiyim. Rahat duramıyolar Devam ^^
Ptsi Eyl. 02, 2024 11:15 pm
Cinsiyet
Mesaj Sayısı
Rep gücü
Kayıt tarihi
Nerden
Kişisel İleti
Sevdiği Karekter
Konu: Geri: Girdap 34. Bölüm; " Ambargo "97.sayfa 
